Translation of "Drive" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Drive" in a sentence and their turkish translations:

- Drive.
- Drive!

Sür!

- Drive carefully.
- Drive safely.
- Drive cautiously.

Dikkatlice sür.

- Who'll drive?
- Who's going to drive?

Kim araba sürecek?

- Tom cannot drive.
- Tom can't drive.

- Tom araba süremez.
- Tom araba kullanamaz.

Drive slowly.

Yavaş yavaş sür.

Drive carefully.

Dikkatli sür.

I'll drive.

Araba süreceğim.

Drive faster.

Daha hızlı sür.

Drive safely.

- Güvenli sür.
- Dikkatli sür.

You drive.

Sen sür.

We'll drive.

Biz araba süreceğiz.

Don't drive!

Araba kullanma!

- Tom cannot drive.
- Tom cannot drive a car.
- Tom can't drive a car.

Tom araba süremez.

Whether you drive fast or slow, drive carefully.

İster yavaş ister hızlı sür, dikkatli sür.

- Don't drink and drive.
- Don't drink and drive!

- İçkiliyken araba sürme.
- Alkollü araç kullanma!

I'm too tired to drive. Could you drive?

Araba süremeyecek kadar çok yorgunum. Siz sürer misiniz?

Please drive carefully.

Lütfen dikkatli sürün.

Can anyone drive?

Araba sürebilecek biri var mı?

She can't drive.

O araba süremiyor.

Please drive slower.

Lütfen daha yavaş sür.

Okay. Drive safely.

Tamam.Dikkatli sür.

Can you drive?

Araba sürebilir misin?

You shouldn't drive.

Sen araba sürmemelisin.

Can Tom drive?

Tom sürebilir mi?

Please drive safely.

Lütfen güvenli bir şekilde sür.

You can't drive.

- Sen süremezsin.
- Sen araç kullanamazsın.

We drive everywhere.

Biz her yerde araba süreriz.

I can't drive.

Ben araba kullanamam.

Tom will drive.

Tom araba sürecek.

Tom can drive.

Tom araba sürebilir.

Tom doesn't drive.

Tom araba sürmez.

I didn't drive.

Araba sürmedim.

I drive everywhere.

Her yere giderim.

I'll drive myself.

Kendim süreceğim.

Please drive slowly.

Yavaş sürünüz.

I'll drive her.

Ben onu arabayla götüreceğim.

I can drive.

Araba sürebilirim.

He can't drive.

O araba süremez.

I drive fast.

- Hızlı sürüyorum.
- Hızlı araç kullanıyorum.
- Ben hızlı sürerim.

I don't drive.

Ben araç kullanmıyorum.

Can he drive?

O araba kullanabiliyor mu?

Do you drive?

Araba kullanır mısın?

Tom didn't drive.

Tom araba kullanmadı.

Let Tom drive.

Bırak Tom sürsün.

You'd better drive.

Araba kullansan iyi olur.

- I don't know how to drive.
- I can't drive.

Nasıl araba sürüleceğini bilmiyorum.

- I am able to drive a car.
- I can drive a car.
- I can drive.

Araba sürebilirim.

- Tom is not able to drive a car.
- Tom cannot drive a car.
- Tom doesn't know how to drive.
- Tom can't drive a car.
- Tom can't drive.

Tom bir araba süremez.

- Can you drive a stick shift?
- Can you drive manual?
- Can you drive stick?
- Can you drive a car with manual transmission?
- Can you drive a five speed?

Düz vites araba sürebilir misin?

- Can you drive a car?
- Can you drive?
- Do you know how to drive a car?
- Do you know how to drive?

- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
- Araba sürebilir misin?
- Bir araba sürebilir misin?
- Araba kullanabilir misin?

- Bob can drive a car, too.
- Bob can also drive.
- Bob is also able to drive.

Bob da bir araba sürebilir.

- I cannot drive a bus.
- I can't drive a bus.

- Bir otobüsü süremem.
- Otobüs süremem.

- Please, don't drive so fast.
- Please don't drive so fast.

Lütfen bu kadar hızlı sürme.

- They cannot drive a car.
- They can't drive a car.

Onlar bir araba süremezler.

- Tom cannot drive a car.
- Tom can't drive a car.

Tom araba kullanamaz.

If you drink, don't drive. If you drive, don't drink.

İçiyorsan araba sürme. Araba sürüyorsan içki içme.

- I may drive to Boston.
- I might drive to Boston.

Boston'a gidebilirim.

- Is there anybody who can drive a car?
- Is there someone that can drive?
- Can anyone drive?

Araba sürebilen biri var mı?

I'll drive you home.

- Ben seni eve götüreceğim.
- Ben sizi eve götüreceğim.

I'll drive you somewhere.

Seni bir yere götüreceğim.

They all can drive.

Onların hepsi araba sürebilir.

I drive to work.

İşe arabayla giderim.

I drive a hybrid.

Bir hibrit sürerim.

- Drive on.
- Keep driving.

Sürmeye devam et.

Let's take a drive.

Hadi arabayla dolaşalım.

Don't let her drive.

- Araba sürmesine izin verme.
- Araba sürmesine izin vermeyin.

You drive too fast.

Çok hızlı sürüyorsun.

Don't drive so fast.

- O kadar hızlı sürme.
- Bu kadar hızlı sürmeyin.

Can I drive, please?

Ben sürebilir miyim, lütfen?

Let me drive you.

Seni götüreyim.

Can you still drive?

Hâlâ araba sürebiliyor musun?

Who's going to drive?

Kim sürecek?

Perhaps you'd better drive.

Belki araba sürsen iyi olur.

I can drive myself.

- Kendim sürebilirim.
- Kendim araba sürebilirim.

I can drive you.

Seni arabayla götürebilirim.

Tom let Mary drive.

Tom Mary'nin araba sürmesine izin verdi.

I want to drive.

Araba sürmek istiyorum.

Next time, I'll drive.

Gelecek sefer ben süreceğim.

I drive a convertible.

Üstü açılabilen bir araba sürüyorum.

I drive a Porsche.

Bir porşe sürüyorum.

You'll have to drive.

Sen sürmek zorunda olacaksın.

I'll drive you there.

Arabayla seni oraya götüreceğim.

I'll drive Tom home.

Tom'u eve götüreceğim.

I'll drive to Boston.

Arabayla Boston'a gideceğim.

I drive a truck.

Ben bir kamyon kullanırım.

Can I drive it?

Onu sürebilir miyim?

I like to drive.

Araba sürmekten hoşlanırım.

We chose to drive.

- Biz araba kullanmayı seçtik.
- Biz arabayla gitmeyi seçtik.

I usually drive myself.

Ben genellikle kendim sürerim.

My brother can drive.

Erkek kardeşim araba sürebilir.

Tom can't drive yet.

Tom henüz araba süremez.