Translation of "Annoyed" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Annoyed" in a sentence and their turkish translations:

- Tom looked annoyed.
- Tom seemed annoyed.

Tom sinirli görünüyordu.

- Tom became annoyed.
- Tom got annoyed.

Tom sinirlendi.

Tom's annoyed.

Tom kızgın.

- Tom may be annoyed.
- Tom might be annoyed.

Tom sinirlenmiş olabilir.

Tom looks annoyed.

Tom kızgın görünüyor.

Was Tom annoyed?

Tom rahatsız oldu mu?

Tom looked annoyed.

Tom kızgın görünüyordu.

Tom seems annoyed.

Tom sinirlenmiş görünüyor.

Tom is annoyed.

Tom kızgın.

I wasn't annoyed.

Sinirli değildim.

- Tom said he's annoyed.
- Tom said that he's annoyed.

Tom kızgın olduğunu söyledi.

Tom seems really annoyed.

Tom gerçekten sinirli görünüyor.

Tom was extremely annoyed.

Tom son derece sinirlenmişti.

- I'm pissed.
- I'm annoyed.

Ben kızgınım.

I was quite annoyed.

Ben oldukça sinirlenmiştim.

Tom looks somewhat annoyed.

Tom biraz kızgın görünüyor.

Won't Tom be annoyed?

Tom kızmayacak mı?

Even Tom looked annoyed.

Tom bile kızgın görünüyordu.

Tom was visibly annoyed.

Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.

You're annoyed, aren't you?

Sinirlisin, değil mi?

Tom seemed really annoyed.

Tom gerçekten kızgın görünüyordu.

I was very annoyed.

Ben çok sinirliydim.

Sami was actually annoyed.

Sami gerçekten sinirlenmişti.

Sami was so annoyed.

- Sami çok bıkmıştı.
- Sami çok bezmişti.

Tom was getting annoyed.

Tom sinirleniyordu.

- Tom said I seemed annoyed.
- Tom said that I seemed annoyed.

Tom sinirlenmiş göründüğümü söyledi.

- I know that Tom is annoyed.
- I know Tom is annoyed.

Tom'un sinirlendiğini biliyorum.

- Tom thought Mary was annoyed.
- Tom thought that Mary was annoyed.

Tom Mary'nin kızgın olduğunu düşündü.

- Tom said Mary isn't annoyed.
- Tom said that Mary isn't annoyed.

Tom Mary'nin kızgın olmadığını söyledi.

- Tom thinks Mary is annoyed.
- Tom thinks that Mary is annoyed.

Tom, Mary'nin rahatsız olduğunu düşünüyor.

- Tom said Mary was annoyed.
- Tom said that Mary was annoyed.

- Tom Mary'nin kızgın olduğunu söyledi.
- Tom, Mary'nin rahatsız olduğunu söyledi.

- Tom said Mary is annoyed.
- Tom said that Mary is annoyed.

Tom Mary'nin kızgın olduğunu söyledi.

- Tom knew that I was annoyed.
- Tom knew I was annoyed.

Tom rahatsız olduğumu biliyordu.

- The child annoyed him with questions.
- The child annoyed her with questions.

Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.

- I wonder if Tom is annoyed.
- I wonder whether Tom is annoyed.

Tom'un sinirlenip sinirlenmediğini merak ediyorum.

I'm annoyed at your selfishness.

Senin bencilliğinden bıktım.

His tone was very annoyed.

Onun tonu çok kızgındı.

Tom seems to be annoyed.

Tom rahatsız olmuş görünüyor.

Tom seems uncomfortable and annoyed.

Tom rahatsız ve kızgın görünüyor.

I'm seriously annoyed with Tom.

Ben ciddi olarak Tom'a kızgınım.

Tom is annoyed with Mary.

Tom, Mary'ye kızgın.

Tom looked a little annoyed.

Tom biraz kızgın görünüyordu.

Tom looks a little annoyed.

Tom biraz kızgın görünüyordu.

Tom might have been annoyed.

Tom sinirlenmiş olabilir.

Tom seems a little annoyed.

Tom'un, biraz canı sıkılmış gözüküyor.

Are you annoyed by this?

- Buna kızdın mı?
- Bundan rahatsız oldun mu?

I'm seriously annoyed with them.

Onlara ciddi şekilde kızgınım.

I'm seriously annoyed with him.

Ona ciddi şekilde kızgınım.

I'm seriously annoyed with her.

Ona ciddi şekilde kızgınım.

You're cute when you're annoyed.

