Translation of "Jamal" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Jamal" in a sentence and their turkish translations:

We're here, Jamal.

Buradayız, Jamal.

He's right, Jamal.

O haklı, Jamal.

Let's go, Jamal.

- Hadi, Jamal.
- Gidelim, Jamal.

She's with Jamal.

O Jamal'la birlikte.

Jamal adores her.

Jamal ona tapıyor.

Don't exaggerate, Jamal.

Abartma, Jamal.

Jamal, hold on.

Jamal, bekle.

Don't complain, Jamal.

Şikayet etme, Jamal.

Is this Jamal?

Bu Jamal mi?

That must be Jamal.

O, Jamal olmalı.

Watch me now, Jamal.

Şimdi beni izle, Jamal.

Where did Jamal go?

Jamal nereye gitti?

Don't be afraid, Jamal.

Korkma, Jamal.

Have some coffee, Jamal.

Biraz kahve iç, Jamal.

I really miss Jamal.

Gerçekten Jamal'ı özlüyorum.

I'm looking for Jamal.

Jamal'ı arıyorum.

I'm Jamal, Sarah's husband.

Ben Jamal, Sarah'nın kocası.

You're hurting me, Jamal.

Beni incitiyorsun Jamal.

I'll call Jamal tomorrow.

Yarın Jamal'ı arayacağım.

Jamal didn't say anything.

Jamal hiçbir şey söylemedi.

Did you tell Jamal?

Jamal'e söyledin mi?

Please don't tell Jamal.

Lütfen Jamal'e söyleme.

Have you seen Jamal?

Jamal'ı gördün mü?

Where is Jamal now?

Jamal şimdi nerede?

I told Jamal no.

Jamal'e hayır dedim.

Did you see that, Jamal?

Şunu gördün mü, Jamal?

You made a promise, Jamal.

Bir söz verdin, Jamal.

What should I do, Jamal?

Ne yapmam gerekiyor, Jamal?

Jamal feels a little better.

Jamal kendini biraz daha iyi hissediyor.

It's all thanks to Jamal.

Bunun hepsi Cemal sayesinde.

Jamal would die for her.

Jamal onun için ölürdü.

Why are you here, Jamal?

Neden buradasın, Jamal?

Tell me about it, Jamal.

Bana ondan bahset, Jamal.

Jamal arrived in a taxi.

Jamal bir taksiyle geldi.

Jamal went to his room.

Jamal odasına gitti.

Just say Jamal isn't here.

Sadece Jamal'in burada olmadığını söyle.

Give me your hand, Jamal.

Bana elini ver, Jamal.

Living without Jamal is unthinkable.

Jamal olmadan yaşamak düşünülemez.

I'm gonna tell Jamal tomorrow.

Yarın Jamal'a söyleyeceğim.

Give it to me, Jamal.

Onu bana ver, Jamal.

Jamal left me a note.

Jamal bana bir not bıraktı.

Is there a problem, Jamal?

Bir sorun var mı, Jamal?

What is the problem, Jamal?

Sorun nedir, Jamal?

Don't you see that, Jamal?

Onu anlamıyor musun, Jamal?

What happened to Jamal Khashoggi?

Cemal Kaşıkçı'ya ne oldu?

They were excited to meet Jamal.

Jamal'la tanışmak heyecanlıydı.

I know what you mean, Jamal.

Ne demek istediğini biliyorum, Jamal.

You've done a good job, Jamal.

İyi bir iş yaptın, Jamal.

Jamal lost control of his emotions.

Jamal duygularını kontrol edemedi.

Jamal and Sarah are coming today.

Jamal ve Sarah bugün geliyorlar.

Jamal and Sarah arrived in Cairo.

- Jamal ve Sarah Kahire'ye geldiler.
- Jamal ve Sarah, Kahire'ye ulaştılar.

What should we do now, Jamal?

Şimdi ne yapmamız gerek, Jamal?

Jamal, what are you doing here?

Jamal, burada ne yapıyorsun?

Jamal came back in the evening.

Jamal akşam eve geri geldi.

Jamal has to go home now.

Jamal şimdi eve gitmek zorunda.

Sooner or later, she'll betray Jamal.

Er ya da geç, o, Jamal'a ihanet edecek.

It's me, Jamal. Call me back.

Benim, Jamal. Beni geri ara.

Did you manage to call Jamal?

Jamal'i aramayı başarabildin mi?

Jamal? What is he doing here?

