Translation of "Although" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Although" in a sentence and their turkish translations:

Although there are paradoxes

Paradokslar olmasına rağmen

Although I should say,

Şunu söylemem gerekir,

And although these supposed morons

Bu moron saydığım kişiler

1980. Although high temperatures represent

temsil etse de , küresel ısınma muz tarlalarının

Although there is no complete evidence

Tam bir kanıt olmasada

Although you rushed, you're not ready.

Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.

Pinocchio, although alone, defended himself bravely.

Pinokyo, tek başına olmasına rağmen, kendini cesurca korudu.

Although borders are not visible from space,

Sınırlar uzaydan görünmese de

Hopscotch. Although his name is so ridiculous

seksek. İsmi bir o kadar saçma olsa da

Although it looks like an Islamic tradition

İslami bir gelenek gibi görünse de

Although no one lives, command these groups

yaşamasına rağmen kimse bu guruplara komutanlık

Although it is snowing, I must go.

Kar yağmasına rağmen gitmek zorundayım.

although some of them look very feminine,

sanırım bu bir erkek

Although she is poor, she is satisfied.

O, fakir olmasına rağmen, tatmin olmuştur.

Although natto smells awful, it is delicious.

Natto kötü kokmasına rağmen, lezzetlidir.

Although it was raining, I went out.

Yağmur yağmasına rağmen, dışarı gittim.

Although he's young, he's an outstanding doctor.

Genç olmasına rağmen o olağanüstü bir doktor.

Although he is poor, he is happy.

O, yoksul olmasına rağmen mutludur.

Although you can probably guess what's happening.

Muhtemelen neler olduğunu tahmin edebilirsiniz.

I went out although it was raining.

Yağmur yağmasına rağmen ben dışarı çıktım.

Although I've already eaten, I'm still hungry.

Yemeği henüz yediğim halde hala açım.

although it would make a really great selfie.

halbuki çok güzel bir özçekim olurdu.

Although women found 38 percent of US companies,

ABD şirketlerinin yüzde 38'i kadınlar tarafından kurulmuş olmasına rağmen

Although they are mammals, they hibernate, for example.

memeli olmasına rağmen kış uykusuna yatarlar mesela.

Global warming. Although the twelfth of December 2000

, iklim değişikliğiyle mücadelede hala tarihi bir gün olmasına rağmen,

Although it rained, everyone had a good time.

Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.

Although she lives nearby, I rarely see her.

Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.

Although she has many weaknesses, I trust her.

Çok fazla zayıf noktaları olmasına rağmen, ben ona güveniyorum.

Although old, he is still very much alive.

Yaşlı olmasına rağmen, o hala çok canlıdır.

Although he is rich, he is not happy.

Zengin olmasına rağmen, mutlu değil.

Although I was exhausted, I continued to work.

Bitkin olduğum halde, işe devam ettim.

Although they were not guilty, they were charged.

- Suçlu olmamalarına rağmen cezalandırıldılar.
- Suçlu olmamalarına rağmen, itham edildiler.

He is active although he is very old.

O çok yaşlı olmasına rağmen etkindir.

Nobody can change history, although many have tried.

Pek çokları denese de kimse tarihi değiştiremez.

Although he was sick, he went to class.

- Hasta olmasına rağmen derse girdi.
- O hasta olmasına rağmen, sınıfa gitti.

Although he's young, he has a grey beard.

- Genç olmasına rağmen beyaz bir sakalı var.
- Genç olmasına rağmen sakalı beyaz.

Although she is rich, she dresses quite simply.

O zengin olmasına rağmen, oldukça basit giyinir.

Although it was very late, he kept working.

Çok geç olmasına rağmen, o çalışmaya devam etti.

Although Tom is sick, he's swimming again today.

Tom hasta olmasına rağmen bugün tekrar yüzüyor.

Although she is rich, she is not happy.

O, zengin olmasına karşın mutlu değil.

Although I trusted the map, it was mistaken.

- Haritaya güvenmeme rağmen,o hatalıydı.
- Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.

Although the sun was out, it was cold.

- Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
- Güneş çıkmış olmasına rağmen hava soğuktu.

Although he has many friends, he is lonely.

Pek çok arkadaşı olmasına rağmen, o yalnız.

Although he is very old, he is strong.

- Yaşlı ama kuvvetli.
- Çok yaşlı olmasına rağmen, güçlü birisi.

Although he is rich he works very hard.

Zengin olmasına rağmen çok sıkı çalışır.

Although he is Chinese, he doesn't speak Chinese.

O, Çinli olmasına rağmen Çince konuşmuyor.

Although I was sick, I did my best.

Hasta olmama rağmen, elimden gelenin en iyisini yaptım.

Although I was tired, I did my best.

Yorgun olmama rağmen, elimden geleni yaptım.

Although he is young, he is very careful.

Genç olmasına rağmen çok dikkatlidir.

Fadil started fasting although he wasn't a Muslim.

Fadıl bir Müslüman olmamasına rağmen oruç tutmaya başladı.

I'm a penguin, although I don't eat fish.

