Examples of using "Frenchman" in a sentence and their turkish translations:
O bir Fransız.
Fransız şarkı söylüyor.
Ali'nin dedesi Fransız'mış.
Bir Fransız için iyi İngilizce konuşuyor.
Bir Fransız erkeği ile evlenmiş bir kızım var.
Latincede "gallus" hem "horoz" hem de "Fransız erkeği" anlamına gelir.
O bir Amerikalı değil ama bir Fransızdır.
Bir Fransızla evli bir kızım var.
Aksanından anlayabildiğim kadarıyla o bir Fransızdı.
Kendisi Fransız'dı. Aksanından anlayabiliyordum.
- Kızımız bir Fransız'la evli.
- Fransız bir adamla evli bir kızımız var.
Aksanına dayanarak onun bir Fransız olduğunu söyleyebilirdim.
Fransız'ın bu kadar kaba, inatçı ve kibirli olması beni şaşırttı.
Bir Fransız, mesela, bir Rus şakasına gülmekte zorlanır.
O kendisini bir Fransız olarak göstermeye çalıştı ama aksanı onu ele verdi.
Onun Fransızca konuştuğunu duysan onu bir Fransız zannedersin.