Translation of "Digging" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Digging" in a sentence and their turkish translations:

digging digging digging goes deeper

çıkarmak için kazdı kazdı daha da derine gidiyor

- Keep digging.
- Continue digging.

Kazmaya devam edin.

Keep digging.

Kazmaya devam et.

But after digging

Fakat kazı yaptıktan sonra

Tom continued digging.

Tom kazmaya devam etti.

Tom kept digging.

Tom kazmaya devam etti.

Tom stopped digging.

Tom kazmayı durdurdu.

Just keep digging.

Sadece kazmaya devam et.

Tom started digging.

Tom araştırmaya başladı.

I kept digging.

Kazmaya devam ettim.

I started digging.

Ben kazmaya başladım.

I stopped digging.

Kazmayı bıraktım.

I continued digging.

Kazmaya devam ettim.

- I am digging a well.
- I'm digging a well.

Bir kuyu kazıyorum.

- He's digging his own grave.
- She's digging her own grave.

Kendi mezarını kazıyor.

They're digging a hole.

- Onlar çukur kazıyor.
- Onlar çukur kazıyorlar.

I'm digging a hole.

Bir çukur kazıyorum.

Digging is hard work.

Kazı yapmak zor iştir.

- He is digging his own grave.
- He's digging his own grave.

O, kendi mezarını kazıyor.

Tom is digging a hole.

Tom bir çukur kazıyor.

I'm not digging your wells.

Senin kuyularını kazmıyorum.

You're digging your own graves.

Siz kendi mezarlarınızı kazıyorsunuz.

- They are boring a hole.
- They're digging a hole.
- They are digging a hole.

Onlar çukur kazıyorlar.

It's really good at digging regolith.

Regoliti gerçekten iyi şekilde topluyor.

The dog was digging a hole.

Köpek bir çukur kazıyordu.

Tom is digging his own grave.

Tom kendi mezarını kazıyor.

You're digging your own grave, Tom.

Kendi mezarını kazıyorsun, Tom.

We're just digging our own graves.

Sadece kendi mezarlarımızı kazıyoruz.

- We are digging a well in the backyard.
- We're digging a well in the backyard.

Biz arka bahçede bir kuyu kazıyoruz.

Tom and Mary are digging a hole.

Tom ve Mary bir çukur kazıyorlar.

Tom is digging a hole, isn't he?

Tom bir çukur kazıyor, değil mi?

Tom is still digging in the backyard.

Tom hâlâ arka bahçede kazı yapıyor

He escaped from prison by digging a tunnel.

Hapisten tünel kazarak kaçtı.

If you get caught digging there is a penalty

Kazı yaparken yakalanırsanız cezası var

Tom grabbed one of the shovels and started digging.

Tom küreklerden birini aldı ve kazmaya başladı.

If you find yourself in a hole, stop digging.

Kendini bir çukurda bulursan kazmayı bırak.

One man was seen digging with his bare hands.

Bir adam çıplak elleri ile kazı yaparken görüldü.

Why has Tom been digging holes in his backyard?

Tom arka bahçesinde neden çukur kazıyor?

Oh, we thought about digging underground and putting a bomb.

yahu biz yer altını kazıp bomba koymayı düşündük az önce

Mary started digging into her purse to find her keys.

Mary anahtarlarını bulmak için çantasını araştırmaya başladı.

Tom and I plan to start digging a well tomorrow morning.

Tom ve ben bir kuyu kazmaya başlamayı planlıyoruz.

Tom handed me a shovel and told me to start digging.

Tom bana bir kürek uzattı ve kazmaya başlamamı söyledi.

It can really save you. Not only for digging shelters, but also for avalanches.

Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.

They were digging for a new road and they came upon a pile of skeletons, about 50 odd,

yeni bir yol kazıyorlardı ve bir yığın iskelet, yaklaşık 50 tuhaf

How horrible, fantastic, incredible it is that we should be digging trenches and trying on gas-masks here because of a quarrel in a far away country between people of whom we know nothing.

Kim olduklarını bilmediğimiz insanların arasında, çok uzak bir ülkedeki savaş yüzünden burada gaz maskeleri denemek ve hendekler kazmak zorunda olmamız ne kadar korkunç, fantastik, inanılmaz.