Examples of using "Objected" in a sentence and their turkish translations:
Kimse itiraz etmedi.
- Tom karşı çıktı.
- Tom itiraz etti.
Tom ona itiraz etti.
Buna itiraz ettim.
O, benim sigara içmeme itiraz etti.
Jane bizim kararımıza itiraz etti.
O, planımıza itiraz etti.
Savunma avukatı hemen itiraz etti.
Tom bizim planımıza itiraz etti.
- Tom değişime itiraz etti.
- Tom para üstüne itiraz etti.
İtiraz edebilirdim ama etmedim.
Kızlar planımıza itiraz ettiler.
Herkes evet oyu verdi. Kimse itiraz etmedi.
Uçakla seyahat etmeye itiraz etti.
Babam evliliğimize itiraz etti.
Hesabı ödemeye itiraz ettim.
Hepsi onun önerisine itiraz etti.
Onlar yeni kurallara itiraz ettiler.
İtiraz edebilirdim ama etmedim.
Tom bunu yapmama itiraz etti.
Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.
Karısının dışarıda çalışmasına itiraz etti.
O benim dün dışarı gitmeme itiraz etti.
Ebeveynlerim yurt dışında eğitim yapmama itiraz etti.
Onun faturayı ödemesine itiraz ettim.
Annem yalnız seyahat etmeme karşı çıktı.
Babam yalnız seyahat etmeme karşı çıktı.
Ebeveynlerim oraya yalnız gitmeme itiraz ettiler.
Annem yarı zamanlı çalışmama itiraz etti.
Yöneticisinin düşüncesini reddetti.
Tom kızıyla çıkmama hiç karşı çıkmadı.
Bizim planımıza çoğunluk tarafından karşı çıkıldı.
Bir çocuk gibi davranılmaya itiraz ettim.
Tom bir çocuk gibi davranılmasına itiraz etti.
Çocuk muamelesi görmeye itiraz etti.
Gece çalışmayı neredeyse tüm işçiler reddetti.
Köydeki çoğu insan plana itiraz etti.
Bana bir çocuk gibi davranmasına itiraz ettim.
Annem benim Orta Doğuya gitmeme itiraz etti.
Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.
Jack, Mary'nin Tom'u kendi elleriyle öldürmesini istedi ama Mary henüz hazır olmadığını söyleyerek itiraz etti.