Translation of "Listened" in Turkish

Who listened?

Kim dinledi?

I listened.

Dinledim.

- Everyone should've listened.
- Everyone should have listened.

Herkes dinlemeliydi.

- I listened to everybody.
- I listened to everyone.

Ben herkesi dinledim.

Tom quietly listened.

Tom sessizce dinledi.

Tom listened intently.

Tom dikkatle dinledi.

Tom just listened.

Tom sadece dinledi.

Tom listened attentively.

Tom dikkatlice dinledi.

Tom listened carefully.

Tom dikkatle dinledi.

They all listened.

Onların hepsi dinlediler.

They listened intently.

Onlar dikkatle dinledi.

John listened carefully.

John dikkatle dinledi.

She listened patiently.

Sabırla dinledi.

Tom listened patiently.

Tom sabırla dinledi.

I just listened.

Sadece dinledim.

He listened carefully.

- Dikkatle dinliyordu.
- Dikkatli biçimde dinledi.

I listened carefully.

Ben dikkatle dinledim.

I listened intently.

Dikkatle dinledim.

- Nobody listened to me.
- No one listened to me.

- Kimse beni dinlemedi
- Kimse beni dinlemedi.

- No one would've listened.
- No one would have listened.

Kimse dinlemezdi.

- You should've listened to him.
- You should've listened to her.

Onu dinlemeliydin.

- I should've listened to them.
- He should've listened to them.

Onları dinlemeliydim.

- I never listened to it.
- I never listened to him.

Onu hiç dinlemedim.

Would I have listened?

Peki, dinler miydim?

Tom listened with interest.

Tom ilgi ile dinledi.

She listened to him.

O onu dinledi.

- Tom listened.
- Tom obeyed.

Tom dinledi.

Tom listened to me.

Tom beni dinledi.

She listened to me.

O beni dinledi.

Tom listened to Mary.

Tom, Mary'yi dinledi.

I listened to music.

Ben müzik dinledim.

The boys listened attentively.

Erkek çocukları dikkatle dinledi.

I listened to Tom.

Tom'u dinledim.

I listened to them.

Onları dinledim.

I listened to him.

Onu dinledim.

I listened to her.

Onu dinledim.

Sami listened to Layla.

Sami, Leyla'yı dinledi.

- I should've listened to you.
- I should have listened to you.

Seni dinlemeliydim.

- I should have listened to Tom.
- I should've listened to Tom.

Tom'u dinlemeliydim.

- You should have listened to me.
- You should've listened to me.

Beni dinlemeliydin.

- Tom should've listened to Mary.
- Tom should have listened to Mary.

- Tom, Mary'yi dinlemeliydi.
- Tom'un Mary'yi dinlemesi gerekirdi.

- You should've listened to Tom.
- You should have listened to Tom.

Tom'u dinlemeliydin.

- Tom listened with interest.
- Tom was listening intently.
- Tom listened intently.

Tom dikkatle dinliyordu.

- Tom should've listened to you.
- Tom should have listened to you.

- Tom seni dinlemeliydi.
- Tom sizi dinlemeliydi.

- I should have listened more carefully.
- I should've listened more carefully.

Daha dikkatli dinlemeliydim.

- We should've listened to Tom.
- We should have listened to Tom.

Tom'u dinlemeliydik.

- She readily listened to my request.
- She kindly listened to my request.
- She graciously listened to my request.

Ricamı nezaketle dinledi.

- I never should've listened to you.
- I should never have listened to you.
- I never should have listened to you.

Seni asla dinlememeliydim.

I listened to her story.

Onun hikayesini dinledim.

He listened, but heard nothing.

O, dinledi ama bir şey duymadı.

Tom listened to me attentively.

Tom beni dikkatle dinledi.

They even listened to music.

Müzik bile dinlemişler.

Everyone but Tom listened intently.

Tom'dan başka herkes dikkatle dinledi.

Tom listened with deep interest.

Tom derin bir ilgi ile dinledi.

Tom listened to Mary patiently.

Tom, Mary'yi sabırla dinledi.

Tom listened to Mary singing.

Tom Mary'nin şarkı söylemesini dinledi.

Tom listened for a moment.

Tom bir an için dinledi.

Tom listened for a minute.

Tom bir dakika boyunca dinledi.

Tom listened to the news.

Tom haberleri dinledi.

I listened to music yesterday.

Dün müzik dinledim.

We listened to music yesterday.

Dün müzik dinledik.

I listened to him reluctantly.

Ben onu isteksizce dinledim.

You should've listened to Tom.

Tom'u dinlemeliydin.

Tom patiently listened to Mary.

Tom sabırla Mary'yi dinledi.

We listened to the ocean.

Biz okyanusu dinledik.

Tom listened to the announcement.

Tom duyuruyu dinledi.

They listened to smooth jazz.

Smooth jazz dinlediler.

You should've listened to us.

Bizi dinlemeliydin.

You should've listened to them.

Onları dinlemeliydin.

You should've listened to him.

Onu dinlemeliydin.

You should've listened to her.

Onu dinlemeliydin.

I should've listened to him.

Onu dinlemeliydim.

I should've listened to her.

Onu dinlemeliydim.

I never listened to Tom.

Tom'u asla dinlemedim.

God listened to my prayers.

Allah dualarımı dinledi.

Everyone but Tom listened carefully.

Tom'un haricinde herkes dikkatlice dinledi.

Tom listened to me carefully.

Tom beni dikkatlice dinledi.

He listened to my opinion.

O benim fikrimi dinledi.

I listened to his story.

Onun hikayesini dinledim.

You listened to your mother.

Annenizi dinlediniz.

Tom listened to Mary's story.

Tom Mary'nin hikâyesini dinledi.

Tom listened to my opinion.

Tom benim fikrimi dinledi.

Everyone listened to Tom's story.

Herkes Tom'un hikayesini dinledi.

Sami listened to the story.

- Sami hikayeyi dinledi.
- Sami anlatıyı dinledi.

Tom listened to sad music.

- Tom damar şarkılar dinledi.
- Tom hüzünlü parçalar dinledi.

She listened carefully to Skura.

O Skura'yı dikkatlice dinledi.

- I should've listened to my father.
- I should have listened to my father.

Babamı dinlemeliydim.

- I never should've listened to you.
- I never should have listened to you.

- Seni asla dinlememeliydim.
- Seni hiç dinlememeliydim.

- I should've listened to my mother.
- I should have listened to my mother.

Annemi dinlemeliydim.

- Maybe we should've listened to Tom.
- Maybe we should have listened to Tom.

Belki Tom'u dinlemeliydik.

- I should've listened to your advice.
- I should have listened to your advice.

Tavsiyeni dinlemeliydim.

- We should've listened to you, Tom.
- We should have listened to you, Tom.

Seni dinlemeliydik, Tom.

- I should've listened to Tom's advice.
- I should have listened to Tom's advice.

Tom'un tavsiyesini dinlemeliydim.