Translation of "Illusion" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Illusion" in a sentence and their turkish translations:

It's an illusion.

Bu bir illüzyon.

All is illusion.

Tümü yanılsamadır.

- It was all an illusion?
- Was it all an illusion?

Hepsi bir yanılsama mıydı?

Anthropomorphism: that's the illusion,

Antropomorfizm: İllüzyon işte bu,

The illusion was perfect.

İllüzyon kusursuzdu.

The illusion is perfect.

Yanılsama mükemmeldir.

It's an optical illusion.

Bu optik bir illizyon.

That was an illusion.

O bir yanılsamaydı.

Is it an illusion?

Bu bir yanılsama mı?

Life is an illusion.

Hayat bir yanılsamadır.

Safety is an illusion.

Güvenlik, bir illüzyondur.

Magic is an illusion.

Büyü bir illüzyondur.

Creating the illusion of continuity.

illüzyonu yaratarak sahneye geri döner.

Everything is just an illusion.

- Her şey bir hayalden ibaret.
- Her şey sadece bir göz aldanması.

Or maybe, is it an illusion?

Ya da belki, bu bir illüzyon mu?

And if it is an illusion,

Ve eğer bu bir illüzyonsa

In any case, that's an illusion.

- Her durumda, bu bir yanılsama.
- Her halükarda, o bir yanılsama.

Is love impossible or an illusion?

Aşk imkansız mı yoksa bir yanılsama mı?

Magicians use the art of illusion.

Sihirbazlar illüzyon sanatı kullanır.

It could just be an illusion.

Bu sadece bir yanılsama olabilir.

Unfortunately, my hope was an illusion.

Ne yazık ki, umudum bir yanılsamaymış.

This world is an illusion, brother.

Bu dünya bir yanılsamadır, kardeşim.

Your enemies are just an illusion.

Senin düşmanların sadece bir yanılsama.

Permanent peace is nothing but an illusion.

Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir.

She has no illusion about my ability.

Onun benim yeteneğim hakkında yanılsaması yok.

Elections are the biggest illusion of freedom.

Seçimler, özgürlüğün en büyük yanılsamasıdır.

Are there any psychological mechanisms behind that illusion?"

bu illüzyonun arkasında psikolojik mekanizmalar var mı? ”

A mirage is said to be an illusion.

Bir serabın illüzyon olduğu söyleniyor.

Human Rights in Saudi Arabia are merely an illusion.

Suudi Arabistan'da sadece bir hayal.

Is love real or is it just an illusion?

Aşk gerçek mi yoksa sadece bir yanılsama mı?

Does love exist or is it only an illusion?

Aşk var mı yoksa sadece bir yanılsama mı?

He had the illusion that he was a genius.

O bir dahi olduğunun illüzyonundaydı.

A mirror wall in the room creates an illusion of spaciousness.

Odadaki bir ayna duvar bir ferahlık yanılsaması yaratır.

The movement of the sun around the earth is an illusion.

Güneşin dünyanın etrafındaki hareketi bir yanılsamadır.

This looks longer than that, but it is an optical illusion.

Bu ondan uzun görünüyor ama bu bir göz yanılsaması.

An optical illusion makes the second object look larger than the first.

Optik yanılsama ikinci nesnenin, ilkinden daha büyük görünmesini sağlar.

Absolute privacy on Facebook is an illusion. It doesn't exist in reality.

Facebook'ta mutlak gizlilik bir yanılsamadır. Gerçekte yoktur.

Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.

Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.

I've crossed the seas of eternity to understand that the notion of time is nothing but an illusion.

Zaman kavramının sadece bir yanılsamadan ibaret olduğunu anlamak için sonsuzluk denizlerini geçtim.

- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.
- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, while in fact you are looking at the screen.

Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.

- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, while in fact you are looking at the screen.
- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, while in fact you are looking at your monitor.

İşte bir optik illüzyon: aslında monitörünüze bakarken, bir küpe baktığınızı düşünürsünüz.