Examples of using "Illusion" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir illüzyon.
Tümü yanılsamadır.
Hepsi bir yanılsama mıydı?
Antropomorfizm: İllüzyon işte bu,
İllüzyon kusursuzdu.
Yanılsama mükemmeldir.
Bu optik bir illizyon.
O bir yanılsamaydı.
Bu bir yanılsama mı?
Hayat bir yanılsamadır.
Güvenlik, bir illüzyondur.
Büyü bir illüzyondur.
illüzyonu yaratarak sahneye geri döner.
- Her şey bir hayalden ibaret.
- Her şey sadece bir göz aldanması.
Ya da belki, bu bir illüzyon mu?
Ve eğer bu bir illüzyonsa
- Her durumda, bu bir yanılsama.
- Her halükarda, o bir yanılsama.
Aşk imkansız mı yoksa bir yanılsama mı?
Sihirbazlar illüzyon sanatı kullanır.
Bu sadece bir yanılsama olabilir.
Ne yazık ki, umudum bir yanılsamaymış.
Bu dünya bir yanılsamadır, kardeşim.
Senin düşmanların sadece bir yanılsama.
Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir.
Onun benim yeteneğim hakkında yanılsaması yok.
Seçimler, özgürlüğün en büyük yanılsamasıdır.
bu illüzyonun arkasında psikolojik mekanizmalar var mı? ”
Bir serabın illüzyon olduğu söyleniyor.
Suudi Arabistan'da sadece bir hayal.
Aşk gerçek mi yoksa sadece bir yanılsama mı?
Aşk var mı yoksa sadece bir yanılsama mı?
O bir dahi olduğunun illüzyonundaydı.
Odadaki bir ayna duvar bir ferahlık yanılsaması yaratır.
Güneşin dünyanın etrafındaki hareketi bir yanılsamadır.
Bu ondan uzun görünüyor ama bu bir göz yanılsaması.
Optik yanılsama ikinci nesnenin, ilkinden daha büyük görünmesini sağlar.
Facebook'ta mutlak gizlilik bir yanılsamadır. Gerçekte yoktur.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
Zaman kavramının sadece bir yanılsamadan ibaret olduğunu anlamak için sonsuzluk denizlerini geçtim.
Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.
İşte bir optik illüzyon: aslında monitörünüze bakarken, bir küpe baktığınızı düşünürsünüz.