Examples of using "Profound" in a sentence and their turkish translations:
Bunun derin etkileri vardır.
Sonuçları çok etkilidir.
Derin bir değişimle karşı karşıyayız.
Derin bir deneyim yaşadım.
Leyla derin bir acı hissetti.
bu mesajların bizde müthiş bir etkisi var.
Yalnızlık ve tecritin içe işleyen sağlık etkileri var.
Sorularınız giderek daha derinleşiyor.
Benim üzerimde çok derin bir etkisi vardı.
Deneyimin Tom üzerinde derin bir etkisi vardı.
Markalaşma, insan ruhunun derin tezahürüdür.
Çok etkili bir sözü vardı
duygusal sağlığımız üzerinde çok büyük bir etki yapar.
O derin bir uykuya daldı.
Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.