Translation of "Multiple" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Multiple" in a sentence and their turkish translations:

Tom has multiple talents.

Tom'un birden çok yeteneği vardır.

Tom has multiple sclerosis.

Tom'un multipl sklerozu var.

The test was multiple choice.

Test çoktan seçmeliydi.

Multiple injuries have been reported.

Çoklu yaralanmalar bildirildi.

Tom suffers from multiple sclerosis.

Tom çoklu doku sertleşmesinden muzdarip.

Tom stabbed Mary multiple times.

Tom, Mary'yi defalarca kez bıçakladı.

Tom was shot multiple times.

Tom birden çok kez vuruldu.

This problem has multiple causes.

Bu sorunun birden fazla nedeni var.

Fadil was shot multiple times.

Fadıl defalarca kez vuruldu.

Layla was stabbed multiple times.

Leyla defalarca kez bıçaklandı.

I have multiple native languages.

Birden fazla ana dilim var.

Sami stabbed Layla multiple times.

Sami, Leyla'yı defalarca kez bıçakladı.

From different institutions and multiple disciplines

doktora sonrası bilimsel araştırma bursluları ve profesörleri

Multiple-choice tests are not uncommon.

Çoktan seçmeli testler sıradışı değildir.

Tom has been shot multiple times.

Tom birçok kez vuruldu.

Tom doesn't like multiple choice exams.

Tom çoktan seçmeli sınavları sevmez.

I don't like multiple choice quizzes.

Çoktan seçmeli sınavları sevmiyorum.

Sami had multiple accounts on Facebook.

Sami'nin Facebook'ta birden fazla hesabı vardı.

Sami dyed his hair multiple times.

Sami saçını birçok kez boyadı.

I read the Quran multiple times.

Kuran'ı defalarca okudum.

- I have visited Tom multiple times in Boston.
- I've visited Tom multiple times in Boston.

Tom'u Boston'da defalarca ziyaret ettim.

This book is written in multiple languages.

Bu kitap birçok dilde yazılmıştır.

We all do this multiple times a day,

Hepimiz bunu gün içinde birçok kez yapıyoruz.

Multiple times more than we experienced in 2008

2008'de yaşadığımız krizden katlarca kez fazla

Multiple votes may be given to individual candidates

Bireysel adaylara birden fazla

NASA takes multiple pictures of the night sky

NASA gece gökyüzünün birden fazla fotoğrafını çekiyor

There was a multiple collision on the highway.

Otoyolda bir zincirleme trafik kazası vardı.

Tom's and Mary's crime spree stretch multiple states.

Tom ve Mary'nin suç çılgınlığı birden fazla eyaleti geriyor.

Layla had multiple stub wounds to her back.

Leyla'nın sırtında birden fazla izmarit yarası vardı.

Sami was talking to multiple girls at once.

Sami aynı anda birden çok kızla konuşuyordu.

Today, it's held in multiple cities around the globe.

Bugün, dünya çapında birçok şehirde düzenleniyor.

One sentence may have multiple meanings in one language.

Bir cümlenin bir dilde birden fazla anlamı olabilir.

I prefer learning multiple languages at the same time.

Aynı anda birden çok dil öğrenmeyi tercih ediyorum.

Sami was using his card to make multiple payments.

Sami, çoklu ödemeleri için kredi kartını kullanıyordu.

Luckily, there are multiple paths we can take to succeed

Neyse ki başarıya ulaşmak için birden fazla yol var

So think of it as this multiple measures of success.

Bunu başarının çoklu önlemleri olarak düşünün.

There were multiple disclaimers at the start of the video.

Videonun başında birkaç feragatname vardı.

Tom claimed that his father had raped him on multiple occasions.

Tom babasının birden çok kez ona tecavüz ettiğini iddia etti.

Tom was shot multiple times when he was trying to protect Mary.

Tom Mary'yi korumaya çalışırken defalarca vuruldu.

Tom gave Mary some advice on how to pass multiple-choice tests.

Tom Mary'ye çoktan seçmeli testleri nasıl geçeği konusunda biraz tavsiye verdi.

It has been exposed to multiple gravitational and impact areas in orbit, moreover

Yörüngede birden çok yer çekimi ve etki alanına maruz kalmıştır üstelik

This sentence allows for multiple interpretations that I had to consider when translating.

Bu cümle, çevrilmeye çalışıldığında göz önünde bulundurmam gereken birden fazla çeviriye imkan tanıyor.

I can't imagine how much more colourless life would be without multiple languages.

Yaşamın birçok dil olmadan ne kadar fazla renksiz olacağını düşünemiyorum.

One gesture may have multiple meanings, while a single meaning can be expressed by a number of gestures.

Bir tek anlam çok sayıda jestlerle ifade edilebilirken, bir jest birden fazla anlamlara sahip olabilir.

The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court.

Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.

Before the alarm clocks, people stuck nails into candles to wake up at a specific time. It was even possible to make a snooze function by using multiple nails with short gaps.

Alarmlı saatlerden önce insanlar belli bir saatte kalkmak için muma çivi sokuyorlardı. Hatta kısa aralıklarla çok sayıda çivi kullanarak alarm erteleme fonksiyonu yapmak bile mümkündü.