Translation of "Regular" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Regular" in a sentence and their turkish translations:

- He's your regular workaholic.
- She's your regular workaholic.
- He's a regular workaholic.
- She's a regular workaholic.

O düzenli bir işkolik.

And regular updates.

.

I'm a regular.

Ben düzenliyim.

Is his pulse regular?

Onun nabız düzenli mi?

My period is regular.

Âdetlerim düzenli.

Tom is a regular.

Tom düzenli.

You have a regular pulse.

Düzenli bir nabzın var.

Fill it with regular, please.

Lütfen depoyu normal benzinle doldurun.

She is a regular beauty.

O düzenli bir güzellik.

Five gallons of regular, please.

Beş galon normal benzin, lütfen.

This is the regular procedure.

Bu normal bir işlemdir.

Tom is a regular customer.

Tom düzenli bir müşteridir.

Tom is a regular kid.

Tom normal bir çocuktur.

Layla had a regular job.

Leyla'nın düzenli bir işi vardı.

Tom isn't a regular customer.

Tom düzenli müşteri değil.

Retailers are guilty, often, of distorting the regular price, raising the regular price.

Satıcılar, genellikle müdavim fiyatı saptırmak ve yükseltmekle suçludurlar.

We were mixed with regular prisoners.

diğer tutuklularla bir arada kalırdık.

So disciplined regular and perception levels

bu kadar disiplinli düzenli ve algı seviyeleri

The volcano erupts at regular intervals.

Volkan düzenli aralıklarla püskürür.

That is the regular starting time.

O normal başlangıç ​​zamanı.

Ten dollars of regular unleaded, please.

10 dolarlık normal kurşunsuz,lütfen

I'm looking for some regular work.

Düzenli bir iş arıyorum.

Tom is a regular blood donor.

- Tom düzenli bir kan vericisi.
- Tom düzenli bir kan bağışçısı.

I'm a regular at this gym.

Bu spor salonunda devamlı müşteriyim.

Tom is just a regular guy.

Tom sadece düzenli bir adam.

Sami wore his regular work clothes.

Sami düzenli iş elbiselerini giydi.

Tom doesn't have a regular job.

Tom'un düzenli bir işi yok.

Do you have regular bowel movements?

- Bağırsak hareketleriniz düzenli mi?
- Büyük tuvaletinizi yapmada bir düzensizlik var mı?

I have finally regained my regular form.

Nihayet sürekli formumu yeniden kazandım.

Regular attendance is required in that class.

O sınıfta düzenli devam gereklidir.

Tom isn't one of our regular employees.

Tom düzenli işçilerimizden biri değil.

The cycle of blood is not regular.

Kan dolaşımı düzenli değil.

They guaranteed regular employment to their workers.

Onlar işçilerine düzenli istihdamı garantiledi.

We have a lot of regular customers.

Bizim çok sayıda düzenli müşterilerimiz var.

Have you ever had a regular job?

Hiç düzenli bir işin oldu mu?

He said, "Well, disk breaks need regular adjustments."

Bizim genç, "Frenler düzenli ayarlama gerektirir." der

Regular prisoners learned a lot from political prisoners.

Diğerleri, siyasi tutuklulardan çok şey öğrendiler.

LA: And look, we're just two regular friends

LA: Bakın, biz siyaset ve

I'd like a full tank of regular unleaded.

Bir depo kurşunsuz normal istiyorum.

Professional writers do not have a regular income.

Profesyonel yazarların düzenli bir geliri yoktur.

You should perform regular maintenance on your car.

Arabana düzenli bakım yapmalısın.

She's not a regular employee of this company.

O bu şirketin düzenli bir çalışanı değil.

Is there regular bus service to the town?

Kente düzenli otobüs servisi var mı?

Do you want dry cleaning or regular wash?

Kuru temizleme mi yoksa normal yıkama mı istiyorsun?

I also prefer white chocolate to regular chocolate.

Ben de , beyaz çikolatayı , normal çikolataya tercih ederim.

If only English were as regular as Esperanto.

Keşke İngilizce, Esperanto kadar düzenli olsaydı.

Esperanto is a truly regular and easy language.

Esperanto gerçekten düzenli ve kolay bir dildir.

Turkish is a very regular and logical language.

- Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.
- Türkçe çok düzenli ve mantıklı bir dildir.

Tom stole Mary's butter on a regular basis.

Tom, Mary'nin tereyağını düzenli olarak çaldı.

You know, your regular lineup of low-level offenders --

küçük suçluların normal sıralara girdiği...

Regular attendance is important in a foreign language class.

Yabancı dil dersine düzenli katılım önemlidir.

There is no regular boat service to the island.

Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.

He was a regular member of the soccer club.

Futbol kulübünün düzenli bir üyesiydi.

The bartender told me you were a regular here.

Barmen bana senin burada devamlı bir müşteri olduğunu söyledi.

Still sends me to the ER on a regular basis?"

hala düzenli olarak beni acil servise gönderirken?"

