Translation of "Irritated" in Turkish

- Tom looks irritated.
- Tom seems irritated.

Tom rahatsız görünüyor.

- Tom seemed irritated.
- Tom looked irritated.

Tom öfkeli görünüyordu.

Tom was irritated.

Tom rahatsız olmuştu.

He became irritated.

O tedirgin oldu.

He sounded irritated.

O asabi görünüyordu.

She sounded irritated.

O sinirli görünüyordu.

Tom sounded irritated.

Tom sinirli görünüyordu.

You look irritated.

Tedirgin görünüyorsun.

Tom seems irritated.

Tom öfkeli görünüyor.

- I know you're irritated.
- I know that you're irritated.

Sinirli olduğunuzu biliyorum.

- Tom must've been irritated.
- Tom must have been irritated.

Tom tedirgin olmuş olmalı.

- Tom said he's irritated.
- Tom said that he's irritated.

Tom rahatsız olduğunu söyledi.

- Tom has to be irritated.
- Tom must be irritated.

Tom tedirgin olmalı.

The answer irritated me.

- Yanıt beni irite etti.
- Yanıt beni öfkelendirdi.

Why are you irritated?

Niçin gerginsin?

My eyes feel irritated.

Gözlerim rahatsız oldu.

Tom looks somewhat irritated.

Tom biraz tedirgin görünüyor.

Tom is pretty irritated.

Tom oldukça tedirgin.

Tom was really irritated.

Tom gerçekten tedirgindi.

Tom seldom gets irritated.

Tom nadiren sinirlenir.

You're irritated, aren't you?

Sen sinirlisin, değil mi?

- They started to get irritated.
- They have started to get irritated.

Onlar sinirlenmeye başladı.

- Tom said Mary was irritated.
- Tom said that Mary was irritated.

Tom Mary'nin tedirgin olduğunu söyledi.

- Tom said Mary is irritated.
- Tom said that Mary is irritated.

Tom Mary'nin tedirgin olduğunu söyledi.

- Tom knew that I was irritated.
- Tom knew I was irritated.

Tom rahatsız olduğumu biliyordu.

The soap irritated my eyes.

Sabun gözlerimi acıttı.

You look like you're irritated.

Sinirli gibi görünüyorsun.

Tom seemed to be irritated.

Tom tedirgin görünüyordu.

Tom is irritated, isn't he?

Tom sinirli, değil mi?

I'm irritated by the noise.

Gürültüden rahatsız oldum.

- Tom told me that he was irritated.
- Tom told me he was irritated.

Tom bana sinirlendiğini söyledi.

Her constant complaining speech irritated me.

Onun sürekli şikâyet konuşması beni sinirlendirdi.

He was irritated by her delay.

O, onun gecikmesine sinirlendi.

He was irritated by the sound.

- O, ses tarafından sinirlendirildi.
- Sesten rahatsız olmuştu.

He seldom gets angry or irritated.

Nadiren kızgın ya da sinirli olur.

I was irritated by his indecision.

- Onun kararsızlığı tarafından sinirlendirildim.
- Kararsızlığı beni rahatsız etmişti.

Tom became irritated by Mary's silence.

Tom Mary'nin sessizliğinden tedirgin oldu.

- Tom was irritated.
- Tom was irked.

Tom rahatsız olmuştu.

Tom became more and more irritated.

Tom gittikçe daha fazla rahatsız oldu.

Tom tried not to be irritated.

Tom sinirlendirilmemeye çalıştı.

They have started to get irritated.

Onlar sinirlenmeye başladı.

Tom was irritated by the delay.

Tom gecikmeden rahatsızdı.

Tom is likely to be irritated.

Tom muhtemelen tedirgin olacak.

You looked like you were irritated.

Sen sinirli gibi görünüyordun.

Tom looked like he was irritated.

Tom rahatsız olmuş gibiydi.

Tom seemed to be very irritated.

Tom çok rahatsız olmuş gibi görünüyordu.

Tom said that he was irritated.

Tom rahatsız olduğunu söyledi.

