Translation of "Learned" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Learned" in a sentence and their turkish translations:

- He learned.
- She learned.

Öğrendi.

You learned.

Öğrendin.

Mary learned.

Mary öğrendi.

We learned.

Öğrendik.

They learned.

Öğrendiler.

We learned English.

Biz İngilizce öğrendik.

You learned quickly.

Çabuk öğrendin.

We learned French.

Biz Fransızca öğrendik.

Lessons were learned.

- Ders alınmıştı.
- Dersler çıkarıldı.

He learned quickly.

Çabuk bir biçimde öğrendi.

She learned quickly.

O hızlı bir şekilde öğrendi.

Tom learned French.

Tom, Fransızca öğrendi.

Sami learned that.

Sami onu öğrendi.

- He learned how to swim.
- He learned to swim.

O, yüzmeyi öğrendi.

- I have learned many lessons.
- I've learned many lessons.

Birçok ders öğrendim.

- We've learned that that's OK.
- We've learned that's OK.

Biz onun iyi olduğunu öğrendik.

- Tom had learned French.
- Tom had just learned French.

Tom henüz Fransızca öğrenmişti.

- I learned that from you!
- I learned that from you.

Onu senden öğrendim!

- I learned it from you.
- I learned that from you.

Onu senden öğrendim.

- I learned from the best.
- I've learned from the best.

Ben en iyisinden öğrendim.

He who thinks he has learned enough has learned nothing.

Yeterince öğrendiğini düşünen hiçbir şey öğrenmedi.

- Tom learned French very quickly.
- Tom learned French really quickly.

Tom çok hızlı Fransızca öğrendi.

- I've already learned a lot.
- I've learned a lot already.

Şimdiden çok şey öğrendim.

That is learned behavior.

Bu, öğrenilmiş davranış.

And we learned this.

Şunu da öğrendik ki,

See, what I learned

Bundan öğrendiğim şey,

Haven't we still learned?

hala öğrenemedik mi?

He is very learned.

O, çok bilgilidir.

He learned to swim.

O yüzmeyi öğrendi.

I learned my lesson.

Ben dersimi aldım.

What have you learned?

Ne öğrendin?

They haven't learned anything.

Onlar hiçbir şey öğrenmedi.

I've learned my lesson.

Dersimi öğrendim.

I learned a lot.

Çok şey öğrendim.

I learned something today.

Bugün bir şey öğrendim.

Tom learned sign language.

Tom işaret dilini öğrendi.

We learned English together.

Birlikte İngilizce öğrendik.

I've learned so much.

Ben çok şey öğrendim.

I've learned a lot.

Ben çok şey öğrendim.

Nobody is born learned.

Hiç kimse öğrenmiş olarak doğmaz.

She learned to swim.

O yüzmeyi öğrendi.

We learned our lesson.

Dersimizi öğrendik.

We learned by doing.

Yaparak öğrendik.

Tom had learned French.

Tom Fransızca öğrenmişti.

Haven't we learned anything?

Hiçbir şey öğrenmedik mi?

Have we learned anything?

Herhangi bir şey öğrendik mi?

Haven't you learned anything?

Bir şey öğrenmedin mi?

Have you learned nothing?

Hiçbir şey öğrenmedin mi?

We learned French together.

Biz birlikte Fransızca öğrendik.

We've learned a lesson.

Biz bir ders öğrendik.

Sami learned sign language.

Sami işaret dilini öğrendi.

I learned to cook.

- Yemek yapmayı öğrendim.
- Yemek pişirmeyi öğrendim.

I learned about Islam.

İslam'ı öğrendim.

He has learned Russian.

Rusça öğrendi.

- That is how I learned English.
- That's how I learned English.

İngilizce'yi böyle öğrendim.

- I never learned how to write.
- I never learned to write.

Yazmayı hiç öğrenmedim.

- Tom has learned how to swim.
- Tom learned how to swim.

Tom nasıl yüzeceğini öğrendi.

- You should've learned your lesson.
- You should have learned your lesson.

Dersini öğrenmen gerekirdi.

- I've learned a lot about him.
- I learned a lot about him.
- I learned a lot about her.

Onun hakkında çok şey öğrendim.

- I learned a lot from Tom.
- I've learned a lot from Tom.
- I've learned a lot of things from Tom.
- I've learned many things from Tom.

Tom'dan çok şey öğrendim.

- I learned that the hard way.
- I've learned that the hard way.

Ben onu zor yoldan öğrendim.

- I learned a lot from you.
- I've learned a lot from you.

Senden çok şey öğrendim.

- I hope you've learned your lesson.
- I hope you learned your lesson.

Dersini öğrendiğini umuyorum.

First I learned to ride a bicycle. Then I learned to drive.

Önce bisiklete binmeyi öğrendim. Sonra araba sürmeyi öğrendim.

Emotional stress, I have learned,

Şunu öğrendim ki duygusal stres

In 2012, I learned Russian.

2012'de Rusça öğrendim.

The second thing I learned

Öğrendiğim ikinci şey,

We learned this after 1980

biz bunu 1980 yılından sonra öğrendik

He is a learned man.

O bilgili bir adam.

Haven't you learned your lesson?

Dersini öğrendin mi?

Have you learned your lesson?

Dersini aldın mı?

She learned English like that.

O öyle İngilizce öğrendi.

I learned from the best.

Ben en iyisinden öğrendim.

I learned a new trick.

Ben yeni bir hile öğrendim.

I learned a new technique.

Ben yeni bir teknik öğrendim.

I learned quite a bit.

Pek çok şey öğrendim.

I never learned to swim.

Asla yüzmeyi öğrenmedim.

I learned from my mistakes.

Ben hatalarımdan öğrendim.

Tom learned shorthand from Mary.

Tom Mary'den stenografi öğrendi.

I learned it from him.

Onu ondan öğrendim.

I learned French in Paris.

Paris'te Fransızca öğrendim.

You haven't learned a thing.

Bir şey öğrenmedin.

I've learned to accept that.

Bunu kabul etmeyi öğrendim.

That's not all I learned.

Tüm öğrendiğim bu değil.

I learned about Greek culture.

Ben Yunan kültürünü öğrendim.

She learned the hard way.

O zor yolu öğrendi.

I've learned to trust them.

Onlara güvenmeyi öğrendim.

I learned it in school.

Onu okulda öğrendim.

I learned a little French.

Biraz Fransızca öğrendim.

I learned a valuable lesson.

Değerli bir ders öğrendim.

I learned a new thing.

Yeni bir şey öğrendim.

I haven't learned much yet.

Henüz çok şey öğrenmedim.

What have you learned, Tom?

Ne öğrendin, Tom?