Translation of "Bucks" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Bucks" in a sentence and their turkish translations:

Sami borrowed sixty bucks.

Sami altmış dolar ödünç aldı.

Tom owes me thirty bucks.

Tom'un bana otuz dolar borcu var.

That'll cost three hundred bucks.

Bu üç yüz dolara mal olacak.

I haven't got five bucks.

Beş dolarım yok.

You owe me thirty bucks.

Bana otuz dolar borçlusun.

That cost me three bucks.

O bana üç dolara mal oldu.

"Ten bucks." "How about five?"

- "On dolar." "Beş olur mu?"
- "On dolar." "Beşe ne dersin?"

I feel like a million bucks.

Ben kendimi bir milyon dolar gibi hissediyorum.

You still owe me twenty bucks.

Bana hala yirmi dolar borçlusun.

Tom looks like a million bucks.

Tom harika görünüyor.

You owe me another thirty bucks.

Bana otuz dolar daha borçlusun.

That'll cost about three hundred bucks.

Bu yaklaşık üç yüz dolara mal olacak.

He stiffed me for fifty bucks.

O beni elli dolar kazıkladı.

Tom felt like a million bucks.

Tom kendini sağlıklı, mutlu ve zinde hissetti.

Lawyers make mega bucks when they win cases.

Avukatlar davaları kazandıklarında çok miktarda dolar kazanırlar.

That's why they pay us the big bucks.

Onların bize büyük paralar ödemesinin nedeni bu.

This pencil cost me at least a hundred bucks.

Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.

I'll sell it to you for a hundred bucks.

Onu sana yüz dolara satarım.

Sami stripped Layla's wallet of more than 600 bucks.

Sami, Leyla'nın cüzdanından 600 dolardan fazla para çaldı.

- I paid about 50 bucks.
- I paid about fifty dollars.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

- I paid about 50 bucks.
- I paid about 50 dollars.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

- Tom owes Mary thirty dollars.
- Tom owes Mary thirty bucks.

Tom Mary'ye otuz dolar borçlu.

- You look perfect.
- You seem perfect.
- You look like a million bucks.

- Harika görünüyorsun.
- Mükemmel görünüyorsun.

"How much?" "Ten bucks." "You must be joking. I'll give you five."

"Ne kadar?" "On dolar." "Şaka ediyor olmalısın. Sana beş veririm."

Darn it, it cost me two hundred bucks to get my car fixed.

Of ya, arabamı tamir ettirmek bana iki yüz kâğıda mal oldu.

I tipped the cabbie ten bucks for getting me to the airport on time.

Beni zamanında havaalanına yetiştirmesi için taksiciye on dolar bahşiş verdim.

- Could you lend me thirty dollars?
- Could you lend me thirty bucks?
- Could you lend me $30?

Bana otuz dolar ödünç verebilir miydin?

"I'll give you twenty bucks for it." "Nothing doing. Thirty dollars; take it or leave it." "Fine, then I guess I'll take my business elsewhere."

"Bunun için sana yirmi dolar vereceğim." "Hiçbir şey yapmadan, otuz dolar, al ya da bırak" "Güzel, o zaman sanırım işimi başka yerlere götüreceğim."

- Tom looks terrific.
- Tom looks like a million bucks.
- Tom looks amazing.
- Tom looks awesome.
- Tom looks dreadful.
- Tom looks great.
- Tom looks horrible.
- Tom looks terrifying.
- Tom sounds horrible.

Tom harika görünüyor.