Translation of "Doughnut" in Turkish

Let's get a doughnut.

Bir tatlı çörek alalım.

She ate a doughnut.

O bir tatlı çörek yedi.

Tom ate a doughnut.

Tom bir tatlı çörek yedi.

I am eating a doughnut.

Bir tatlı çörek yiyorum.

- Have a doughnut.
- Have a donut.

Bir tatlı çörek ye.

The doughnut coral stands its ground tonight.

Düğme mercan bu gecelik geri adım atmadı.

This is your first doughnut, isn't it?

Bu ilk çöreğin, değil mi?

The doughnut can't escape, but it can fight back...

Düğme mercan kaçamaz... ...ama karşı koyabilir.

Pour me another cup of coffee and I'll eat another doughnut.

Bana bir fincan daha kahve doldur ve bir çörek daha yiyeceğim.

Tom drank a second cup of coffee and ate another doughnut.

Tom ikinci fincan kahveyi içti ve bir çörek daha yedi.