Examples of using "Embraced" in a sentence and their turkish translations:
Onlar kucaklaştı.
Birbirlerine sıkıca sarıldılar.
Tom, Mary'yi kucakladı.
Onlar sevgi ile kucaklaştı.
Sami İslam'ı benimsedi.
Tom oğlunu kucakladı.
O, oğlunu içtenlikle kucakladı.
İki erkek kardeş sıcak biçimde kucaklaştı.
- Fadıl 23 yaşında İslam'a girdi.
- Fadıl 23 yaşında İslam'ı kabul etti.
Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.
Küçük çocuk köpeğini kucakladı.
Onlar birbirlerini kucakladı.
Leyla kısa süre içinde kırsal yaşam tarzını benimsedi.
Ahtapot gibi ona sarıldın.
suçu benimsedi ve onu çıkar için sattı.
O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
Tom babasını kucakladı.
Tom ve ben sarıldık.
En büyük sanatçılar bu kimliği ve yaşam tarzını benimsedi,
Ve ne yazık ki bizim yaptığımız ne oldu? Bu etiketi benimsedik.
Onun yerine, rapçiler onu yüceltti, benimsedi, çıkar için sattı.
Tom ve Mary birbirlerini kucakladı.
Sami İslam'a inandığını, ama hiç özümsemediğini söyledi.
- Tom ve Mary kucaklaştılar.
- Tom ve Mary sarıldı.
Kendimizi, bizi suçlu olarak gören bir toplumda bulduk, bunu benimsedik.