Translation of "Exile" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Exile" in a sentence and their turkish translations:

Life is an exile.

- Hayat bir sürgündür.
- Yaşam bir sürgündür.

The exile yearned for his home.

Sürgün, evinin hasretini çekiyordu.

Tom is still living in exile.

Tom hâlâ sürgünde yaşıyor.

Napoleon’s return from exile 11 months later  

Napolyon'un 11 ay sonra sürgünden dönüşü

Santa Ana was living in exile in Cuba.

Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.

Napoleon lived in exile on the island of Elba.

Napolyon, Elba adasında sürgünde yaşadı.

When Napoleon returned from exile, Suchet went to meet him in Paris.

Napolyon sürgünden döndüğünde, Suchet onunla Paris'te buluşmaya gitti.

In 1029, the Danes, supported by local jarls, drove Olaf into exile.

1029'da, yerel sazlarla desteklenen Danimarkalılar, Olaf'ı sürgüne sürdü.

In February 1815, Napoleon escaped from exile on Elba and landed in France.

Şubat 1815'te Napolyon, Elba'daki sürgünden kaçtı ve Fransa'ya çıktı.

Following Napoleon’s defeat, Soult lived in exile until 1819, then returned to France

Napolyon'un yenilgisinin ardından 1819'a kadar sürgünde yaşayan Soult,

This sad story was written at a time when Tom was in exile.

Bu üzücü hikaye Tom sürgünde olduğu zaman yazıldı.

Like Marshal Ney, he initially opposed Napoleon’s return from exile, but saw which way the wind

Mareşal Ney gibi, başlangıçta Napolyon'un sürgünden dönüşüne karşı çıktı, ancak rüzgarın hangi yönden estiğini gördü

But when Napoleon, in exile on Saint-Helena, was asked to name his best general, he replied,

Ama Saint-Helena'da sürgünde olan Napolyon'dan en iyi generalini seçmesi istendiğinde,