Translation of "Stabbed" in Turkish

0.037 sec.

Examples of using "Stabbed" in a sentence and their turkish translations:

She stabbed him.

O onu bıçakladı.

Mary stabbed Tom.

Mary, Tom'u bıçakladı.

Who stabbed Tom?

Kim Tom'u bıçakladı?

Tom stabbed her.

Tom onu bıçakladı.

Tom stabbed him.

Tom onu bıçakladı.

Tom stabbed Mary.

Tom, Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed me.

Tom beni bıçakladı.

Tom was stabbed.

Tom bıçaklandı.

Who stabbed you?

Seni kim bıçakladı?

I got stabbed.

Ben bıçaklandım.

I stabbed Tom.

Tom'u bıçakladım.

I was stabbed.

Bıçaklandım.

I've been stabbed.

Bıçaklandım.

Tom stabbed Mary repeatedly.

Tom defalarca Mary'yi bıçakladı.

Tom has been stabbed.

Tom bıçaklandı.

Tom stabbed his wife.

Tom karısını bıçakladı.

Layla stabbed Sami again.

Leyla yine Sami'yi bıçakladı.

Sami was stabbed repeatedly.

- Sami art arda bıçaklandı.
- Sami tekrar tekrar bıçaklandı.

- Tom has been stabbed three times.
- Tom was stabbed three times.

Tom üç kez bıçaklandı.

- I thought I'd been stabbed.
- I thought that I'd been stabbed.

Bıçaklandığımı düşündüm.

Tom was stabbed to death.

O, bıçaklanarak öldürüldü.

Tom stabbed Mary thirteen times.

Tom Mary'yi on üç defa bıçakladı.

Tom was stabbed thirty times.

Tom otuz kez bıçaklandı.

Tom was stabbed 13 times.

Tom 13 kez bıçaklandı.

She stabbed her husband repeatedly.

O, kocasını defalara bıçakladı.

Tom was stabbed three times.

Tom üç kez bıçaklandı.

I've been stabbed three times.

Ben üç kez bıçaklandım.

Tom stabbed Mary with scissors.

Tom makasla Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary multiple times.

Tom, Mary'yi defalarca kez bıçakladı.

Tom was stabbed in Boston.

Tom Boston'da bıçaklandı.

Layla was stabbed multiple times.

Leyla defalarca kez bıçaklandı.

You stabbed Tom, didn't you?

Tom'u bıçakladın, değil mi?

Tom stabbed Mary three times.

Tom Mary'yi üç kez bıçakladı.

I got stabbed in Boston.

Ben Boston'da bıçaklandım.

Sami stabbed Layla six times.

Sami, Leyla'yı altı kez bıçakladı.

Sami stabbed Layla multiple times.

Sami, Leyla'yı defalarca kez bıçakladı.

Tom was stabbed with a knife.

Tom bir bıçakla bıçaklandı.

He stabbed me in the back!

O beni sırtımdan bıçakladı!

I was about to be stabbed.

Ben bıçaklanmak üzereydim.

Tom stabbed Mary in the stomach.

Tom, Mary'yi karnından bıçakladı.

Let's find out who stabbed Tom.

Tom'u kimin bıçakladığını bulalım.

She was stabbed in the back.

O, sırtından bıçaklandı.

Tom has been stabbed to death.

Tom bıçaklanarak öldürüldü.

Tom was stabbed in the back.

- Tom'a kalleşlik edildi.
- Tom sırtından bıçaklandı.

I got stabbed two years ago.

İki yıl önce bıçaklandım.

He was stabbed in the back.

O sırtından bıçaklandı.

Tom was stabbed in the chest.

Tom göğsünden bıçaklandı.

Tom stabbed me in the back.

Tom beni sırtımdan hançerledi.

Tom has been stabbed several times.

- Tom birkaç defa bıçaklandı.
- Tom birkaç yerinden bıçaklandı.

Let's find out who stabbed him.

Onu kimin bıçakladığını bulalım.

Let's find out who stabbed her.

Onu kimin bıçakladığını öğrenelim.

Tom stabbed Mary with a knife.

Tom bir bıçakla Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with his knife.

Tom bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.

It was Tom who stabbed Mary.

Mary'yi bıçaklayan Tom'du.

Tom stabbed his wife to death.

Tom karısını bıçaklayarak öldürdü.

