Translation of "Head" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Head" in a sentence and their turkish translations:

Where head-to-head contact.

rugbi oyuncuları görüyoruz.

- Watch your head!
- Watch your head.

Kafana dikkat!

- Duck your head!
- Duck your head.

Başını suya daldırıp çıkar.

- Use your head!
- Use your head.

Kafanı kullan.

- His head was gray.
- His head was grey.
- Her head was grey.
- Her head was gray.

Onun başı griydi.

Head north.

- Kuzeye doğru.
- Kuzeye yönel.

Head west.

Batıya doğru gidin.

Head to head I speak with him.

Onunla baş başa konuşuyorum.

- My head really aches.
- My head really hurts.

Başım gerçekten ağrıyor.

- Tom banged his head.
- Tom bumped his head.

Tom kafasını çarptı.

- Tom ducked his head.
- Tom tilted his head.

Tom başını eğdi.

- Tom landed on his head.
- Tom fell on his head.
- Tom fell head-first.
- Tom hit the ground head-first.

- Tom kafaüstü yere düştü.
- Tom kafasının üzerine düştü.
- Tom kafaüstü yere çakıldı.
- Tom tepetaklak düştü.

Either we head...

Ya oradaki...

Watch your head!

Kafana dikkat!

Mind your head.

- Aklını başına al.
- Başına dikkat et.
- Dikkat et, kafanı çarpma.
- Dikkat et, kafana gelmesin.

His head ached.

Başı ağrıyordu.

Use your head!

- Kafanı kullan!
- Kafanı çalıştır!

- My head aches so much.
- My head aches so.

Başım çok ağrıyor.

- Good morning, you sleepy head.
- Good morning, sleepy head.

Günaydın uykucu.

What happens in my head stays in my head.

Kafamın içinde olanlar kafamda kalır.

- I have a head cold.
- I caught a head cold.

Ben başımı üşüttüm.

- Tom nodded.
- Tom shook his head.
- Tom nodded his head.

Tom başını salladı.

Punches to the head,

Kafaya vurulan yumruklar

His little head tilting,

Küçük başını eğmiş,

head money exploitation scheme

başlık parası sömürü düzeni

His head physique, astrophysics.

Takma kafana fiziği, astrofiziği.

Where's your head at?

- Ne düşünüyorsun?
- Kafan nerede?

Keep your head down.

Başınızı eğik tutun.

Go boil your head!

Git başımdan!

My head is exploding.

Başım çok ağrıyor.

He shook his head.

Başını salladı.

Keep a cool head.

Sakin ol.

Tom shook his head.

Tom başını salladı.

He used his head.

O, kafasını kullandı.

She used her head.

Kafasını kullandı.

My head is spinning.

Başım dönüyor.

She scratched her head.

- Kafasını kaşıdı.
- Başını kaşıdı.

He scratched his head.

- Kafasını kaşıdı.
- Başını kaşıdı.

Does your head hurt?

Başın acıyor mu?

Your head is empty.

Senin kafan boş.

He banged his head.

Kafasını çarptı.

You should head west.

Batıya gitmelisin.

You should head home.

Eve gitmelisin.

We should head home.

Eve gitmeliyiz.

Let's head back home.

Eve geri gidelim.

We should head south.

Güneye doğru gitmeliyiz.

Tom's head is bandaged.

- Tom'un başı bandajlı.
- Tom'un kafası bandajlı.

Tom used his head.

Tom başını kullandı.

My head really hurts.

Başım gerçekten ağrıyor.

Keep your head low.

Başını aşağıda tut.

He banned head coverings,

Peçeyi yasakladı,

Completely on its head.

ve tam tersine çeviriyor.

Hold your head high.

Başını yüksek tut.

Tom bowed his head.

Tom başıyla selamladı.

Tom scratched his head.

Tom başını kaşıdı.

Dan suffered head injuries.

Dan başından yaralandı.

Tom nodded his head.

Tom başını salladı.

She shaved her head.

O, başını tıraş etti.

He bowed his head.

O, başını eğdi.

He shaved his head.

O, başını tıraş etti.

Tom ducked his head.

Tom başını eğdi.

Lift your head up!

Başını kaldır!

I shook my head.

- Kafamı salladım.
- Başımı salladım.

She shook her head.

O, başını salladı.

I should head out.

Ben gitmeliyim.

Tom shaved his head.

Tom başını tıraş etti.

Mary's head was spinning.

Mary'nin kafası dönüyordu.

Off with his head!

Tez vurun kellesini!

Her head was grey.

Onun kafası griydi.

My head is swimming.

Başım dönüyor.

Mary lifted her head.

Mary başını kaldırdı.

She's the head honcho.

O kodaman.

Keep your head up.

Başını dik tut.

I'm the head coach.

Ben baş antrenörüm.

Bring me his head.

Bana onun kafasını getir.

Bring me her head.

Bana onun kellesini getir.

I want his head.

Onun başını istiyorum.

I want her head.

Onun kellesini istiyorum.

Sami's head was removed.

Sami'nin başı çıkarıldı.

My head really aches.

Başım gerçekten ağrıyor.

She's washing her head.

O başını yıkıyor.

Wake up, sleepy-head!

Kalk, tembel!

You've lost your head!

Kafanı kaybettin!

My head is throbbing.

Kafam zonkluyor.

My head aches so.

Başım çok ağrıyor.

He is labeled saying head is open or head is closed.

Başı açık yada başı kapalı diyerek yaftalanıyor birde

- You're in over your head.
- You are in over your head.

- Haddini aşıyorsun.
- Çizmeyi aşıyorsun.
- Başından büyük işlere kalkışıyorsun.
- Haddini bilmiyorsun.
- Boyunu aşan işlere girişiyorsun.

- Tom must've hit his head.
- Tom must have hit his head.

Tom kafasını çarpmış olmalı.