Examples of using "Plasma" in a sentence and their turkish translations:
Plazma maddenin dördüncü halidir.
Tom Kara Cuma'da bir plazma TV satın aldı.
Kan eritrositler, lökositler, trombositler ve plazmadan oluşur.
Plazma fiziğine odaklı atom mühendisi olmak istedim.
Plazma televizyonlar çok pahalıydılar ama şimdi çok daha ucuzlar.
Manyetosferin içinde, uzay plazmasının yoğunluğu (elektronlar ve iyonlar gibi yüklü parçacıklar), güneş rüzgarının hüküm sürdüğü dışarıdaki plazmadan çok daha düşüktür. Manyetopoz adı verilen sınır, iki farklı yoğunluk bölgesi farklı hızlarda hareket ettiğinde kararsız hale gelir.