Tom wasn't irritated, but Mary was.

Tom sinirli değildi ama Mary sinirliydi.

Tom seems pretty irritated right now.

Tom şu anda oldukça sinirli görünüyor.

- Tom said Mary is probably still irritated.
- Tom said that Mary is probably still irritated.

Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ tedirgin olduğunu söyledi.

- Tom told me that he thought Mary was irritated.
- Tom told me he thought Mary was irritated.
- Tom told me he thought that Mary was irritated.
- Tom told me that he thought that Mary was irritated.

Tom bana Mary'nin rahatsız olduğunu düşündüğünü söyledi.

I am often irritated by her selfishness.

Onun bencilliğinden sık sık rahatsız oluyorum.

Tom is irritated by Mary's constant yelling.

Tom Mary'nin sürekli bağırmasından rahatsız oldu.

I was irritated by what Tom did.

Tom'un yaptıklarından rahatsız oldum.

Tom told Mary that he was irritated.

Tom Mary'ye rahatsız olduğunu söyledi.

Tom said that he was really irritated.

Tom gerçekten tedirgin olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was likely to be irritated.
- Tom said that Mary was likely to be irritated.

Tom Mary'nin muhtemelen tedirgin olacağını söyledi.

I was annoyed and irritated that entire day,

O gün tüm gün sinirli ve öfkeliydim,

I didn't think Tom would be so irritated.

Tom'un bu kadar tedirgin olacağını düşünmedim.

- Tom became nervous.
- Tom became frustrated.
- Tom became irritated.

Tom sinirli oldu.

- Tom looks irritated.
- Tom looks upset.
- Tom seemed upset.

Tom üzgün görünüyor.

The more he waited, the more irritated he became.

Ne kadar beklediyse, o kadar daha sinirli oldu.

Tom is going to be irritated by that noise.

Tom o gürültüden rahatsız olacak.

- I'm irritated by that noise.
- That noise irritates me.

O gürültü beni sinirlendiriyor.

The way he looked at me irritated me very much.

Bana bakış şekli beni çok kızdırdı.

- Tom is looking a little agitated.
- Tom looks somewhat irritated.

Tom biraz tedirgin görünüyor.

He says he got injured because the leopard was irritated and excited.

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

- Tom is frantic.
- Tom is outraged.
- Tom is infuriated.
- Tom is irritated.

Tom sinirli.

- Tom looks annoyed.
- Tom looks angry.
- Tom looks irritated.
- Tom looks cross.

Tom kızgın görünüyor.

- Tom said that Mary was uncomfortable.
- Tom said that Mary was irritated.

Tom Mary'nin rahatsız olduğunu söyledi.

While several Marshals were irritated by  his air of superiority and blunt manner.  

duyarken, birkaç Mareşal onun üstünlük havası ve keskin tavırlarından rahatsız oldu.

- Tom seemed annoyed.
- Tom seemed nervous.
- Tom looked nervous.
- Tom sounded irritated.
- Tom looked like he was mad.
- Tom seemed to be nervous.
- Tom looked frustrated.
- Tom seemed irritated.

Tom sinirli görünüyordu.

- Tom said that he was very irritated.
- Tom said that he was very uncomfortable.

Tom çok rahatsız olduğunu söyledi.

- Why is he angry?
- Why are you angry?
- Why are you irritated?
- Why are you mad?

- O niçin kızgın?
- O niçin öfkeli?

- Tom looked angry.
- Tom sounded angry.
- Tom looked furious.
- Tom seemed to be angry.
- Tom looked irritated.

Tom öfkeli görünüyordu.

- Mary's very short-tempered, and often throws a wobbly.
- Mary is easily irritated, and often flips her lid.

Mary kolaylıkla sinirlenir ve çılgına döner.

- Tom looks disturbed.
- Tom looks irritated.
- Tom looks uncomfortable.
- Tom seems uncomfortable.
- Tom appears to be uncomfortable.
- Tom seems to be uncomfortable.

Tom rahatsız görünüyor.