Examples of using "Surrounded" in a sentence and their turkish translations:
- Kuşatıldınız.
- Kuşatıldın.
Etrafımız sarıldı.
Sen tamamen çevrilisin.
Onlar Tom'un etrafını çevirdiler.
Tom'un etrafı çevriliydi.
Tom'un etrafını çevirdik.
Çevrilmiştik.
Onların etrafını çevirdik.
Onun etrafını çevirdik.
Onun etrafını çevirdik.
Onun etrafını çevirdik.
Onun etrafını çevirdik.
Şüphe, Leyla'yı çevreledi.
- Düşman tarafından sarıldım.
- Etrafımı düşman sarmış.
- Etrafım düşman dolu.
Polis tarafından kuşatıldık.
Onlar bizi sardırdı.
Iraklılar çember içine alınmışlardı.
Zombiler tarafından kuşatıldık.
- Köyü çevirdik.
- Köyü kuşattık.
Düşmanlar tarafından çevriliyiz.
Özel kuvvetler binayı kuşattı.
Evin etrafını çevirttik.
Tom insanlar tarafından çevrili.
Onlar hayranları tarafından çevrildi.
Japonya denizle çevrilidir.
Askerler köyü kuşattı.
Sami kızlar tarafından kuşatıldı.
Tom'un etrafını yunuslar sarmıştı.
etrafı insanlarla çevrilmişti.
Polisler binayı çevirdi.
Torunları tarafından çevrilmiş şekilde oturdu.
Çocukları tarafından çevrili vaziyette oturdu.
O kalabalık tarafından kuşatılmıştı.
Ailesinin yanında oturuyordu.
Tom güzel kadınlarla çevrili.
Çocukları tarafından çevrili şekilde oturdu.
Japonya okyanusla çevrilidir.
Göl dağlarla çevrilidir.
Yer polisler tarafından çevrili.
Eski kenti bir duvar kuşatır.
Bina polis tarafından kuşatıldı.
Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.
Brown etrafının çevrildiğini gördü.
Genç kızlarla çevrili olarak oturuyordu.
Ev tarlalarla çevriliydi.
Tom'un evi polis tarafından kuşatıldı.
Leyla'nın yeri polislerce kuşatıldı.
- Ev zombilerle çevrilidir.
- Ev zombiler tarafından kuşatılmıştır.
Kale, ağaçlarla çevrilidir.
- Tom kitapların arasında büyüdü.
- Tom kitaplarla çevrili bir ortamda büyüdü.
Minned'in etrafında boş şeylere inanan insanlar toplanmış durumda.
dünya'nın etrafı buzul kütle ile çevrili
Öğretmen öğrencileri tarafından çevriliydi.
Soyguncu on tane polis tarafından kuşatılmış durumdaydı.
O genç insanlarla çevrili olmaktan hoşlanıyor.
Eski şehir surlarla çevrilidir.
Göl yeşil tepelerle çevrilidir.
Kasabam yüksek dağlarla çevrilidir.
O, öğrenciler tarafından çevrili olarak oturuyordu.
Lesotho tamamen Güney Afrika ile çevrilidir.
İtalya, Akdeniz'le çevrilidir.
Kent bir duvarla çevrilidir.
Saray insanlar tarafından çevrilidir.
Çocukları tarafından çevrili olarak orada oturdu.
Ada şimdi milisler tarafından çevriliydi.
Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
Bahçe ahşap bir çitle çevriliydi.
Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.
Elçilik binası yüksek çitler ile çevrilidir.
Yaşlı adam çocukları tarafından çevrilmiş vaziyette oturdu.
Biz ağaçlarla çevrili bir otelde kaldık.
Onun evi, ayçiçeği tarlalarıyla çevrilidir.
Kilisenin etrafı ormanlarla ve göllerle çevrili.
miras eşek olarak geldi çıkarcı akrabalar çoktan etrafını sarmıştı
onun en dış çevresini ise yer kabuğu çevreliyor
Bina dikenli tel çitle çevrilmiş.
Bir sur, kentin antik bölümünü kuşatıyordu.
Tom bağıran fanatik kızlardan oluşan bir kalabalık tarafından çevrilmişti.
Tom polis memurları tarafından çevrilmiş mahkeme salonuna yürüdü.
Tom muhabirler tarafından çevrilmiş mahkeme salonundan çıktı.
Polis, Tom'un saklandığı yeri kuşattı.
"Kuşatılıyoruz" "Bizi asla canlı yakalayamazlar, çocuklar! Saldırın!"
Sami şimdi onu seven insanlarla çevrilidir.
Brezilya on tane ülke ve Atlantik Okyanusu ile çevrilidir.
Tom gece tehdit eden ruhlar tarafından çevrildiğini düşündü.
O, kokulu mumlarla çevrili sıcak köpük banyosu yaptı.
Japonya tamamen okyanuslarla çevrili bir ülkedir.
Hani düşman dört bir yanı sarmış, insanları bir toplasaydık.
Jezreel Vadisi'nin güneyinde Gilboa Dağı ve
Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.
O kendini yanan mumlarla çevrili köpük banyosuna daldırdı.
Umutsuz bir son duruştan sonra Hrolf, şampiyonları tarafından kuşatılmış olarak ölmüştü.
Ağaçlar ve yeşillikler tarafından çevrili apartmanlarda daha az suç var.
Meydanda bir kalabalık, sokak şarkıcılarını çevreleyip dinledi.
O, sahte arkadaşlar ve utanmaz kadınlarla çevrili bir masada oturuyor.