She stabbed him in the back.

O, onu sırtından bıçakladı.

She stabbed him with a knife.

O, onu bir bıçakla bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a spear.

Tom Mary'yi bir zıpkınla yaraladı.

Tom stabbed Mary in the back.

Tom, Mary'yi sırtından bıçakladı.

Tom got stabbed in the arm.

Tom kolundan bıçaklandı.

Tom was stabbed over thirty times.

Tom otuz kerenin üzerinde bıçaklandı.

Each of the children was stabbed.

Çocukların her biri bıçaklandı.

Sami stabbed a completely innocent person.

Sami tamamen masum bir insanı bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a dagger.

Tom Mary'yi bir hançerle bıçakladı..

Tom doesn't know who stabbed him.

Tom onu kimin bıçakladığını bilmiyor.

I don't know who stabbed me.

Beni kimin bıçakladığını bilmiyorum.

Mary stabbed her husband to death.

Mary kocasını bıçaklayıp öldürdü.

Tom was stabbed to death last night.

Tom dün gece bıçaklanarak öldürüldü.

I got stabbed three times last year.

Geçen sene üç kere bıçaklandım.

She stabbed him with a golden trident.

O, altın bir üç bacaklı zıpkınla onu bıçakladı.

Dan stabbed Linda repeatedly with his knife.

Dan bıçağı ile Linda'yı defalarca bıçakladı.

Tom stabbed Mary repeatedly with his knife.

Tom bıçağıyla Mary'yi defalarca bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a hunting knife.

Tom avcı bıçağı ile Mary'yi bıçakladı.

Tom was stabbed twice in the back.

Tom iki kez sırtından bıçaklandı.

Tom stabbed Mary with a kitchen knife.

Tom bir mutfak bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.

Sami stabbed the bear in the neck.

Sami ayıyı boynundan bıçakladı.

Tom pulled out a switchblade and stabbed Mary.

Tom bir sustalı çıkardı ve Mary'yi bıçakladı.

The victim was stabbed repeatedly by the killer.

Kurban katil tarafından defalarca bıçaklandı.

Tom's body had been stabbed over thirty times.

Tom'un vücudu otuz kereden fazla bıçaklanmıştı.

Tom was stabbed in the chest three times.

Tom üç kez göğsünden bıçaklandı.

The person who stabbed Tom was never caught.

Tom'u bıçaklayan kişi asla yakalanmadı.

Tom was stabbed three times in the neck.

Tom boynundan üç kez bıçaklandı.

Tom was stabbed in the neck three times.

Tom üç kez boynundan bıçaklandı.

Layla was stabbed four times on her chest.

Leyla dört kez göğsünden bıçaklandı.

Sami was stabbed six times in the neck.

Sami boynundan altı kez bıçaklandı.

Tom was stabbed by a member of John's gang.

Tom John'un çetesinin bir üyesi tarafından bıçaklandı.

Three people were stabbed on Park Street last night.

Dün gece üç kişi Park Caddesi üzerinde bıçaklandı.

I feel like I was stabbed in the heart.

- Kalbim bıçaklanmış gibi hissediyorum.
- Kendimi kalbimden bıçaklanmış gibi hissediyorum.

- I just hope they catch the guy who stabbed Tom.
- I just hope that they catch the guy who stabbed Tom.

Onların Tom'u bıçaklayan adamı yakalayacaklarını umuyorum.

Tom stabbed Mary in the neck with his ballpoint pen.

Tom tükenmez kalemiyle Mary'yi boğazından şişledi.

Tom was stabbed to death by someone on the subway.

Tom metrodaki birisi tarafından öldüresiye bıçaklandı.

I trusted him, and he stabbed me in the back.

Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.

I trusted her, and she stabbed me in the back.

Ona güvendim ve o beni sırtımdan bıçakladı.

I trusted them, and they stabbed me in the back.

Onlara güvenmiştim ve beni arkadan bıçakladılar.

Layla shot Sami several times and she also stabbed him.

Leyla, Sami'yi birkaç kez vurdu ve aynı zamanda onu bıçakladı.

- The police think that Tom was stabbed before his throat was slit.
- The police think Tom was stabbed before his throat was slit.

Polisler onun gırtlağı kesilmeden önce, Tom'un bıçaklandığını düşünmektedir.