Translation of "Regarded" in Turkish

0.169 sec.

Examples of using "Regarded" in a sentence and their turkish translations:

Tom regarded the statue carefully.

Tom heykele dikkatlice baktı.

He is regarded as missing.

O, kayıp olarak kabul ediliyor.

He was regarded as a hero.

O bir kahraman olarak kabul edildi.

He regarded the money as gone.

O, paraya gitmiş gözüyle baktı.

Philosophy is often regarded as difficult.

Felsefe genelde zor olarak değerlendirilir.

We regarded his behavior as childish.

- Biz onun davranışını çocuksu olarak saydık.
- (Davranışını) çocukluğuna verdik.

Einstein regarded himself as a philosopher.

Einstein kendini bir filozof kabul etti.

I regarded Tom as a friend.

Tom'u bir arkadaş olarak görüyorum.

Tom was regarded as a hero.

Tom bir kahraman olarak görülüyordu.

I regarded him as a friend.

Onu arkadaş olarak görmüştüm.

Everyone regarded him as a great singer.

Herkes onu harika bir şarkıcı olarak saydı.

They regarded him as a national hero.

Ona bir ulusal kahraman gözüyle bakıyorlardı.

His plans were regarded with some disfavor.

Onun planları bazı beğenilmemelere rağmen kabul edildi.

The soldiers were regarded as cannon fodder.

Askerler ölmeye giden askerler olarak kabul edildi.

Tom is regarded as a great pianist.

Tom büyük bir piyanist olarak kabul edilir.

We all regarded the situation as serious.

Hepimiz duruma ciddi olarak baktık.

I regarded him as a good teacher.

Ben onu iyi bir öğretmen olarak kabul ediyorum.

I regarded the man as an enemy.

Adamı bir düşman olarak gördüm.

It is regarded as a matter of time.

Bir zaman meselesi olarak düşünülüyor.

The villagers regarded the stranger as their enemy.

Köylüler, yabancıya düşman gözüyle baktılar.

My father regarded himself as a loyal Hungarian.

Babam kendini sadık bir Macar olarak görüyordu.

They regarded him as the best doctor in town.

Onlar ona kasabadaki en iyi doktor gözüyle görüyorlardı.

We regarded the document as belonging to her brother.

Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.

His acceptance of the present was regarded as bribery.

Onun hediyeyi kabul etmesi rüşvet olarak kabul edildi

The raven is regarded a bird of bad omen.

Karga, kötü alametli bir kuş kabul edilir.

They regarded the man as a danger to society.

Adamı toplum için bir tehlike olarak gördüler.

I regarded him as the best doctor in town.

Onu şehirdeki en iyi doktor olarak görmüştüm.

Auguste Comte is regarded as the father of sociology.

Auguste Comte, sosyolojinin babası olarak görülür.

Fadil was a highly regarded member of the community.

Fadil, toplumun saygı gösterdiği biriydi.

Which they regarded as meddling in their own front yard.

kendi başlarına karışık gördükleri ön bahçe.

He was regarded as the greatest writer of the day.

Çağının en iyi yazarı olarak görülüyordu.

They regarded him as the ringleader of the murder case.

Onlar onu cinayet davasının elebaşı olarak saydı.

The police regarded him as a party to the crime.

Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu.

Self-harm is often regarded as an indicator of insanity.

Kendine zarar verme genellikle cinnetin bir göstergesi olarak kabul edilir.

Indonesian has long been regarded as the local bridge language.

Endonezya dili uzun süre yerel köprü dili olarak kabul edilmiştir.

- The American government has always regarded England as America's house pet.
- The US government has always regarded England as the United States' house pet.

ABD hükümeti İngiltereye her zaman Amerika'nın evcil hayvanı olarak bakmıştır.

Making use of fire may be regarded as man's greatest invention.

Ateşin kullanılması insanın en büyük icadı olarak kabul edilmektedir.

He was regarded as a hero for saving his friend's life.

O, arkadaşının hayatını kurtardığı için bir kahraman olarak kabul edildi.

Televisions with vacuum tubes are regarded as being behind the times.

Tüplü televizyonlar modası geçmiş olarak görülüyor.

The surgeon who did Tom's operation is very experienced and highly regarded.

Tom'un ameliyatını yapan cerrah çok deneyimli ve oldukça saygın.

The surgeon who operated on Tom is very experienced and highly regarded.

Tom'u ameliyat eden cerrah çok deneyimli ve oldukça saygın.

Suchet was a brilliant commander, widely-regarded as the best administrator in Napoleon’s

en iyi idarecisi olarak kabul edilen parlak bir komutandı

When Davout got into a row with Marshal  Murat, whom he regarded as incompetent,  

Davout, beceriksiz bulduğu Mareşal Murat ile kavga ettiğinde,

The city is often regarded as the most cultured and cosmopolitan city north of London.

Şehir çoğunlukla Londra'nın kuzeyinde en kültürlü ve kozmopolit şehir olarak kabul edilmektedir.

For a long time the story of King Hrolf was regarded rather like the story of King Arthur,

Uzun süre Kral Hrolf'un hikayesi daha çok Kral Arthur'un hikayesine benziyordu,

- Sleeping is considered a waste of time by numerous people.
- Sleeping is regarded as a waste of time by numerous people.

Bazıları uyumayı vakit kaybı olarak görüyor.

- In the age of the Internet, people who write letters are considered odd.
- In the Internet age, people who write letters are regarded as being odd.

İnternet çağında, mektup yazanlar tuhaf sayılırlar.