Examples of using "Fleeing" in a sentence and their turkish translations:
Japonya'ya kaçıyoruz.
Sami, Leyla'nın evinden kaçarken görüldü.
binlerce ama binlerce diğer mülteciyle.
- Sami, Leyla'nın suç mahallinden kaçtığını gördü.
- Sami, Leyla'yı suç mahallinden kaçarken gördü.
ya da savaşın şiddetinden ve soygunundan kaçıyordu.
Polis, kaçan hırsızı kolundan yakaladı.
Benim emrim altında, düşmandan kaçan bir adam öldürülmedi.
bir İspanyol ordusunu bozguna uğratarak düşmanı iki yöne kaçmaya gönderdi.
Genç polisten kaçarken arabayı bir ağaca çarptı.
Yağmalanmış birkaç şehirden kaçtı ve batıya, Vidin Despotluğuna doğru yola çıktı.
Berlin duvarı Doğudaki Almanların Batıya kaçmasını engellemek için inşa edilmiştir.
Artık İber ordusu tüm uyumunu kaybetmişti ve kabile savaşçıları yığınla kaçmaya başlamıştı.