Examples of using "Harbour" in a sentence and their turkish translations:
Düşman savaş gemileri limandaki depolarımızı bombaladı.
Polis, Tom'un vücudunu limanda yüzerken buldu.
Gemi limana demir attı ve yükünü boşalttı.
Brezilya ya da Arjantin lehine sonuçlanması istemediler.
Kayıp balıkçı teknesi limana güvenli bir dönüş yapmıştı.