Translation of "Non" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Non" in a sentence and their turkish translations:

It's non-refundable.

Bu geri ödemesiz.

Drunkards drink non stop.

Sarhoşlar durmadan içiyorlar.

This is non-negotiable.

Bu devredilemez.

He eats non-stop.

O durmadan yemek yiyor.

I'm a non-smoker.

Ben sigara içmeyen bir kimseyim.

Which are not non-governmental.

ki bunlar hiç de sivil değil,

In non-Turkish Muslim societies,

Türk olmayan müslüman toplumlarında ise

Many non-Christians celebrate Christmas.

Hristiyan olmayan birçok kişi Noel'i kutlar.

Are you a non-citizen?

- Gayrivatandaş mısın?
- Yabancı uyruklu musun?

This ticket is non-refundable.

Bu bilet iadesiz.

Sami was a non-Muslim.

Sami gayrimüslimdi.

The Society for Protection of Nature is a non-profit, non-governmental organization.

Doğa Koruma Derneği kar amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur.

Do you have anything non-alcoholic?

Alkolsüz bir şeyiniz var mı?

Non-members pay 50 dollars more.

Üye olmayanlar elli dolar daha ödeyecek.

Tom works for a non-profit.

Tom kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için çalışıyor.

This is a non-smoking compartment.

Bu bir sigara- içilmez kompartmanıdır.

This non-profit has the goal

Bu kuruluşun amacı

What's your favorite non-alcoholic beverage?

En sevdiğiniz alkolsüz içecek nedir?

What's your favorite non-caffeinated drink?

En sevdiğin kafeinsiz içki nedir?

What's your favorite non-electrical gadget?

Elektrikle çalışmayan en sevdiğin alet hangisi?

Many non-Christians celebrate Christmas, too.

Birçok Hıristiyan olmayan kişi de Noel'i kutluyor.

Tom has non-life threatening injuries.

Tom yaşamı tehdit etmeyen yaralanmalara sahip.

That is a non-standard pronunciation.

bu doğru telaffuz değil.

The woman is talking non-stop.

Kadın durmadan konuşuyor.

Tom drank a non-alcoholic beer.

Tom alkolsüz bir bira içti.

Atheism is a non-prophet organization.

- Ateizm peygambersiz bir organizasyondur.
- Ateizm, peygamberi olmayan bir örgüttür.

Tom ordered a non-alcoholic drink.

Tom, alkolsüz bir içecek sipariş etti.

Do you have a non-smoking section?

Bir sigara-içilmeyen bölümünüz var mı?

Do you have any non-alcoholic drinks?

Alkolsüz içkin var mı?

The tickets I bought are non-refundable.

Aldığım biletler iade yapılamaz.

- Smoking or non-smoking?
- Smoking or nonsmoking?

Sigara içilir ya da sigara içilmez?

Eighty percent of communication is non-verbal.

İletişimin yüzde sekseni sözlü değildir.

Non-members pay an additional 50 dollars.

Üye olmayanlar fazladan 50 dolar öder.

It's been raining non-stop since Sunday.

Pazar gününden beri durmaksızın yağmur yağıyor.

He is looking at something non-existent.

O varolmayan bir şeye bakıyor.

What's your favorite non-Google search engine?

En sevdiğin Google dışı arama motorun hangisi?

Tom doesn't read many non-fiction books.

Tom çok sayıda kurgusal olmayan kitap okumaz.

My brother's cat is purring non-stop.

Erkek kardeşimin kedisi durmadan mırlıyor.

This library has no non-English books.

Bu kütüphanede İngilizce olmayan kitap yok.

I don't often read non-fiction books.

Genellikle kurgusal olmayan kitapları okumam.

What non-prescription medications are you taking?

Hangi reçetesiz ilaçları alıyorsunuz?

Many Muslim people died protecting non-Muslims.

Birçok Müslüman insan gayrimüslimleri korurken öldü.

- This golf course is not open to non-members.
- This golf course isn't open to non-members.

Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.

And making laughter commonplace in non-common places.

kahkahayı ortak alanlar dışındaki yerlerde sıradan bir şey yapmaya başladık.

The classic example of a non-declarative memory

Örtük belleğin klasik örneği

As non-profit leader Anne Marks once observed,

Gönüllü lider Anne Marks'ın gözlemi şu şekilde,

'Non', 'sed', 'magnus' and 'numerus' are Latin words.

'Non', 'sed', 'magnus' ve 'numerus' Latince sözcüklerdir.

Legal terminology is usually incomprehensible to non-specialists.

Hukuk terminolojisi uzman olmayanlar için genellikle anlaşılmazdır.

We'd like a table in the non-smoking section.

Biz sigara içilmeyen bölümde bir masa istiyoruz.

- Tom is a nonsmoker.
- Tom is a non-smoker.

Tom sigara içmez.

- You're not welcome here.
- You are persona non grata.

Sen istenmeyen kişisin.

This golf course is not open to non-members.

Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.

He talked for three hours non-stop. He's unbearable.

O durmaksızın üç saat konuştu. O katlanılmaz.

I hate people who smoke in non-smoking areas.

Ben sigara içilmeyen alanlarda sigara içen insanlardan nefret ederim.

Which do you like better, fiction or non-fiction?

Hangisini daha çok seversin, kurgu ya da kurgu olmayan?

- He eats non-stop.
- He eats around the clock.

O devamlı yemek yiyor.

Tom has been declared persona non grata in Hungary.

- Tom Macaristan'da istenmeyen adam ilan edildi.
- Tom Macaristan'da "persona non grata" ilan edildi.

Now, in my previous work as a non-psychedelic psychologist,

Psikedelikle ilişkisi olmayan geçmiş çalışmalarımda,

Unlike others, it does not appear to be non-religious

Diğerlerinden farklı olarak din dışı olarak görünmez

I would like to sit in the non-smoking section.

