Translation of "Patients" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Patients" in a sentence and their turkish translations:

I have patients waiting.

Bekleyen hastalarım var.

The patients all worried.

Hastaların hepsi endişelendi.

- Dr. Jackson has a lot of patients.
- Dr. Jackson has many patients.

Dr. Jackson'ın bir sürü hastası var.

The doctor examined the patients.

Doktor hastaları muayene etti.

We've got patients to see.

Görecek hastalarımız var.

Doctor Smith has many patients.

Doktor Smith'in birçok hastası var.

Doctors are the worst patients.

Doktorlar en kötü hastalardır.

Doctors make the worst patients.

Doktorlar en kötü hastaları yaparlar.

All the patients eventually died.

Sonunda tüm hastalar öldü.

Three patients died last night.

Üç hasta dün gece öldü.

These patients have trouble walking.

Bu hastaların yürüme sorunu var.

Your patients won't abandon you.

Hastalarınız sizi terk etmeyecek.

Dr. Jackson has many patients.

Dr. Jackson'ın birçok hastası var.

Sami performed procedures on patients.

Sami hastalar üzerinde işlemler yapardı.

Control patients, on the other hand,

Diğer yandan kontrol grubu hastaları

One to two percent of patients

Hastaların %1-2'sinin yaralarında ise

Do you see patients on Saturdays?

Cumartesi günleri hastalara bakıyor musun?

Tom prefers patients who can't talk.

Tom konuşamayan hastaları tercih ediyor?

I have patients who need me.

Bana ihtiyacı olan hastalarım var.

I'm not one of your patients.

Ben senin hastalarından biri değilim.

Tom was one of my patients.

Hastalarımdan biri Tom'du.

Some of the patients are suffering.

Hastalardan bazıları acı çekiyor.

I prefer patients who can't talk.

Konuşamayan hastaları tercih ederim.

He prefers patients who can't talk.

O, konuşamayan hastaları tercih eder.

She prefers patients who can't talk.

O, konuşamayan hastaları tercih ediyor.

Mary prefers patients who can't talk.

Mary konuşamayan hastaları tercih ediyor.

We prefer patients who can't talk.

Biz konuşamayan hastaları tercih ederiz.

They prefer patients who can't talk.

Onlar konuşamayan hastaları tercih ederler.

I have a lot of patients.

Benim bir sürü hatam var.

Dr. Sadiq checked on the patients.

Dr. Sadık hastaları kontrol etti.

Dr. Jackson doesn't have many patients.

Dr. Jackson'ın pek fazla hastası yok.

Sami couldn't perform procedures on patients.

Sami hastalar üzerinde işlem yapamadı.

Tom is one of my patients.

Tom benim hastalarımdan biridir.

Ali's grandfather gave injections to patients.

Ali'nin dedesi iğneciydi.

Tom isn't one of my patients.

Tom ebeveynlerimden biri değildir.

- There were five patients in the waiting room.
- Five patients were in the waiting room.

Bekleme salonunda beş hasta vardı.

The researchers found that the lifestyle patients

Araştırmacıların bulgularına göre bu yaşam tarzı hastalarında

Not only from academia, but also patients,

yalnızca akademiden değil ayrıca hastalardan

I didn't want to disturb the patients.

Hastaları rahatsız etmek istemedim.

I don't have a lot of patients.

Benim çok hastam yok.

The doctor is gentle with his patients.

Doktor hastalarına karşı nazik.

Dr. Jackson doesn't have any female patients.

Dr. Jackson'ın hiç kadın hastası yok.

How many patients did you see today?

Bugün kaç tane hasta gördün?

Seitan is the Satan of celiac patients.

Seitan çölyak hastalarının şeytanıdır.

I would plan my sessions for my patients

Hastalarım için seanslarımı planlardım.

What did the patients say the psilocybin did?

Peki hastalar psilosibinin ne yaptığını söylediler?

And more than half of patients over 85,

yaşı 85 olan hastaların yarısının

The condition of the patients changes every day.

Hastaların durumu her gün değişir.

Some doctors say something to please their patients.

Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.

The doctor examined over fifty patients that day.

Doktor, o gün ellinin üzerinde hastayı muayene etti.

How many patients are there at this hospital?

Bu hastanede kaç hasta var?

There are five patients in the waiting room.

Bekleme odasında beş hasta var.

A good doctor is sympathetic to his patients.

İyi bir doktor hastalarına sempatiktir.

How many omnivorous children are patients in hospital?

Hastanede her şeyi yiyen kaç çocuk hasta var?

You prefer patients who can't talk, don't you?

Sen konuşamayan hastaları tercih edersin, değil mi?

In this hospital each nurse attends five patients.

Bu hastanedeki her bir hemşire beş hastaya bakar.

How many patients did Dr. Jackson treat today?

