Examples of using "Stabbed" in a sentence and their turkish translations:
O onu bıçakladı.
Mary, Tom'u bıçakladı.
Kim Tom'u bıçakladı?
Tom onu bıçakladı.
Tom onu bıçakladı.
Tom, Mary'yi bıçakladı.
Tom beni bıçakladı.
Tom bıçaklandı.
Seni kim bıçakladı?
Ben bıçaklandım.
Tom'u bıçakladım.
Bıçaklandım.
Bıçaklandım.
Tom defalarca Mary'yi bıçakladı.
Tom bıçaklandı.
Tom karısını bıçakladı.
Leyla yine Sami'yi bıçakladı.
- Sami art arda bıçaklandı.
- Sami tekrar tekrar bıçaklandı.
Tom üç kez bıçaklandı.
Bıçaklandığımı düşündüm.
O, bıçaklanarak öldürüldü.
Tom Mary'yi on üç defa bıçakladı.
Tom otuz kez bıçaklandı.
Tom 13 kez bıçaklandı.
O, kocasını defalara bıçakladı.
Tom üç kez bıçaklandı.
Ben üç kez bıçaklandım.
Tom makasla Mary'yi bıçakladı.
Tom, Mary'yi defalarca kez bıçakladı.
Tom Boston'da bıçaklandı.
Leyla defalarca kez bıçaklandı.
Tom'u bıçakladın, değil mi?
Tom Mary'yi üç kez bıçakladı.
Ben Boston'da bıçaklandım.
Sami, Leyla'yı altı kez bıçakladı.
Sami, Leyla'yı defalarca kez bıçakladı.
Tom bir bıçakla bıçaklandı.
O beni sırtımdan bıçakladı!
Ben bıçaklanmak üzereydim.
Tom, Mary'yi karnından bıçakladı.
Tom'u kimin bıçakladığını bulalım.
O, sırtından bıçaklandı.
Tom bıçaklanarak öldürüldü.
- Tom'a kalleşlik edildi.
- Tom sırtından bıçaklandı.
İki yıl önce bıçaklandım.
O sırtından bıçaklandı.
Tom göğsünden bıçaklandı.
Tom beni sırtımdan hançerledi.
- Tom birkaç defa bıçaklandı.
- Tom birkaç yerinden bıçaklandı.
Onu kimin bıçakladığını bulalım.
Onu kimin bıçakladığını öğrenelim.
Tom bir bıçakla Mary'yi bıçakladı.
Tom bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.
Mary'yi bıçaklayan Tom'du.
Tom karısını bıçaklayarak öldürdü.
O, onu sırtından bıçakladı.
O, onu bir bıçakla bıçakladı.
Tom Mary'yi bir zıpkınla yaraladı.
Tom, Mary'yi sırtından bıçakladı.
Tom kolundan bıçaklandı.
Tom otuz kerenin üzerinde bıçaklandı.
Çocukların her biri bıçaklandı.
Sami tamamen masum bir insanı bıçakladı.
Tom Mary'yi bir hançerle bıçakladı..
Tom onu kimin bıçakladığını bilmiyor.
Beni kimin bıçakladığını bilmiyorum.
Mary kocasını bıçaklayıp öldürdü.
Tom dün gece bıçaklanarak öldürüldü.
Geçen sene üç kere bıçaklandım.
O, altın bir üç bacaklı zıpkınla onu bıçakladı.
Dan bıçağı ile Linda'yı defalarca bıçakladı.
Tom bıçağıyla Mary'yi defalarca bıçakladı.
Tom avcı bıçağı ile Mary'yi bıçakladı.
Tom iki kez sırtından bıçaklandı.
Tom bir mutfak bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.
Sami ayıyı boynundan bıçakladı.
Tom bir sustalı çıkardı ve Mary'yi bıçakladı.
Kurban katil tarafından defalarca bıçaklandı.
Tom'un vücudu otuz kereden fazla bıçaklanmıştı.
Tom üç kez göğsünden bıçaklandı.
Tom'u bıçaklayan kişi asla yakalanmadı.
Tom boynundan üç kez bıçaklandı.
Tom üç kez boynundan bıçaklandı.
Leyla dört kez göğsünden bıçaklandı.
Sami boynundan altı kez bıçaklandı.
Tom John'un çetesinin bir üyesi tarafından bıçaklandı.
Dün gece üç kişi Park Caddesi üzerinde bıçaklandı.
- Kalbim bıçaklanmış gibi hissediyorum.
- Kendimi kalbimden bıçaklanmış gibi hissediyorum.
Onların Tom'u bıçaklayan adamı yakalayacaklarını umuyorum.
Tom tükenmez kalemiyle Mary'yi boğazından şişledi.
Tom metrodaki birisi tarafından öldüresiye bıçaklandı.
Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.
Ona güvendim ve o beni sırtımdan bıçakladı.
Onlara güvenmiştim ve beni arkadan bıçakladılar.
Leyla, Sami'yi birkaç kez vurdu ve aynı zamanda onu bıçakladı.
Polisler onun gırtlağı kesilmeden önce, Tom'un bıçaklandığını düşünmektedir.