Examples of using "Frequent" in a sentence and their turkish translations:
Yaralanmalar sıktır.
sık sık ve arkadaşçaydı.
Sık seks iyi değildir.
Tom uçakla sık sık seyahat eden biridir.
- Kulağınız sık sık ağrıyor mu?
- Sık kulak ağrısı yaşıyor musunuz?
Tayfunlar sonbaharda orada sıktır.
Sık sık Avrupa'ya seyahatler yaparlar.
Tayfunlara bu bölgede sık rastlanır.
Geçen yıl, sık sık kar yağışı vardı.
O, sık sık soruları ile konuşmacını sözünü kesti.
Bu ülkeyi sık sık ziyaret eder.
Dikkatsizlik devamlı kazalara neden olur.
Tom sık sık gösteriye konuk oluyor.
İş için sık sık Japonya'yı ziyaret eder.
Fiona'nın mektupları gittikçe daha az sıklıkta oluyordu.
Öğretmen onun sık sık devamsızlık yapmasından dolayı endişeliydi.
bunun anlamı, otomatik olarak en sık kullanılan kelimeleri ve
Esperantodaki en yaygın üçüncü harf "e" dir.
Bu dilde en sık kullanılan kelimeler nedir?
ve kokain gönderileri için en sık Avrupa'ya gidiyor.
Öğretmen Tom'un sık sık derse gelmemesinden endişe duyuyordu.
Patronum sık sık işe gelmediğim için beni azarladı.
Öğretmen Tom'un sık sık sınıfta bulunmamasından endişeliydi.
- Japonya sık depremlere sahiptir.
- Japonya'da sık sık deprem olur.
Öğretmen onun sık devamsızlık yapmasından dolayı endişeliydi.
Kadına şiddet dünya çapında sıkça yaşanan insan hakları ihlallerindendir.
Geceleyin trenlerin yoğunluğu daha azdır.
Dünyada, depremlerin Japonya'daki kadar sık olduğu başka bir ülke yoktur.
Çocukken kızım sık sık astım atakları yaşadı.