Examples of using "Settlers" in a sentence and their turkish translations:
Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.
Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.
Yerleşimciler kızıl derililerin yardımını kabul etti.
İlk yerleşimciler için hayat kolay değildi.
Püritenizm ilk yerleşimciler tarafından İngiltere'den geliyor.
Yerleşimciler evlerini nehir boyunca inşa etti.
Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
Yerli nüfus göçmenlere karşı silaha sarıldı.
Tom ve Mary dün gece The Settlers of Catan oynadılar.
Göçmenler vadideki toprağın verimli olduğunu öğrendiler.
İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.
O özgün yerleşimcilerden biridir. O geldiğinde millerce mesafede hiç ev yoktu.
Göçmenler dünyadaki en huzurlu insanlardır. Onlara ait olmayan bir toprağı işgal etmek için binlerce mil geçerler ve eğer vahşi yerli değillerse kimseyi öldürmezler.