Translation of "Served" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Served" in a sentence and their turkish translations:

- When's dinner served?
- When is dinner served?

- Yemek ne zaman servis edilir?
- Yemek ne zaman servis ediliyor?

Breakfast is served.

Kahvaltı servis edilir.

Tom served dinner.

Tom akşam yemeğini servis yaptı.

Lunch is served.

Öğle yemeği servis edilir.

Dinner is served.

Akşam yemeği servis edilir.

- When is breakfast served?
- When is the breakfast served?

Kahvaltı ne zaman servis ediliyor?

Are you being served?

Size servis yapılıyor mu?

She served me coffee.

Bana kahve servisi yaptı.

He served as mayor.

O, belediye başkanı olarak görev yaptı.

He served me coffee.

O bana kahve servis etti.

Have you been served?

Hizmet ettin mi?

Delicious refreshments were served.

Lezzetli yiyecek ve içecekler servis edildi.

Refreshments will be served.

Yiyecek ve içecekler servis edilecektir.

Breakfast will be served.

Kahvaltı servis edilecektir.

Snacks will be served.

Aperitifler servis edilecek.

Dinner will be served.

Akşam yemeği servis edilecek.

Lunch will be served.

Öğle yemeği servis edilecek.

When is breakfast served?

Kahvaltı ne zaman servis ediliyor?

Tom served us coffee.

Tom bize kahve verdi.

What were they served?

Ne servis ettiler?

Tom served me coffee.

Tom bana kahve verdi.

Tom served one term.

Tom bir dönem hizmet etti.

Sami served in Vietnam.

Sami, Vietnam'da görev yapıyordu.

Sami served in Iraq.

Sami, Irak'ta görev yaptı.

Sami served six years.

- Sami altı yıl görev yaptı.
- Sami altı yıl hapis yattı.

Justice has been served.

Adalet yerini buldu.

- What time is dinner served?
- At what time is dinner served?

Akşam yemeği saat kaçta servis ediliyor?

Whom he’d still never served.

. Bu, onu, hala birlikte hizmet etmediği

He served his master well.

O, efendisine iyi hizmet etti.

The waitress served the tea.

Garson çay servis etti.

We're waiting to be served.

Biz hizmet edilmeyi bekliyoruz.

Lunch is served at noon.

Öğle yemeği öğle saatlerinde servis edilir.

Cold drinks will be served.

Soğuk içecekler servis edilecek.

The maid served the tea.

Hizmetçi çay servisi yaptı.

When is the breakfast served?

Kahvaltı ne zaman servis ediliyor?

He served in the navy.

Donanmada görev yaptı.

A light breakfast was served.

Hafif bir kahvaltı servis edildi.

Free refreshments will be served.

Ücretsiz ikramlar servis edilecek.

Refreshments will be served afterwards.

İkramlar sonradan sunulacak.

Light refreshments will be served.

Hafif ikramlar servis edilecektir.

Tom served exactly three years.

- Tom tam üç yıl hizmet etti.
- Tom tam üç yıl hapis yattı.

What time is breakfast served?

Kahvaltı saat kaçta veriliyor?

Sami served Layla some juice.

- Sami, Leyla'ya biraz meyve suyu ikram etti.
- Sami, Leyla'ya biraz meyve suyu servis etti.

What was served at the party?

Partide ne servis edildi?

What time will dinner be served?

Akşam yemeği ne zaman servis edilecek?

She served us a good meal.

O bize güzel bir yemek servisi yaptı.

When and where is breakfast served?

Kahvaltı ne zaman ve nerede servis edilmektedir?

Apples were served as the dessert.

Elmalar tatlı olarak ikram edildi.

I served the children their meal.

Çocuklara yemeklerini verdim.

Tom served in the Gulf War.

Tom Körfez Savaşı'nda görev aldı.

Supper is served at nine-thirty.

Akşam yemeği saat dokuz otuzda servis edildi.

I served in the intelligence corps.

Ben istihbarat birliklerinde görev yaptım.

A light lunch will be served.

Hafif bir öğle yemeği servis edilecektir.

Breakfast is served at seven a.m.

Kahvaltı sabah yedide servis edilir.

Tom served 30 days in jail.

Tom hapiste 30 gün görev yaptı.

Breakfast is served at eight o'clock.

Kahvaltı saat sekizde servis edilir.

Tom served two terms in Congress.

Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.

At what time is dinner served?

Akşam yemeği ne zaman servis ediliyor?

They quietly asked to be served.

Onlar sessizce hizmet edilmesini istedi.

He served as governor of Ohio.

O, Ohio valisi olarak görev yaptı.

Fadil served two years in jail.

Fadıl iki yıl hapiste yattı.

Tom served 33 months in prison.

Tom hapishanede 33 ay hapis yattı.

Tom served three years in prison.

Tom hapishanede üç yıl yattı.

I've never served on a jury.

Hiçbir zaman jüride görev yapmadım.

Layla served a year in prison.

Leyla bir yıl hapishanede kaldı.

This dessert must be served cold.

Bu tatlı soğuk servis edilmelidir.

Sami served Layla a delicious dinner.

Sami, Leyla'ya lezzetli bir akşam yemeği servis etti.

Sami served six months in jail.

Sami hapishanede altı ay yattı.

Sami served in the Egyptian navy.

Sami, Mısır donanmasında görev yapıyordu.

Tom served the guests finger food.

Tom konuklara yiyecek ikramında bulundu.

Have you served in the military?

Askerlik yaptın mı?

Yanni served us some fig jam.

Yanni bize biraz incir reçeli ikram etti.

- Red wine is not traditionally served with fish.
- Red wine isn't traditionally served with fish.

Kırmızı şarap, geleneksel olarak balıkla servis edilmez.

- Revenge is a dish best served cold.
- Revenge is a dish which is best served cold.

İntikam soğuk servis edilen bir yemektir.

You must eat what you are served.

Sana sunulanı yemek zorundasın.

The drinks were served in coconut shells.

İçki hindistan cevizi kabuklarında servis edildi.

He served a ten-year prison term.

On yıl hapiste yattı.

Coffee will be served after the meal.

Kahve yemekten sonra servis edilecek.

The dinner they served was badly cooked.

Onların verdiği akşam yemeği kötü pişirilmişti.

Tom served as chairman for three years.

Tom üç yıl boyunca başkan olarak hizmet yaptı.

Breakfast is served between 7 and 9.

Kahvaltı saat 7 ile 9 arasında servis edilmektedir.

Dinner will be served at 6:30.

Akşam yemeği 6:30'da servis edilecek.

Tom has never served on a jury.

Tom bir jüride hiç görev yapmadı.

Is a meal served on this flight?

Bu uçuşta yemek servisi var mı?

She served the family for twenty years.

Yirmi yıldır aileye hizmet etti.

He served as a United States senator.

O, Amerika Birleşik Devletleri senatörü olarak görev yaptı.

He served as chairman for three years.

O, üç yıl başkan olarak görev yaptı.

Tom served almost three years in prison.

Tom hapiste neredeyse üç yıl hapis yattı.

Tom served a long time in prison.

Tom hapishanede uzun süre hizmet etti.

Sami served six years for his crimes.

Sami suçları için altı yıl hapis yattı.

And served us well from an evolutionary perspective.

ve evrimsel açıdan çok işe yaradı.

It was a mindset that served me well

Bu bana iyi gelen bir düşünce yapısıydı,