Dr. Jackson bugün kaç tane hastayı tedavi etti?

In almost every case, patients lived near the epicenter.

Vakaların neredeyse tümünde hastalar depremin merkezinde yaşıyordu.

Forty-eight patients with moderate or severe coronary disease

Orta veya şiddetli koroner hastalığı olan 48 hastaya

His clinic has lost many patients since the scandal.

Onun kliniği, skandaldan sonra birçok hasta kaybetti.

He peddled his "miracle cure" to desperate cancer patients.

Umutsuz kanser hastaları için mucize tedavisini kapı kapı dolaşarak sattı.

Some doctors will say anything to satisfy their patients.

Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek bir şey diyecektir.

Many cancer patients lose their hair because of chemotherapy.

Birçok kanser hastaları kemoterapiden dolayı saçlarını kaybederler.

How many patients do you see in a week?

- Haftada kaç hasta bakıyorsun?
- Haftada kaç hasta bakıyorsunuz?

Should doctors speak formally or informally with their patients?

- Doktorlar hastalarıyla konuşurken mesafeli mi yoksa samimi mi olmalı?
- Doktorlar hastalarıyla resmî mi yoksa senli benli mi konuşmalı?

Made friends with a group of other young cancer patients,

başka bir genç kanserli grupla arkadaş oldum,

It's hard for nurses to be objective about their patients.

Hemşirelerin, hastaları hakkında objektif olmaları zordur.

The nurses must see to the comfort of their patients.

Hemşireler hastalarının rahatı için uyanık kalmak zorundadır.

Patients often die simply because they yield to their diseases.

Hastalar çoğunlukla sadece hastalıklarına boyun eğdikleri için ölürler.

Doctors can be wrong, and some patients can suddenly improve.

Doktorlar hatalı olabilir ve bazı hastalar aniden iyileşebilirler.

The nurse fell in love with one of her patients.

Hemşire hastalarından birine aşık oldu.

"Is he a psychiatrist?" "No, he's one of the patients."

"O bir psikiyatrist mi?" "Hayır, o, hastalardan biri.

Many cancer patients lose their hair because of the chemotherapy.

Birçok kanser hastası kemoterapiden dolayı saçlarını kaybeder.

I was witnessing patients go on their own journeys of healing,

hastaların kendi kendilerine iyileşme sürecine girdiğine

Some doctors recommend that their patients take an aspirin a day.

Bazı doktorlar hastalarına günde bir aspirin almalarını tavsiye ederler.

Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea.

Kanser hastaları sıklıkla bulantı nöbetlerini azaltmakla uğraşmak zorundadır.

I have a lot of patients who are older than me.

Benden daha yaşlı olan bir sürü hastam var.

Patients in our study described overall having three main types of experience.

Araştırmamızdaki hastalar genel olarak üç çeşit deneyim yaşadıklarını anlattılar.

And many of the patients just - they couldn't deal with their feelings

Hastaların birçoğu hisleriyle başa çıkamıyordu.

The patients in this study consisted of 30 males and 25 females.

Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.

The majority of my patients come to me from out of town.

Hastalarımın çoğu bana kasaba dışından geliyor.

We were originally looking at the effect of psilocybin on the patients' brains.

ilk başta psilosibinin hastaların beyni üzerindeki etkisini inceliyorduk.

And so many of the patients described feeling numb and unable to feel.

Birçok hasta hissizleştiklerini ve hiçbir duyguyu hissedemediklerini söylüyordu.

But they did this study, looking at 100 patients who came into Duke

Bu araştırmayı Duke'a gelen 100 hastaya bakarak yaptılar

I saw many patients at the hospital, some of whom were badly injured.

Hastanede bir sürü hasta gördüm, onlardan bazıları kötü şekilde yaralanmıştı.

Some healthcare workers spend more time doing paperwork than taking care of patients.

Bazı sağlık çalışanları hastalara bakmak yerine evrak işleri yaparak daha çok zaman geçirmektedirler.

The doctor receives his patients between 3:00 p.m. and 6:00 p.m.

Doktor, hastalarını öğleden sonra saat üç ve beş arasında kabul ediyor.

Patients in our study called it a concrete coat, a sack over the head,

Araştırmamızdaki hastalar ise bunu beton kaplama, kafaya geçirilmiş çuval,

Tom is doing everything within his power to improve the patients' quality of life.

Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.

In general, communication between doctors and their patients is the most important part of medical treatment.

Genel olarak, doktorlar ve hastaları arasındaki iletişim tıbbi tedavinin en önemli kısmıdır.

Carl Gustav Jung, the founder of analytical psychology, always respected the religious convictions of his patients very much.

Carl Gustav Jung, analitik psikolojinin kurucusu, her zaman hastalıklarının dini inançlarına çok saygı gösterdi.

A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.

Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.