Jamal mı? O burada ne yapıyor?

Drink this, Jamal. You'll feel better.

İç bunu Jamal. Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Jamal seems very strong and professional.

Jamal çok güçlü ve profesyonel görünüyor.

Does that car belong to Jamal?

- O araba Jamal'e mi ait?
- O araba Jamal'a mı ait?

I should tell Jamal what I heard.

Jamal'a ne duyduğumu söylemeliyim.

You're so smart, Jamal. You know everything.

Sen çok akıllısın, Jamal. Her şeyi biliyorsun.

Jamal is always so nice to me.

Jamal her zaman bana karşı çok kibardır.

Jamal isn't just an ordinary man anymore.

Jamal artık sadece sıradan bir adam değil.

Jamal is good at what he does.

Jamal yaptığı işte iyidir.

"I've come to see Jamal." "Come in."

"Jamal'i görmeye geldim." "İçeri gel."

I can't just give up on Jamal.

Sadece Jamal'den vazgeçemem.

Jamal was fired from the construction site.

Jamal şantiyeden kovuldu.

Jamal doesn't want to know about it.

Jamal o konuyu bilmek istemiyor.

Does Jamal know that you're going out?

Jamal çıktığınızı biliyor mu?

Jamal is not part of my future.

Jamal geleceğimin bir parçası değil.

Sami and Jamal were married to sisters.

Sami ve Cemal kız kardeşlerle evlendiler.

Sami and Jamal were married to stepsisters.

Sami ve Cemal üvey kız kardeşlerle evlendiler.

"I'm Jamal. Nice to meet you." "I'm Sarah."

"Ben Jamal'im. Tanıştığımıza memnun oldum." "Ben Sarah."

Jamal wants to be the center of attention.

- Jamal dikkat merkezi olmak istiyor.
- Jamal ilgi odağı olmak istiyor.

Jamal moved to Cairo with his new girlfriend.

Jamal yeni kız arkadaşı ile Kahire'ye taşındı.

Jamal is directing the traffic at the intersection.

Jamal kavşakta trafiği yönlendiriyor.

Are you Jamal Sadiq? I'm a big fan!

Jamal Sadiq siz misiniz? Ben büyük bir hayranım!

I'm looking forward to working with you, Jamal.

Seninle çalışmayı dört gözle bekliyorum, Jamal.

I wanted to have a word with Jamal.

Jamal ile konuşmak istedim.

Jamal has an appointment with the college principal.

Jamal'in üniversite müdürüyle randevusu var.

I wonder what happened to him and Jamal.

Ona ve Jamal'a ne olduğunu merak ediyorum.

I'm afraid that what Jamal said was correct.

Korkarım ki Jamal'in söylediği şey doğruydu.

The only doctor on duty is Jamal Sadiq.

Görevde olan tek doktor Jamal Sadiq'tır.

Jamal and Sarah went, Fadıl and Dania came.

Jamal ve Sarah gitti, Fadıl ve Dania geldi.

I just don't want to talk about it, Jamal.

Sadece bunun hakkında konuşmak istemiyorum, Jamal.

You mean you spent the entire morning with Jamal?

Bütün sabahı Jamal'la geçirdiğini mi kastediyorsun?

Jamal was my first boyfriend and the only one.

Jamal benim ilk erkek arkadaşımdı ve sadece bir tane.

Jamal is going to help me with the wedding.

Jamal düğün için bana yardım edecek.

"Jamal is not a saint." "Yet I trust him."

"Jamal aziz değildir." "Buna rağmen ona güveniyorum."

"Are you making tea for me?" "No, for Jamal."

"Benim için mi çay hazırlıyorsun?" "Hayır, Jamal için."

It's unusual for Jamal to go missing without saying anything.

Jamal için hiçbir şey söylemeden kayıp olmak alışılmadıktır.

I asked Jamal to stay, but for a different reason.

Ben Jamal'ın kalmasını istedim ama farklı bir neden için.

Jamal is a dangerous thug. He always gets in trouble.

Jamal tehlikeli bir haydut. Her zaman başı beladadır.

"I haven't heard from Jamal since last night." "Not surprising."

"Dün gece Jamal'dan haber almadım." "Şaşırtıcı değil."

Jamal left the construction site to go get a drink.

Jamal içki almaya gitmek için şantiyeden ayrıldı.

Let's go to the garage and see if Jamal is there.

Garaja gidip Jamal'ın orada olup olmadığına bakalım.