Translation of "Polite" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Polite" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's polite.
- Tom is polite.

Tom kibar.

You're polite.

Sen kibarsın.

Please be polite.

Lütfen kibar ol.

He's very polite.

O çok kibardır.

Are you polite?

Kibar mısın?

Tom isn't polite.

Tom kibar değil.

You're too polite.

Çok kibarsın.

Tom wasn't polite.

Tom nazik değildi.

- In general, the Japanese are polite.
- Generally speaking, the Japanese are polite.
- The Japanese are generally polite.
- Generally, the Japanese are polite.

Genel olarak, Japonlar kibardırlar.

- It's not polite to stare.
- It isn't polite to stare.

Dik dik bakmak hoş değildir.

Tom was being polite.

Tom kibarlaşıyordu.

Everybody likes polite people.

Herkes kibar insanları sever.

Be polite, but firm.

Kibar ama sıkı olun.

I was being polite.

Kibar oluyordum.

That's not very polite.

O çok kibar değil.

You must be polite.

Kibar olmalısın.

Be polite to everyone.

- Herkese karşı nazik olun.
- Herkese karşı nazik ol.

Tom is very polite.

Tom çok naziktir.

Tom is extremely polite.

Tom son derece kibar.

Tom wasn't very polite.

Tom çok kibar değildi.

I was very polite.

Çok kibardım.

She is always polite!

O her zaman kibardır!

You're both very polite.

Siz ikiniz de çok kibarsınız.

Tom isn't very polite.

Tom çok kibar değil.

I'm not very polite.

Çok kibar değilim.

I'm just being polite.

Sadece nazik oluyorum.

She's always very polite.

O her zaman çok kibardır.

They were very polite.

Onlar çok kibardılar.

Are you guys polite?

Siz beyefendiler nazik misiniz?

He's always very polite.

- O her zaman çok nazik.
- O her zaman çok kibar.
- O her zaman çok kibardır.
- O her zaman çok naziktir.

Tom was very polite.

Tom çok kibardı.

Try to be polite.

Kibar olmaya çalış.

Was I polite enough?

Yeterince kibar mıydım?

Tom is always polite.

Tom her zaman kibar.

Tom certainly was polite.

Tom kesinlikle kibardı.

You're not very polite.

Pek nazik değilsin.

Tom was so polite.

Tom çok kibardı.

This boy is polite.

- Bu çocuk kibar.
- Bu oğlan kibar.

- I should've been more polite.
- I should have been more polite.

Daha kibar olmalıydım.

- I think Tom is polite.
- I think that Tom is polite.

Tom'un kibar olduğunu düşünüyorum.

- I try to always be polite.
- I always try to be polite.

Ben her zaman nazik davranmaya çalışırım.

What is polite in one culture may not be polite in another.

Bir kültürde kibar olan şey diğerinde kibar olmayabilir.

You must be more polite.

Biraz daha kibar olmalısın.

Tony is a polite boy.

Tony kibar bir çocuk.

It pays to be polite.

O, nazik olmak için öder.

Tom was just being polite.

Tom sadece kibarlaşıyordu.

Tom is polite and sensitive.

Tom kibar ve duyarlıdır.

We've got to be polite.

Kibar olmak zorundayız.

You're more polite than Tom.

Tom'dan daha kibarsın.

Tom is polite, isn't he?

Tom kibar, değil mi?

Be polite to your parents.

Ebeveynlerinize karşı nazik olun.

He's smart, handsome and polite.

O akıllı, yakışıklı ve kibardır.

I was just being polite.

- Sadece nazik oluyordum.
- Sadece kibar oluyordum.

Tom tried to be polite.

- Tom kibar olmaya çalıştı.
- Tom kibar olmayı denedi.

Tom is just being polite.

Tom sadece kibar oluyor.

You have to be polite.

Kibar olmak zorundasın.

Tom is always very polite.

Tom her zaman çok kibar.

Tom wanted to be polite.

Tom kibar olmak istiyordu.

That doesn't sound very polite.

O çok kibar görünmüyor.

She wasn't polite to him.

O ona karşı nazik değildi.

Tom wasn't polite to Mary.

Tom Mary'ye karşı nazik değildi.

The Japanese are generally polite.

Japonlar genelde kibardırlar.

Tom wasn't polite to us.

Tom bize nazik değildi.

I was polite to Tom.

Tom'a karşı kibardım.

I tried to be polite.

Kibar olmaya çalıştım.

I think we've been polite.

Sanırım biz kibardık.

Tom was nice and polite.

Tom kibar ve nazikti.

You're a very polite guy.

Sen çok kibar bir adamsın.

Tom was polite but distant.

Tom kibar ama uzaktı.

You were polite, I hope.

Umarım, kibardın.

Tom is often too polite.

Tom genellikle fazla kibardır.

Tom doesn't seem very polite.

Tom çok kibar görünmüyor.

- Yawning in a meeting is not polite.
- Yawning in a meeting isn't polite.

Bir toplantıda esnemek kibar değil.

- I know Tom is usually polite.
- I know that Tom is usually polite.

Tom'un genellikle kibar olduğunu biliyorum.

- It's not polite to point at others.
- It is not polite to point at others.
- It isn't polite to point at others.

Başkalarını göstermek kabalıktır.

- It isn't polite to stare at people.
- It's not polite to stare at people.

İnsanlara dik dik bakmak kibarlık değildir.

- It's not polite to stare at others.
- It isn't polite to stare at others.

İnsanlara dik dik bakmak hoş bir davranış değildir.

She is by no means polite.

O hiçbir şekilde kibar değil.

His behavior was anything but polite.

Tavrı hiç de nazik değildi.

Japanese people in general are polite.

- Japonlar genellikle naziktirler.
- Japonlar genellikle kibardırlar.
- Japonlar genellikle incedirler.

Tom is soft-spoken and polite.

Tom tatlı dilli ve kibar.

Tom is being very polite today.

Tom bugün çok kibar oluyor.

Tom told Mary to be polite.

Tom, Mary'ye nazik olmasını söyledi.

- Tom was polite.
- Tom was courteous.

Tom kibardı.

Tom seemed polite enough to me.

Tom bana karşı yeterince kibar görünüyordu.

She is reliable, polite and knowledgeable.

O güvenilir, kibar ve bilgili.

- You're attentive.
- You're courteous.
- You're polite.

Sen naziksin.

Tom was quiet, polite and respectful.

Tom sessiz, nazik ve saygılıydı.

He is being very polite today.

O bugün çok kibar.

Generally speaking, the Japanese are polite.

Genel olarak konuşulursa, Japonlar kibardırlar.

In general, the Japanese are polite.

Genelde, Japonlar kibardırlar.

Tom isn't very polite, is he?

Tom pek nazik değildir, değil mi?

He is polite to a fault.

O bir hataya karşı kibardır.