Examples of using "Policemen" in a sentence and their turkish translations:
- Onlar polis.
- Onlar polis memuru.
- Onlar emniyet mensubu.
Polisler yaklaştı.
Benim mesleğim polis.
Her iki polis öldürüldü.
Daniel polise teşekkür etti.
Yedi polis öldürüldü.
Her yerde polisler vardı.
400 tane polis vardı etrafta
Polisler hırsızı tutukladı.
Polislerden korkarım.
Tüm polisler cesur değildir.
Polis memuru, Tom'u alıp götürdü.
Polisler zaten gitti.
Polisler daha yüksek ücretler talep ettiler.
Polisler arabanın lastiklerine ateş ettiler.
Polisler ceseti taşıdı.
Polisler, Dan'i kovaladılar.
Tom polislerden kaçtı.
Soyguncu on tane polis tarafından kuşatılmış durumdaydı.
Polis memurlarının görevdeyken içki içmelerine izin verilmemektedir.
Polisler göstericileri uzaklaştırıyor.
Polisler beni birçok defa durdurdular.
Polisler hakkında nasıl hissettiğini biliyorum.
Olay yerinde on polis vardı.
Polisler gaz maskesi ve kask giydi.
Polis, Tom'u etkisiz hale getirdi ve onu kelepçeledi.
En iyi arkadaşlarımdan bazıları polis.
Polislerin çoğu işlerini kaybetti.
İsyancılar birçok polisi öldüresiye dövdüler.
Sami'ye iki polis tarafından eşlik edildi.
Polislerin görev başında içki içmesi yasaktır.
New York City polisleri koyu mavi üniforma giyer.
O bölgede devriye gezmek için on polis ayrıldı.
Diğer polisler kalabalığa ateş etmeye başladı.
Polisler Bir tren istasyonunda soyguncu gördü.
Polislerin önemli bir işlevi hırsızları yakalamak.
Onun gibi polislerden nefret ederim.
- Ben bir polisim.
- Polisim.
Polisler büyük tehlike karşısında çok cesurdu.
Sadece binanın önünde duran insanlar polis.
İki polis bir hırsız tutukladı. Onlar onu Bayan Miller'in evine gizlice girerken yakaladı.
Polisler, hırsızı aramak için birbiri ardına evleri aradı.
Tom köşede duran üç polisin önünden yürüyerek geçti.
Şu genç çocukların polislerden daha hızlı koşabileceğine inanmak saçmadır.