Examples of using "Burning" in a sentence and their turkish translations:
Bir şey yanıyor.
Biz hiçbir şey yakmıyoruz.
Yanan bir şey var.
Roma yanıyor.
Yangın hala yanıyor.
Kömür yanıyor.
Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
- Gözlerim yanmaya devam ediyor.
- Gözlerim yanıp duruyor.
Orman yanıyor.
Çalı yanıyor.
Evler yanıyor.
Gözlerim yanıyor.
Sanırım bir şey yanıyor.
Ağaç yanıyor.
Burada alev alev yanıyorum.
Birkaç mum yanıyordu.
Gökdelen yanıyor.
Biz hiçbir şey yakmıyoruz.
Amazon ormanları yanıyor.
Köprüleri yakıyorum.
Bu bir şeyin yanması gibi kokuyor.
Evet, hala kömür yakıyorlar.
Ateş parlak bir şekilde yanıyordu.
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
Lütfen ateşi yanık bırakın.
O öfke ile yanıyor.
O ateşle yanıyordu.
O kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.
O, öfkeden yanıyordu.
Kamp ateşi hâlâ yanıyor.
Bak! Kitap yanıyor.
Biz ateşin yanmasını sürdürdük.
Onlardan altısı yanıyor.
Kum sıcaktan yanıyor.
Yanan bir şey kokusu alıyor musun?
Yanan lastik kokusunu alıyor musun?
Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum, Anne.
- Tom, Burning Man festivaline gitti.
- Tom, Yanan Adam festivaline gitti.
- Binanın yandığını gördüm.
- Binayı yanarken gördüm.
Lamba hala yanıyordu.
Araba yağ yakıyor.
- Yanık kokusu olduğunu sanmıştım.
- Yanık kokusu aldığımı düşünmüştüm.
- Burnuma yanık kokusu geldiğini sandım.
O öfkeden köpürüyordu.
Denizciler yanan gemiyi terk ettiler.
O eve gitmeyi çok istiyordu.
Neden bu resimleri yakıyorsun?
O galiba cehennemde yanıyor.
Mutfakta bir şey yanmıyor mu?
Sanırım yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
Savaşçı evi yakıyor mu?
Neden Bu fotoğrafı yakıyorsun?
Burada yanan bir ağrım var.
O neden romanını yakıyor?
Sami'nin evi şiddetle yanıyordu.
Tütsü yakmayı bırak! Astımım var.
Bazısı kış uykusuna yatarak asgari enerji harcıyor.
toprağı kullanma biçimimiz
İtfaiyeci yanan eve doğru koştu.
Işıklar bütün gece yanıyordu.
İtfaiyeciler yanan eve doğru koştu.
Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
Yanan bina çökmek üzereydi.
- Ateşle yanıyorum sanırım.
- Çok yüksek ateşim olduğunu düşünüyorum.
Tom yanan evden kaçtı.
Sobadaki kömür yanıyor.
Sami'nin evi şu anda yanıyor.
fosil yakıtları kullanmayı kestiğimizde
Yakıcı bir acı hissetti, kıvrandıracak şiddetteydi.
İki gram petrol için dünyayı yakanlar
gıdıklanma ile can yanması arasında bir his yaşarız
Çocuk, yanan bir evden kurtuldu.
O, gece gündüz çalışıyordu.
Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
Pencerede yanan bir ışık vardı.
Tom yanan arabadan Mary'yi çıkardı.
Evimiz yanıyor ve biz başka bir yere bakıyoruz.
Yanan evden çocuğu kurtardı.
Tom yanan evden iki çocuk taşıdı.
Tom, çocukları yanan evden kurtardı.
Amazon yağmur ormanları rekor seviyede yanıyor.
Nero Roma yanarken Roma'ya baktı.
Noel ağacındaki mumlar yanıyor.
Tom yanan bir arabaya bindi ve yandı.
Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu almıyor musun?
Tom yanan evden Mary'nin köpeğini kurtardı.
Sıcak su şişesi bacağımı yakıyor.
ama şöyle diyoruz; bugün güneş çok yakıcı yahu
Yan odada yanan bir şeyin kokusunu almıyor musun?
Bahçıvan bahçesinde dökülmüş yaprakları yakıyor.
Ev yanıyor!
Tom yanan bir şeyin kokusunu aldığını düşündüğünü söyledi.
Yanan evden caddeye kıvılcımlar yağdı.
Benim veri yazma yazılımım bir hata mesajı gösteriyor.
İnsanlar çığlık atarak yanan binadan koşarak dışarıya çıktı.
Tom yanan uçaktan kaçabildi.
Ev yanıyor.