Translation of "Existed" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Existed" in a sentence and their turkish translations:

- It never existed.
- He never existed.

O asla var olmadı.

- It never existed.
- She never existed.

O asla var olmadı.

It never existed.

O asla var olmadı.

They never existed.

Hiç var olmadılar.

Some say he never existed.

Bazıları onun hiç var olmadığını söyler.

Such gods have never existed.

Bu tür tanrılar hiç var olmadı.

I didn't know it existed.

Bunun var olduğunu bilmiyordum.

I don't believe Atlantis ever existed.

Atlantis'in var olduğuna inanmıyorum.

I didn't even know that existed.

Bunun var olduğunu bile bilmiyordum.

I didn't think it really existed.

Bunun gerçekten var olduğunu düşünmedim.

Striking differences existed between the two boys.

İki oğlan arasında dikkat çekici farklılıklar vardı.

It was the world that I existed in.

İçinde bulunduğum dünya oydu.

Western civilization has existed for a few seconds.

Batı medenıyeti ise yalnızca birkaç saniye yaşamış olurdu.

Oral tradition has existed for hundreds of years.

Sözlü gelenek yüzlerce yıldır vardır.

Sami didn't even know that that graveyard existed.

Sami o mezarlığın var olduğunu bile bilmiyordu.

A chapter we didn't know that it existed before.

daha önce varlığını bilmediğimiz bir bölüm.

For as long as bondage and jail cells existed.

tüm kaynaklarını seferber ediyorlar.

In the old days, neither telephones nor electricity existed.

Eski günlerde hiçbir telefon ya da elektrik yokmuş.

I didn't know this kind of a thing existed.

Bu tür bir şeyin var olduğunu bilmiyordum.

No schools for the deaf existed in that era.

O dönemde işitme engelliler için okul yoktu.

I didn't even know that these sentiments still existed.

Böyle duyguların hâlâ var olduğunu bilmiyordum bile.

Primitive calculating machines existed long before computers were developed.

İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.

Few roads existed in North America at that time.

O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.

Up until then, my mother didn't even know she existed.

O zamana kadar annem böyle biri olduğunu bilmiyordu.

People who existed in the center of their own lives.

kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.

I could never have imagined that something like this existed.

Böyle bir şeyin var olduğunu hayal bile edemezdim.

This type foundry has not existed for almost fifteen years.

Bu tip dökümhane neredeyse on beş yıldır var olmadı.

The good old times never existed. It was a horror.

Eski güzel zamanlar asla var olmadı. O bir korkuydu.

If God really existed, it would be necessary to abolish him.

- Eğer tanrı gerkçekten var olsaydı, onu ortadan kaldırmak gerekli olabilirdi.
- Eğer Tanrı gerçekten var olmuş olsaydı onu ortadan kaldırmak gerekirdi.

These were the kinds of roles that existed for someone like me.

Bunlar, benim gibi biri için var olan rollerdi.

Introduced or existed. Here is the trial marriage joins the list of

tanıtıldı veya var oldu.İşte deneme evliliği iki cinsiyeti birbirine bağlayan evlilikler

The great blue whale is the largest animal to have ever existed.

Büyük mavi balina şimdiye kadar var olan en büyük hayvandır.

If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.

Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.

In the Cold War era, Soviet naval and air bases existed in Cuba and Vietnam.

Soğuk Savaş döneminde Küba ve Vietnam'da Sovyet deniz ve hava deniz üsleri vardı.

I was nine years old when I asked my mom if Santa Claus really existed.

Noel babanın gerçekten olup olmadığını anneme sorduğumda dokuz yaşındaydım.

- The blue whale is the largest animal of all time.
- The blue whale is the largest animal to have ever existed.

Mavi balina bütün zamanların en büyük hayvanıdır.