Balık yemememe rağmen ben bir penguenim.

And although the overall risk increases are relatively small,

ve toplam risk çoğalmaları nispeten küçük olmasına rağmen,

In this image, although everything seems to be better

bu görüntüde ise her şey daha iyi gibi görünse de

Although her house is nearby, I seldom see her.

Onun evi yakın olmasına rağmen, onu nadiren görüyorum.

Although he was tired, he would not stop working.

O yorgun olmasına rağmen, çalışmayı durdurmadı.

Although no one understands, I always tell the truth.

Kimse anlamamasına rağmen ben her zaman gerçeği söylerim.

Although you are rich, I doubt you are happy.

Zengin olmana rağmen, ben senin mutlu olduğundan şüpheliyim.

Although they were twins, they were of opposite personalities.

İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı.

Although in common usage, this word is frequently mispronounced.

Yaygın kullanımına rağmen, bu sözcük sık sık yanlış telaffuz edilir.

Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light.

Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.

Although I tell you to, you don't do it.

Sana söylediğim halde yapmadın bunu.

Although I may be unhappy, I won't commit suicide.

Mutsuz olmama rağmen intihar etmeyeceğim.

Although the alarm rang I failed to wake up.

Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.

The meat, although cooked, isn't completely free of microorganisms.

Et pişmiş olmasına rağmen tamamen mikroorganizmasız değildir.

Although it was raining, I had to go out.

Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıkmak zorundaydım.

- Although I did not like math, I had to study logarithms.
- Although I didn't like math, I had to study logarithms.

Matematik sevmememe rağmen logaritma okumak zorunda kaldım.

- Although she is gone, I still love her more than anything.
- Although he is gone, I still love him more than everything.

O gitmesine rağmen onu hâlâ her şeyden daha çok seviyorum.

And although my grades were good, I had no motivation.

ve notlarım iyi olmasına rağmen hiçbir şeye hevesim yoktu.

Although the Carthaginians are faced with serious setbacks in Iberia,

Kartacalıların İberya'da ciddi şekilde gerilemesine rağmen

Although wild smooth-coated otters are active during the day,

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

although it's really useful if you're the sort of person --

eğer yumurtaları haşlayıp buzdolabına koyuyorsanız--

Although those who love power criticize when they criticize power,

iktidarı eleştirdiğinde iktidarı sevenler eleştirse de

Although he isn't ill-natured, he is not very kind.

Kaba olmamasına rağmen, çok nazik değildir.

Although he was wrong, he didn't say he was sorry.

O yanılıyor olmasına rağmen üzgün olduğunu söylemedi.

Although they are twins, they have few interests in common.

İkiz olmalarına rağmen, onların çok az ortak ilgi alanları var.

Although we tried our best, we know we won't win.

Elimizden geleni yapmamıza rağmen kazanmayacağımızı biliyoruz.

Although they were brothers, they were not on speaking terms.

Onlar erkek kardeş olmalarına rağmen onlar küstü.

Although she is late, I am sure she will arrive.

Geç kalmasına rağmen, onun geleceğine eminim.

Although studying Chinese seems difficult, it's simpler than you think.

Çince eğitimi zor gibi görünse de, düşündüğünüzden daha kolaydır.

Although no one admits it, Paula is a great cook.

Hiç kimse bunu kabul etmese de Paula harika bir aşçıdır.

Although we worked hard, we are not getting good results.

Çok çalışmamıza rağmen iyi sonuçlar almıyoruz.

Although, I will warn you the amount of noise you make

Yine de uyarayım, çıkarttığınız ses miktarı

The Carthaginians, although caught by surprise, have confidence in their ships.

Kartacalılar, hazırlıksız yakalanmış olsalar da, gemilerinden gayet eminler.

although people have worked for decades to make this a reality.

için çalışsalar da tam olarak bu ideale göre yaşamıyoruz.

Industrial processes. Although the concentration of methane and nitrous oxide is

karbondioksitten daha az olmasına rağmen,

Although Bob was in disguise, I recognized him at a glance.

Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.

The child had no overcoat on although it was very cold.

Çocuğun çok soğuk olmasına rağmen üstünde paltosu yoktu.

Although the proposal seemed like a good idea, they refused it.

Teklif iyi bir fikir gibi görünmesine rağmen, onlar onu reddetti.

Although he was born in England, he speaks English very badly.

İngiltere 'de doğmuş olmasına rağmen, o çok kötü İngilizce konuşuyor.

Although English is not his first language, he speaks it impeccably.

İngilizce onun anadili olmamasına rağmen, onu kusursuz konuşur.

Although she grew up in Japan, she still speaks fluent English.

Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.

Although my car is very old, it still runs very well.

Arabam çok yaşlı olsa da, hala çok iyi çalışıyor.

I'm going shopping this afternoon, although I don't have much money.

Çok param olmamasına rağmen bu öğleden sonra alışverişe gidiyorum.

Although Takahashi looks completely Asian, I've heard he's of mixed blood.

Tamamen Asyalı gibi görünmesine rağmen Takahaşi'nin melez olduğunu duydum.