Examples of using "Existed" in a sentence and their turkish translations:
O asla var olmadı.
O asla var olmadı.
O asla var olmadı.
Hiç var olmadılar.
Bazıları onun hiç var olmadığını söyler.
Bu tür tanrılar hiç var olmadı.
Bunun var olduğunu bilmiyordum.
Atlantis'in var olduğuna inanmıyorum.
Bunun var olduğunu bile bilmiyordum.
Bunun gerçekten var olduğunu düşünmedim.
İki oğlan arasında dikkat çekici farklılıklar vardı.
İçinde bulunduğum dünya oydu.
Batı medenıyeti ise yalnızca birkaç saniye yaşamış olurdu.
Sözlü gelenek yüzlerce yıldır vardır.
Sami o mezarlığın var olduğunu bile bilmiyordu.
daha önce varlığını bilmediğimiz bir bölüm.
tüm kaynaklarını seferber ediyorlar.
Eski günlerde hiçbir telefon ya da elektrik yokmuş.
Bu tür bir şeyin var olduğunu bilmiyordum.
O dönemde işitme engelliler için okul yoktu.
Böyle duyguların hâlâ var olduğunu bilmiyordum bile.
İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
O zamana kadar annem böyle biri olduğunu bilmiyordu.
kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.
Böyle bir şeyin var olduğunu hayal bile edemezdim.
Bu tip dökümhane neredeyse on beş yıldır var olmadı.
Eski güzel zamanlar asla var olmadı. O bir korkuydu.
- Eğer tanrı gerkçekten var olsaydı, onu ortadan kaldırmak gerekli olabilirdi.
- Eğer Tanrı gerçekten var olmuş olsaydı onu ortadan kaldırmak gerekirdi.
Bunlar, benim gibi biri için var olan rollerdi.
tanıtıldı veya var oldu.İşte deneme evliliği iki cinsiyeti birbirine bağlayan evlilikler
Büyük mavi balina şimdiye kadar var olan en büyük hayvandır.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
Soğuk Savaş döneminde Küba ve Vietnam'da Sovyet deniz ve hava deniz üsleri vardı.
Noel babanın gerçekten olup olmadığını anneme sorduğumda dokuz yaşındaydım.
Mavi balina bütün zamanların en büyük hayvanıdır.