Translation of "Rolling" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Rolling" in a sentence and their turkish translations:

She's rolling in money.

O para içinde yüzüyor.

They're rolling in dough.

Onlar çok para kazanıyor.

We're rolling in dough.

Biz çok para kazanıyoruz.

He is rolling in riches.

O para içinde yüzüyor.

That guy's rolling in dough.

Şu adam çok para kazanıyor.

He was rolling into the hallway,

Koridorda dolanıyordu,

A rolling stone gathers no moss.

Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

That dude is rolling in dough.

- Adam paraya para demiyor.
- Şu arkadaş para içinde yüzüyor.
- Şu arkadaş servet içinde yüzüyor.

- I'm loaded.
- I'm rolling in dough.

Yüklüyüm.

I'm not rolling up their carpets.

Onların halılarını sarmıyorum.

What's your favorite Rolling Stones album?

Favori Rolling Stone albümünüz nedir?

I can help get the ball rolling.

işleri kaldığı yerden devam ettirmeye yardımcı olabilirim.

The kitten loved to chase rolling coins.

Kedi yavrusu yuvarlanan sikkeleri kovalamayı severdi.

"A rolling stone gathers no moss" is a proverb.

"Yuvarlanan taş yosun tutmaz" bir atasözüdür.

Dark clouds are rolling in. It's going to rain.

Kara bulutlar oluk gibi akıyor. Yağmur yağacak.

- I'm rolling in dough.
- I'm raking in the cash.

Ben çok para kazanıyorum.

Just rolling it up in this fraction of a second.

Bir saniyeden az sürede geri sarıyor.

And learned to use my rolling IV pole as a skateboard.

ve yuvarlanan serum askımı bir kaykay gibi kullanmayı öğrendim.

Just there, staring at the wall with tears rolling down my face.

öylece, yüzümden yaşlar dökülerek duvara bakardım.

China is in the process of rolling out a social credit rating

Çin, bütün nüfusu kapsayacak, dürüstlük ve doğruluk gibi

But adjusting dimpling, or rolling back innovations that made the Pro V1 successful,

Ancak Pro V1’in başarılı olmasını sağlayan çukurlaşmayı ayarlamak veya yenilikleri geri almak,

- He is in the money.
- He's rolling in dough.
- He's raking in the cash.

O, çok para kazanıyor.

Grandma sprinkled flour on the rolling pin so the dough wouldn't stick to it.

Büyükannem hamur yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.

- I have a lot of money.
- I have lots of money.
- I'm rolling in dough.

Benim çok param var.

- He earns a lot of money.
- She's rolling in dough.
- She's raking in the cash.

O çok para kazanıyor.

The utter defeat of the Crusaders at Nicopolis ended any chance of rolling back the Ottoman

Haçlıların Nigbol'da tamamen yenilgiye uğraması Osmanlıların

Well, they ask for new loans to pay back the old ones, and the snowball keeps rolling and

eskilerini geri ödemek için yeni krediler istediler ve kartopu yuvarlandı