Air conditioning. The replacement of regular light bulbs with compact

lambalarla değiştirilmesi dayanıklı oldukları için küresel ısınmayla mücadele

It's best to go to the dentist at regular intervals.

En iyisi düzenli olarak dişçiye gitmektir.

He's a regular at the bars and pubs around here.

Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.

Fill her up with regular. I'll be paying in cash.

Her zamanki gibi onu fulle. Nakit ödeyeceğim.

Sami took a knife to school on a regular basis.

Sami düzenli olarak okula bir bıçak götürdü.

You need to defragment the drive on a regular basis.

Sürücüyü düzenli olarak birleştirmeniz gerekiyor.

I think it is very good to lead a regular life.

Düzenli bir hayat sürdürmenin çok iyi olduğunu düşünüyorum.

Everything at that store is 10 percent off the regular price.

Bu mağazada her şey normal fiyatından yüzde 10 indirimlidir.

Layla arrived at Sami's house for one of her regular visits.

Leyla düzenli ziyaretlerinden biri için Sami'nin evine geldi.

The curtain wall should be strengthened by flanking towers at regular intervals.

Perde duvar, düzenli aralıklarla inşa edilmiş yan kuleler tarafından güçlendirilmelidir.

If you just rinse your hands under regular water … nothing comes off.

Ellerinizi sadece su ile yıkarsanız… hiçbir şey çıkmaz.

We dated on a semi regular basis until she moved to Australia.

O Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli aralıklarla buluştuk.

We've got 90% of 12 year-olds watching porn on a regular basis.

12 yaşındaki çocukların %90'ının düzenli olarak porno izlediğini biliyoruz.

10,000 were emirs' mamluks, and 10,000 were more regular troops of various origins.

10 bin tanesi Emirlerin Memlükleriydi ve 10 bini ise değişik kökenlerden gelen normal birliklerdi.

And hard taskmaster, enforcing discipline and  regular training, while paying attention to his  

atarak, disiplin ve düzenli eğitimi uygulayarak, olağanüstü bir yönetici

She visits the dentist on a regular basis, so she seldom gets toothaches.

Dentiste sık sık gittiği için çok nadir diş ağrısı çeker.

Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.

Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecek içerler.

This year too there are many regular concerts for amateur musicians being held.

Bu yıl da, amatör müzisyenler için düzenlenen çok sayıda düzenli konserler var.

Sami phoned an escort service and asked for one of his regular girls.

Sami bir eskort servisini aradı ve alışıldık kızlarından birini istedi.

In close combat, the regular Turkish infantry was getting slaughtered by the dismounted knights,

Çatışmalarda Türk piyadeleri attan inmiş şövalyeler tarafından katledildi

I'm a regular at a restaurant in this neighborhood. Let's have lunch there today.

Bu çevredeki bir restoranda devamlı müşteriyim. Bugün orada öğle yemeği yiyelim.

In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.

Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.

The problem is that Cuisinart doesn't list the item for Amazon's regular price and based

Problem şu ki, Cuisinart mikseri Amazon'un müdavim fiyatından satışa koymamış...

The American tourist insisted on gelato, for he was too hipstery for regular ice cream.

Amerikalı turist İtalyan stili dondurmada ısrar etti, zira o normal dondurma için çok yenilikçi idi.

If I'm to become a regular, I have to work twice as hard as the rest.

Ben müdavim olmak istiyorsam, geriye kalanın iki katı kadar çok çalışmak zorundayım.

Adam: These overtones are kind of like subliminal tones that you're hearing alongside a regular note.

Adam: Bu doğuşkanlar biraz bilinçaltı tonlar gibi; esas notanın yanında duyduklarınız.

"This is a magic wand." "Are you sure, Tom? It just looks like a regular stick."

"u sihirli bir değnek." Emin misin, Tom? Bu sadece normal bir değneğe benziyor."

You are thinking if you are a regular viewer… “Ah, this is just another video where we

izleyiciyseniz ne düşündüğünüzü biliyorum '' Ah, bu da sadece serbest piyasa kapitalizminin,

- I'm just a plain old office worker.
- I'm just a plain office worker.
- I'm just a regular office worker.

Ben sadece sıradan bir ofis çalışanıyım.

"Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do" "Like torture?" "I won't answer this question"

"Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir" "İşkence gibi mi?" Bu soruya cevap vermeyeceğim."

The Treasurer's budget speech was punctuated by regular shouts of "Hear, hear!" from members on his side of the House.

Maliye Bakanının bütçe sunuş konuşması, kendi partisindekilerin "Bravo!" sesleriyle düzenli olarak bölündü.

A Florida city is responding to regular tidal flooding by sending out tanker trucks equipped with vacuum hoses to suck saltwater off the streets.

Bir Florida şehri sokaklardaki tuzlu suyu emmek için vakum hortumları ile donatılmış tanker kamyonları göndererek düzenli gelgit sel baskınına karşılık veriyor.