Translation of "Principle" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Principle" in a sentence and their turkish translations:

The third principle

Üçüncü prensip:

- It's a question of principle.
- It's a matter of principle.

Prensip meselesi.

I agree in principle.

Prensip olarak katılıyorum.

The first principle is voice.

İlk ilkemiz sestir.

The next principle is neutrality.

Diğer ilkemiz ise tarafsızlık.

The next principle is understand.

Diğer ilke ise anlamaktır.

The last principle is respect,

Son ilke ise saygıdır,

In principle, I'm with you.

İlke olarak yanındayım.

What is principle of equidistance?

Eşit uzaklık ilkesi nedir?

It's a matter of principle.

Bu bir prensip meselesi.

He stuck to his principle.

O, prensibine bağlı kaldı.

Regardless, the principle is the same.

Fark etmez, kural ne olursa olsun aynı.

"What you can do, in principle,

'Yapabilecekleriniz, prensip olarak,

Tom agreed with Mary in principle.

Tom, Mary ile prensipte anlaştı.

I agree to the proposal in principle.

Ben ilke olarak öneriye katılıyorum.

Everyone will accept that idea in principle.

Herkes o fikri prensip olarak kabul edecektir.

Bravery is a central principle of Hanukkah.

Cesaret, Hanuka'nın temel bir ilkesidir.

Years ago this principle was widely recognized.

Yıllar önce bu ilke yaygın olarak tanınmıştır.

It's a good principle to die for.

Uğrunda ölmek için iyi bir ilke.

But finally, I found a fundamental, underlying principle.

Ama sonunda temel, belli başlı bir prensip keşfettim.

That is the principle problem next to education.

O, eğitimin yanında temel sorundur.

Would you agree to the plan in principle?

İlke olarak planı kabul eder misin?

He doesn't understand the principle of the thing.

O, konunun prensibini anlamıyor.

Majority rule is a basic principle of democracy.

Çoğunluk kuralı demokrasinin temel ilkesidir.

A second principle, and one of the most transformative,

En dönüşümsel olan prensiplerden bir diğeri ise,

This is based on the easy-option principle again,

Bu durum da yine en kolay tercih prensibine dayanmakta

Esperanto speakers are in principle still at least bilingual.

Esperanto konuşanlar hala ilke olarak en azından iki dillidirler.

The form varies, but in principle you remain alone.

Şekil değişir, ancak prensipte yalnız kalır.

That's the whole principle the microwave oven is designed around.

İşte bu mikrodalga fırının tasarlanmasındaki temel prensiptir.

Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.

Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir.

Clearness should be a guiding principle of every technical writer.

Açıklık her teknik yazarın bir yol gösterici ilkesi olmalıdır.

And they connected to a spiritual principle for the first time -

İlk defa ruhsal bir ilkeye karşı bağ hissediyorlardı.

The principle of this textbook is based on the communicative method.

Bu ders kitabının ilkesi iletişimsel yönteme dayanmaktadır.

And how we can avoid making these mistakes by a simple principle.

prensip ile bu hataları yapmaktan nasıl kaçınabileceğimiz hakkında konuşacağım.

In North America, business operates on "the customer is always right" principle.

Kuzey Amerika'da işler, "Her zaman müşteri haklıdır." prensibi ile yapılır.

First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle.

İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.

The two sides must reach an agreement in principle by the end of June.

Haziran ayı sonuna kadar tarafların ilke anlaşmasına varmaları gereklidir.

Of human delinquency, which does not involve blood, on principle, that can be aspired to.

insanlık suçu bu, ilk aşamada kan dökülmüyor.

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult.

Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.

Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.

In principle, there should be a parking place for every car. In practice, this is not true.

Prensip olarak, her araç için bir park yeri olmalıdır. Uygulamada, bu doğru değildir.