Sen sinirlendiğinde sevimlisin.

I'm very annoyed with Tom.

Tom'a çok kızgınım.

Are you annoyed by that?

Ondan rahatsız oluyor musun?

Aren't you annoyed by this?

- Bundan rahatsız olmuyor musun?
- Bundan rahatsız değil misin?

Aren't you annoyed by that?

- Ondan rahatsız olmuyor musun?
- Ondan rahatsız değil misin?

Tom won't likely be annoyed.

Tom muhtemelen rahatsız olmayacak.

Tom seemed a little annoyed.

Tom biraz sinirlenmiş görünüyordu.

Tom seemed to be annoyed.

Tom sinirlenmiş görünüyordu.

Why is Tom so annoyed?

Tom neden bu kadar sinirli?

Tom will probably be annoyed.

Tom muhtemelen kızgın olacak.

They're already annoyed at me.

Bana şimdiden kızdılar.

Tom and Mary are annoyed.

Tom ve Mary sinirlendiler.

- I knew Tom would be annoyed.
- I knew that Tom would be annoyed.

Tom'un sinirleneceğini biliyordum.

- Tom told me he was annoyed.
- Tom told me that he was annoyed.

Tom bana kızgın olduğunu söyledi.

I'm tired, and a bit annoyed.

Yorgunum ve biraz sıkıntılıyım.

Tom seems to be slightly annoyed.

Tom biraz rahatsız gibi görünüyor.

Tom was annoyed by Mary's silence.

Tom Mary'nin sessizliğinden rahatsız oldu.

Tom was annoyed at the interruption.

Tom kesintide rahatsız oldu.

Tom seems more annoyed than angry.

Tom kızgından daha sinirli görünüyor.

The child annoyed him with questions.

Çocuk onu sorularla rahatsız etti.

- Tom was angry.
- Tom was annoyed.

- Tom kızgındı.
- Tom sinirlenmişti.

Tom seemed somewhat annoyed by that.

Tom ondan biraz sıkılmış gibi görünüyor.

I was annoyed at his behavior.

Davranışına sinirlendim.

He annoyed us with his complaints.

O, şikayetleri ile bizi huzursuz etti.

I'm getting annoyed by your behavior.

Senin davranışlarından rahatsız oluyorum.

She is very annoyed with me.

O, bana çok kızgın.

We're still as annoyed as ever.

Hâlâ her zamanki kadar sinir bozucuyuz.

Tom is very annoyed with me.

Tom bana çok sinirlendi.

You seem very annoyed with Tom.

Tom'a çok kızmış gibisin.

I hope Tom doesn't get annoyed.

Umarım Tom'un kafası bozulmaz.

Tom always seems to be annoyed.

Tom her zaman sinirlenmiş gibi görünüyor.

I was annoyed by the smell.

Koku beni rahatsız etti.

I was annoyed by the noise.

Gürültü beni rahatsız etti.

I know why you got annoyed.

Neden sinirlendiğini biliyorum.

Tom is likely to be annoyed.

Tom muhtemelen sinirlenecek.

Tom didn't think Mary was annoyed.

Tom Mary'nin rahatsız olduğunu düşünmedi.

Tom seemed more annoyed than angry.

Tom kızgın olmaktan daha sinirli görünüyordu.

Tom seemed to be slightly annoyed.

Tom biraz sinirlenmiş gibi görünüyordu.

Tom seemed to be really annoyed.

Tom gerçekten sinirlenmiş gibi görünüyordu.

Tom looked like he was annoyed.

Tom sinirlenmiş gibi görünüyordu.

Tom said that Mary wasn't annoyed.

Tom, Mary'nin rahatsız olmadığını söyledi.

Tom was annoyed, but Mary wasn't.

Tom sinir bozucuydu ama Mary değildi.

Tom said that he wasn't annoyed.

Tom rahatsız olmadığını söyledi.

- It seems Tom and Mary are annoyed.
- It seems that Tom and Mary are annoyed.

Tom ve Mary sinirli gibi görünüyor.

- Tom said he thought Mary looked annoyed.
- Tom said that he thought Mary looked annoyed.
- Tom said that he thought that Mary looked annoyed.

Tom, Mary'nin rahatsız olmuş göründüğünü düşündüğünü söyledi.

annoyed about their encounters with the police

onlar, polisle karşılaşmaktan rahatsızlar

Who should I be more annoyed with?

Kime daha fazla sinirlenmeliyim?

Tom seems to be annoyed with himself.

Tom kendisine kızgın görünüyordu.