Translation of "First " in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "First " in a sentence and their turkish translations:

- First come, first served.
- First come, first serve.

İlk gel, ilk hizmet al.

First things first.

Her şeyin bir sırası var.

- Ladies first.
- Ladies first!

Önce bayanlar.

First --

Öncelikle,

- I'll go first.
- I'll go first!

İlk olarak ben gideceğim.

- Let! First service.
- Let! First serve.

İzin ver! İlk servis.

First: stop.

İlk olarak durun.

Who's first?

İlk olarak kim?

You first.

Önce sen.

You're first.

Sen birincisin.

I'm first.

Ben birinciyim.

Think first!

Önce düşün!

- I'm leaving first.
- I'm going in first.

İlk ben gidiyorum.

- Ladies first.
- Ladies before gentlemen.
- Ladies first!

İlk önce bayanlar!

Here the first cathedral, the first university and the first hospital were built.

İşte ilk katedral, ilk üniversite ve ilk hastane inşa edildi.

- May I go first?
- Can I go first?

İlk olarak gidebilir miyim?

- I'll go in first!
- I'll go in first.

İlk olarak ben gideceğim.

- I got first place.
- I won first place.

Ben birinci oldum.

- He's my first love.
- She's my first love.

O, benim ilk sevgilim.

First come, first served! See you all then.

Sona kalan dona kalır! Öyleyse görüşürüz.

- This was her first job.
- This was his first job.
- It was her first job.
- It was his first job.

O onun ilk işiydi.

First of all,

Öncelikle,

You go first.

Siz önce gidin.

We arrived first.

- Biz ilk olarak vardık.
- İlk biz ulaştık.

Let's eat first.

Önce yemek yiyelim.

Read this first.

Önce bunu okuyun.

I'm going first!

Ben ilk gidiyorum!

It's April first.

Bugün bir Nisan.

He came first.

O önce geldi.

I'm leaving first.

İlk ben gidiyorum.

Tom was first.

Tom birinciydi.

I finished first.

- Önce ben bitirdim.
- İlk ben bitirdim.

Dan arrived first.

Dan varan ilk kişiydi.

Tom is first.

Tom birincidir.

You're the first.

Sen birincisin.

Tom fired first.

Tom ilk olarak ateş etti.

Tom spoke first.

Önce Tom konuştu.

Tom went first.

Tom ilk olarak gitti.

Am I first?

Ben birinci miyim?

I'll call first.

İlk olarak ben arayacağım.

What happened first?

Önce ne oldu?

Who fired first?

Önce kim ateş etti?

Safety comes first.

Güvenlik önce gelir.

Tom arrived first.

- Tom ilk geldi.
- Tom ilk olarak geldi.

I asked first.

Önce ben sordum.

They were first.

Onlar ilktiler.

What comes first?

Önce ne gelir?

First impressions matter.

İlk izlenimler önemlidir.

I was first.

Birinciydim.

I fired first.

Ben öncelikle kovdum.

I arrived first.

Ben önce geldim.

I spoke first.

İlk ben konuştum.

Sami fired first.

- İlk olarak Sami ateş etti.
- Önce Sami ateş etti.

Serve others first.

Önce başkalarına servis et.

- She's my first love.
- She is my first love.

O benim ilk aşkım.

- I've won first prize!
- I won the first prize.

Birincilik ödülünü kazandım.

- I should've called first.
- I should have called first.

Öncelikle aramalıydım.

- What's your first name?
- What is your first name?

Senin adın nedir?

- I should've been first.
- I should have been first.

Ben birinci olmalıydım.

- Tom should've been first.
- Tom should have been first.

Tom birinci olmalıydı.

- Tom should be first.
- Tom has to be first.

Tom birinci olmalı.

- What'll you do first?
- What will you do first?

Önce ne yapacaksın?

- Sami is Layla's first.
- Sami is Layla's first love.

Sami Leyla'nın ilk aşkı.

- This was her first job.
- It was her first job.

O onun ilk işiydi.

- This was his first job.
- It was his first job.

O onun ilk işiydi.

- English isn't my first language.
- English isn't his first language.

İngilizce benim ilk dilim değildir.

- I've taken the first step.
- I took the first step.

İlk adımı attım.

- It's not the first time.
- This isn't the first time.

Bu ilk kez değil.

- Her first answer was laudable.
- His first answer was laudable.

Onun ilk cevabı övgüye değerdi.

- Tom will go first.
- Tom is going to go first.

Tom önce gidecek.

First, there's a setup,

Öncelikle, bir kurgu,

Now, first of all,

Şimdi, ilk olarak

Fight the first impression.

ilk izleniminizle mücadele edin.

At first, it's hard.

İlk başta zor.

Your first questions is --

İlk sorunuz--

The first one: Look.

İlki: Bak.

First, sea level rise.

İlki deniz seviyesi yükselmesi.

Okay, first thing: bedding!

Pekâlâ, ilk şey: Döşek!

OK, so first up ...

Pekâlâ, öncelikle...

I need first aid.

İlk yardıma ihtiyacım var.

I'll take attendance first.

İlk kez yoklama alacağım.

First we'll hit Kyoto.

İlk olarak Kyoto'ya gidelim.

Come first, talk later.

Önce gel, sonra konuş.

The horse came first.

At birinci geldi.

I've won first prize!

Birincilik ödülünü kazandım.

Wash before first wearing.

Giymeden önce yıka.

Tom came in first.

Önce Tom içeriye girdi.

I was here first.

- Önce buradaydım.
- Önce ben geldim.

You answer us first.

Önce bize cevap ver.

I was there first.

Önce oradaydım.

We were here first.

Buraya önce biz geldik.