Translation of "Pains" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Pains" in a sentence and their turkish translations:

No gains without pains.

Emeksiz kazanç olmaz.

No gain without pains.

Emeksiz yemek olmaz!

I have terrible pains.

Korkunç ağrılarım var.

I have unbearable pains.

Benim dayanılmaz ağrılarım var.

The stomach pains are gone.

Mide ağrıları geçti.

The stomach pains went away.

Mide ağrıları geçti.

There were some growing pains.

Büyüyen bazı ağrılar vardı.

All my pains went for nothing.

Bütün çabalarım boşa gitti.

No one matures without growing pains.

Hiç kimse acıları olmadan yetişmez.

It pains me to believe that.

Buna inanmak beni acıtıyor.

She took pains to educate her children.

O, çocuklarını eğitmek için saçını süpürge etti.

He took great pains in the negotiation.

O, görüşmede güçlüklere katlandı.

I have labor pains every thirty minutes.

Her otuz dakikada doğum sancım var.

He spared no pains to help me.

O, bana yardım etme zahmetinde bulunmadı.

I have occasional pains in the stomach.

Midemde ara sıra olan ağrılar var.

It pains me to disagree with your opinion.

Fikrine katılmamak beni üzüyor.

He was at pains to finish his work.

O, işini bitirmek için çok çalıştı.

All she got for her pains was ingratitude.

Saçını süpürge etti, bir teşekkür bile görmedi.

All my pains are nothing compared to yours.

Benim acılarım seninkine nazaran hiçbir şey.

Fadil started complaining of stomach and intestinal pains.

Fadıl mide ve bağırsak ağrılarından şikayet etmeye başladı.

I have aches and pains all over my body.

Vücudumun her tarafında ağrılarım ve sızılarım var.

Toothache is one of the worst pains I've been through.

Diş ağrısı, yaşadığım en kötü acılardan biridir.

It pains me to see him in such a state.

Onu bu durumda görmek bana acı veriyor.

They have taken great pains to finish the project, I hear.

Onlar projeyi bitirmek için çok güçlüklere katlandılar, duyuyorum.

- They suffer from muscle pains.
- They put up with muscle pain.

Onlar kas ağrısına katlanır.

It pains me to have to say this, but it's the truth.

Bunu söylemek zorunda olmak beni üzüyor. Fakat bu doğru.

- He has pains in his side.
- He has a pain in his side.

Onun yan tarafında bir ağrısı var.

The doctor concluded that her stomach pains were due to irritable bowel syndrome.

Doktor onun mide ağrılarının irritabl bağırsak sendromu nedeniyle olduğu sonucuna vardı.

If you eat a lot, you're going to get pains in your stomach.

Çok yemek yersen miden ağrır.

- He was seized with sudden chest pains.
- He was suddenly struck with chest pain.

Aniden göğüs ağrısı ile vuruldu.

If labor pains hurt as much as people say, everyone would only have one child!

Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.

War doesn't bring peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.

Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.

- I have occasional pains in the stomach.
- I sometimes have a pain in my stomach.

Bazen midemde ağrım olur.

All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.

Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.

- Pains of love be sweeter far / Than all other pleasures are.
- The pain you go through because of love is by far sweeter than any other pleasure.
- The pain caused by love is much sweeter than any pleasure.

Aşkın verdiği acı herhangi bir zevkten daha tatlıdır.