Examples of using "Workload" in a sentence and their turkish translations:
İş yükü
Tom'un ağır bir işyükü var.
Ağır iş yükü altında.
Tom şu anda zar zor iş yükü ile başa çıkmaya çalışıyor.
Bu beni iyi hissettiriyor ve iş yükümü de azaltıyor.
Yüksek tansyion kalp ve damarlara binen yükü artırır.
Bu ağır iş yükü benim için çok fazla.