Examples of using "Knot" in a sentence and their turkish translations:
Tom düğümü sıktı.
Ben düğümü sıktım.
Bu düğümü çözemiyorum.
Düğümü sıkmalısın.
Bu düğümü çözebilir misin?
Bu düğüm tutmaz.
Tom kravatındaki düğümü düzeltti.
Ben çok iyi bir fiyonk bağlayamam.
Tom kravatındaki düğümü gevşetti.
Bu düğümü çözemem; fazla sıkı!
Ne zaman evlenmeyi düşünüyorsun?
- Tom ağzındaki bağı çözdü.
- Tom düğümü çözüp ağzındaki bağı çıkardı.
Ünlü Gordion kördüğümü bir kılıçla kesildi.
Tom bana bir kare düğümü nasıl bağlayacağımı öğretti.
Tom Mary'ye camadan bağını nasıl bağlayacağını gösterdi.
Bill geçen hafta evleninceye kadar bekardı.
Ünlü kördüğüm bir kılıç darbesi ile kesildi.
Tom ve Mary bu bahar evlenecekler.
Tom kare bir düğüm bağlamayı öğrenmek istediğini söyledi.
Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu.
Ne zaman evlenmeyi planlıyorsun?