Sigara içilmeyen bölümünde oturmak istiyorum.

In this hotel there are only rooms for non-smokers.

Bu otelde yalnızca sigara içmeyenler için odalar vardır.

He was taught English by a non-native English teacher.

Ana dili İngilizce olmayan bir İngilizce öğretmeni tarafından ona İngilizce dersi verildi.

Could we have a table in the non-smoking section?

Bize sigara içilmeyen bölgede bir masa verebilirler mi?

The crisis led to the 1968 Nuclear Non-Proliferation Treaty.

Kriz 1968 Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasına yol açtı.

Cucumbers, spinach, broccoli and onions are considered non-starchy vegetables.

Salatalıklar, ıspanak, brokoli ve soğanlar nişastalı olmayan sebzeler olarak kabul edilirler.

Sami encouraged tolerance and dialogue between Muslims and non-Muslims.

Sami Müslüman olanlarla olmayanlar arasında diyalog ve hoşgörü olmasından yanaydı.

- Tom signed a non-disclosure agreement.
- Tom signed an NDA.

Tom bir gizlilik sözleşmesi imzaladı.

And do not let your non-reds distract you from them.

ve kırmızı olmayanların dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin.

Three-quarters of white people don't have any non-white friends.

beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok.

I've been listening to this song non-stop since this morning.

Bu şarkıyı bu sabahtan beri sürekli dinliyorum.

Tom and Mary have been declared personae non gratae in Hungary.

- Tom ve Mary Macaristan'da istenmeyen insan ilan edildiler.
- Tom ve Mary Macaristan'da "personae non gratae" ilan edildiler

Nepal is currently the only country with a non-rectangular national flag.

Nepal şu anda dikdörtgen biçiminde olmayan bir ulusal bayrağa sahip tek ülkedir.

The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color.

Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor.

Muslims are portrayed like extremists that want to kill all non-Muslims.

- Müslümanlar, tüm gayrimüslimleri öldürmek isteyen aşırılık yanlıları gibi canlandırılıyor.
- Müslümanlar kendilerinden olmayan herkesi öldürmek isteyen radikal kimselermiş gibi lanse ediliyor.

Army sacks Ottoman and other non-Christian settlements on the Bulgarian Danube riverbank,

Bulgar Tuna Nehri kıyısındaki Osmanlı ve diğer Hıristiyan olmayan yerleşimlere saldırdı ve

Smokers are far more likely to develop lung cancer than non-smokers are.

Sigara içenler muhtemelen sigara içmeyenlerden çok daha fazla akciğer kanseri geliştirirler.

- You're not welcome here.
- You are persona non grata.
- You aren't welcome here.

Burada istenmiyorsun.

Most modern cartographers have settled on a variety of non-rectangular projections that

Çoğu modern harita yapımcısı, boyutu veya şekli tamamen çarpıtan

We had to agree to total confidentiality and sign a non-disclosure agreement.

Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.

- Do you have any soft drinks?
- Do you have any non-alcoholic drinks?

Alkolsüz içecekleriniz var mı ?

By 1995, nearly a quarter of non-college educated Nlack men were in prison.

1995'te, üniversite mezunu olmayan siyahilerin neredeyse çeyreği hapisteydi.

The new ‘Block II’ model had fireproof wiring and spacesuits made with non-flammable

Yeni 'Blok II' modelinde yanmaz kablolar ve yanmaz kumaştan yapılmış boşluklar vardı

To restore the role of the Director of National Intelligence as a non-politicized

ihtimalinin ışığında, on yedi özel istihbarat teşkilatı için etkili bir orkestra

Then the ban on entry was suspended thanks to the initiative of non-governmental organizations

daha sonra sivil toplum örgütlerinin girişimi sayesinde giriş yasağı askıya alındı

It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.

Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.

At the same time its non-financial debt - for example, suppliers that have not been paid

Aynı zamanda finansal olmayan borcu - örneğin, ödenmemiş tedarikçiler

To get technical information from that company, we first have to sign a non-disclosure agreement.

O şirketten teknik bilgi almak için, öncelikle bir gizlilik anlaşması imzalamamız gerek.

An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.

Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.

He evicted the existing tenants by taking them to court for non-payment of back rent.

Mevcut kiracıları birikmiş kira borcunu ödemedikleri için mahkemeye vererek tahliye etti.

- It's been raining non-stop for three days.
- It has been raining nonstop for three days.

- Üç gündür kesintisiz yağmur yağıyor.
- Üç gündür aralıksız yağmur yağıyor.
- Üç gündür aralıksız yağıyor.

Look, in Dubai they do not have income tax; the tax on profits is practically non-existent

Bakın, Dubai'de gelir vergisi yok kar üzerinden vergi bulunmuyor

It was after a meeting in America that he decided to write a book for non-scientists.

Amerika'da bir toplantıdan sonra bilim adamı olmayanlar için bir kitap yazmaya karar verdi.

- The Red Cross is a not-for-profit organization.
- The Red Cross is a non-profit organization.

Kızılhaç kar amacı olmayan bir örgüttür.

For the past two weeks, Mary has been working non-stop to prepare for the press conference.

Son iki haftadır, Mary basın toplantısına hazırlanmak için durmadan çalışıyor.

He took part of this non-profit organisation to help make his vision of the world become reality.

Onun dünya görüşünü gerçekleştirmesine yardımcı olmak için bu kar amacı gütmeyen organizasyonun bir parçasını aldı.

Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.

Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi.

Native speakers sometimes make mistakes, but not usually the same kind of mistakes that non-native speakers make.

Ana dilini konuşanlar bazen hatalar yaparlar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değildir.