Translation of "Relied" in Turkish

I relied on him.

Ona güvendim.

I relied on Tom.

Tom'a güvendim.

Tom relied on Mary.

Tom, Mary'ye güvendi.

Sami relied on Layla.

Sami, Leyla'ya güven duyuyordu.

- They must've relied on Tom.
- They must have relied on Tom.

Onlar Tom'a güvenmiş olmalı.

She relied on her brother.

O, erkek kardeşine güvendi.

Tom can be relied on.

Tom'a güvenilebilir.

I relied on his kindness.

Ben onun iyiliğine güvendim.

Tom can't be relied on.

Tom'a güvenilemez.

His promise cannot be relied on.

Onun sözüne güvenilemez.

The British relied on sea power.

İngilizler deniz gücüne güveniyorlardı.

Such a man cannot be relied upon.

Böylesine bir insana güvenilemez.

A growth model that relied, heavily on… inflation.

Ağırlıklı olarak enflasyona bel bağlayan bir ekonomik model.

He is relied on by everyone in the class.

Sınıftaki herkes tarafından ona güvenilir.

She relied on the medicine as a last resort.

O, son çare olarak ilaca güvendi.

These are my go-to strategies that I relied upon

Bunlar, benim en güvendiğim

She cannot be relied on because she often tells lies.

Ona güvenilemez çünkü sık sık yalan söylüyor.

- He can be relied on.
- You can't count on him.

Ona güvenemezsin.

- He cannot be relied on.
- You can't rely on him.

Ona güvenemezsiniz.

The main idea of the book relied on a false premise.

Kitabın ana fikri yanlış bir öncüle dayanıyordu.

For all the ways that we have not relied on your strength.

her an için bizleri affedin.

As he often tells lies, he is not to be relied on.

Sık sık yalan söyler, o güvenilmezdir.

- He can be relied on.
- You can count on him.
- He can be counted on.

Ona güvenilebilir.

It relied on Berthier’s complete acceptance of his  subordinate role: he played no part in devising  

oldukça etkili bir çalışma ilişkisi kurdular. Bu ilişki Berthier'in ikincil rolünü tam olarak kabul etmesine

- He can be trusted.
- He can be relied on.
- You can count on him.
- He can be counted on.

Ona güvenilebilir.

- As he often tells lies, he is not to be relied on.
- We can't trust him because he often tells lies.

O sık sık yalan söylediği için ona güvenemeyiz.

Early commerce to the Americas relied on the trade winds—the prevailing easterly winds that circle the Earth near the equator.

Amerika'ya erken ticaret, ticaret rüzgarlarına, yani Dünya'yı ekvator yakınında çevreleyen hakim doğu rüzgarlarına dayanıyordu.

- He can be trusted.
- He can be relied on.
- You can rely upon him.
- You can count on him.
- He can be counted on.

Ona güvenebilirsiniz.