Examples of using "Luxurious" in a sentence and their turkish translations:
Lüks bir yer!
Otel kelimelerle ifade edilemeyecek kadar gösterişliydi.
Tom lüks bir evde yaşıyor.
Can sıkıntısı en lüks şeylerden biridir.
- O, lüks bir hayat yaşamaya yetecek kadar para kazanır.
- O, lüks bir hayat yaşamak için yeterli para kazanır.
Brian'ın kız arkadaşı sık sık onu lüks restoranlara götürmesi için yalvarır.
Tom ve Mary, Boston'un en lüks otellerinden birinde bir oda kiraladılar.
Öyle görünüyor ki Dubai sürekli dünyadaki en büyük, en lüks ve en alışılmadık
Bu küçük bölgede dünyanın en yüksek binalarını, en lüks otellerini ve hatta