Examples of using "Scene" in a sentence and their turkish translations:
Leyla olay yerinden kaçtı.
o sahne bizzat gerçek oldu
Bu heyecanlandırıcı bir sahne.
Olay çıkartmayın.
Ne güzel bir manzara!
- Tom olay çıkardı.
- Tom gerginlik yarattı.
- Tom taşkınlık yaptı.
Tom olay yerinden kaçtı.
O bir sahne yaptı.
Bu manzara beni memnun eder.
Fadıl olay yerinden kaçtı.
O sahne aptalcaydı.
Tom olay çıkardı.
Polis olay yerine geldi.
Korkunç sahne onu korku içinde titretti.
Korkunç bir sahneydi.
Sahne oldukça dokunaklıydı.
- O korkunç bir sahneydi.
- Korkunç bir manzaraydı.
- Olay çıkarma şimdi.
- Olay çıkarmayın şimdi.
Dördüncü sahneyi prova yapalım.
Tom suç yerinden kaçtı.
Bu bir cinayet sahnesi.
- Sahne gerçekten şaşırtıcıydı.
- Manzara gerçekten inanılmazdı.
Şüpheliler olay yerinden kaçtılar.
Adamlar olay yerinden kaçtılar.
O sahne tamamen gerçek dışıydı.
- Saçma bir sahneydi.
- Gülünç bir manzaraydı.
En sevdiğiniz film sahnesi nedir?
Sami, korkunç bir sahne tarif etti.
Tom olay çıkarıyor.
Yanni'nin babası mevzu çıkardı.
- O, suç mahallindeydi.
- O suç mahallindeydi.
O, sahneye şaşırmıştı.
O, olayı ayrıntılı olarak anlattı.
Herkesin önünde rezalet çıkarmayın.
Bir kalabalık olay yerinde toplandı.
- Sahne daima aynıdır.
- Manzara hep aynıdır.
Olay yerini detaylı olarak tanımladı.
Korkunç sahne onu ürpertti.
Polis olay yerini kordon altına aldı.
O onun hakkında bir sahne yaptı.
Dan bir suç mahalli araştırmacısıydı.
Tom olay yerinde tutuklandı.
Orası bir katliama sahne oldu.
Leyla olay yerindeydi.
Sami olay yerine geri döndü.
Sami'nin yatak odası bir suç mahalli haline geldi.
Tom suç mahallinde değildi.
O çok ilgilenmeden olayı izledi.
Onlar kaza yerine koştular.
üstelik, orada bir de yürüyen merdiven sahnesi vardı
Çevik kuvvet polisleri olay yerine geldi.
Pilot manzarayı detaylı olarak açıkladı.
Bu sahne hafızama kazındı.
Gösteriden en sevdiğin sahne ne?
Tom'un sahnede öldüğü açıklandı.
Cinayet yeri korkunç bir manzaraydı.
Ben olay çıkarmak istemedim.
Bu sahne için hazır değildim.
Onlar sahneyi ağır çekimle gösterdiler.
Olay yerinde on polis vardı.
Bir olaya sebep olmak istemedim.
Yaralı, olay yerinden uzaklaştırıldı.
Sağlık görevlileri birkaç dakika içinde olay yerine geldi.
Leyla suç mahallinden kaçtı.
Sami, Leyla'nın düğününde bir rezalete neden oldu.
Önümdeki manzara çok güzeldi.
- Sami, Leyla'nın suç mahallinden kaçtığını gördü.
- Sami, Leyla'yı suç mahallinden kaçarken gördü.
Kelimeler manzaranın güzelliğini ifade edemez.
Suç mahalline gittim.
Korkunç sahne onun tüylerini diken diken etti.
Bu sahneyi görünce içimi çekmekten kendimi alamadım.
Biz müzakereler için sahne ayarlamak zorundayız.
Böyle güzel bir sahne hiç görmedim.
O suç mahallindeydi.
Polis geldi ve suç mahallini araştırdı.
Olay yeri harap olmuş bir moteldeydi.
Polis olay yerinde kanıt gizledi.
İlk sahne birçok aksiyon içeriyor.
Böylesine barışçıl bir manzara görmedim.
Sami cinayet mahallindeydi.
- Sami suç mahallini temizlemeye çalıştı.
- Sami olay yerini temizlemeye çalıştı.
Tom oraya varmadan önce polis olay yerindeydi.
bu gibi sahneler insanlara hatırlatılabilir.
...sekiz gözüyle manzarayı iyice içine çeker.
ama mutlaka çocukluğunuzdan şu sahneyi hatırlarsınız
Sahneyi ağır çekimde görmek istiyorum.
Polis kaza mahalline ulaştı.
Aceleyle trafik kazasının olduğu yere gittiler.
O, bir filmden bir sahne gibi, değil mi?
Polisler kaza mahallindeydi.
Tom bir gelen geçeni ezdi sonra olay yerini uçurdu.
Sahneyi seyreden Dan polisi aradı.
Dedektif suç mahalline geldi.
Herkesin önünde olay çıkartma.
Sami olay yerinde bir lateks eldiven bıraktı.