Translation of "Blocked" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Blocked" in a sentence and their turkish translations:

- They blocked it.
- They blocked her.

Onu engellediler.

They blocked it.

Onu engellediler.

Roads are blocked.

Yollar tıkalı.

- They blocked it.
- They blocked her.
- They restrained her.

Onlar onu kontrol altına aldı.

This pipe is blocked.

Bu boru tıkanmış.

They blocked his proposal.

Onlar onun teklifini engellediler.

I blocked everything out.

Ben her şeyi engelledim.

The road was blocked.

Yol bloke edilmişti.

Tom blocked my way.

Tom yolumu tıkadı.

The road is blocked.

Yol tıkalı.

Food shipments were blocked.

Gıda sevkiyatı bloke edildi.

He blocked my way.

O benim önümü kesti.

The bridge is blocked.

Köprü tıkalı.

I blocked Tom's way.

Tom'un yolunu kapattım.

The highway was blocked.

- Otoyol engellendi.
- Otoyol kapandı.

Tom blocked the door.

- Tom kendini kapıya siper etti.
- Tom kapıya siper oldu.
- Tom kapıyı tuttu.

Fallen rocks blocked the road.

Düşen kayalar yolu kapattı.

Why is that road blocked?

Neden o yol tıkalı?

Facebook is blocked in China.

Facebook, Çin'de engellidir.

The tree blocked the road.

Ağaç yolu kapattı.

That woman blocked my way.

O kadın yolumu kesti.

WhatsApp is blocked in Brazil.

WhatsApp, Brezilya'da engelleniyor.

The harbor can be blocked.

Liman bloke edilebilir.

Layla blocked Sami's e-mail.

Leyla, Sami'nin e-postasını engelledi.

Sami blocked Layla on Facebook.

- Sami, Leyla'yı Facebook'ta engelledi.
- Sami, Leyla'yı Facebook'ta blokladı.

Sami blocked Layla's phone number.

- Sami, Leyla'nın telefon numarasını bloke etti.
- Sami, Leyla'nın telefon numarasını engelledi.

Fallen rocks blocked the way.

Düşen kayalar yolu kapattı.

She blocked him on Facebook.

Onu Facebook'ta engelledi.

Sami's vehicle blocked the road.

- Sami'nin aracı yolu kilitledi.
- Sami'nin aracı yolu kapattı.

But today, their path is blocked.

Fakat günümüzde yolları üzerinde engeller var.

The heavy snowfall blocked the roads.

Yoğun kar yağışı yolları tıkadı.

A fallen tree blocked the path.

Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.

Turkey has blocked access to Twitter.

Türkiye, Twitter'a erişimi engelledi.

A fallen tree blocked the way.

Devrilmiş bir ağaç yolu kapattı.

I have been blocked many times.

Ben birçok kez engellendim.

Traffic was blocked by a landslide.

Trafik bir heyelan tarafından engellendi.

Sami blocked us on his Instagram.

- Sami bizi İnstagram'ında engelledi.
- Sami bizi İnstagram'ında blokladı.

Sami blocked Layla through e-mail.

Sami, Leyla'yı e-posta yoluyla engelledi.

Sami blocked Layla off his Instagram.

Sami, Leyla'yı İnstagram'ından engelledi.

The road was blocked by fallen rocks.

Yol düşen kayalar tarafından bloke edildi.

The drain in the washbasin is blocked.

Lavabodaki boru tıkalıydı.

The tall trees blocked out the sun.

Uzun ağaçlar güneşi kesiyordu.

A curtain of mist blocked our view.

Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.

Tom blocked the hole with a rag.

Tom deliği bir bezle tıkadı.

The road is blocked because of an accident.

Yol kaza nedeniyle kapandı.

I was told my tear duct was blocked.

Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.

- The road is closed.
- The road is blocked.

Yol kapalı.

Tom blocked Mary's punch and kicked her again.

Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti ve ona tekrar tekme attı.

The street is blocked because of the demonstration.

Gösteriden dolayı cadde tıkalıydı.

That street is blocked because of the works.

O cadde çalışma nedeniyle kapalı.

The construction blocked the entrance to the street.

İnşaat, caddeye girişi engelledi.

The street was blocked by a huge truck.

Sokak büyük bir kamyon tarafından tıkanmıştı.

A car lying on its side blocked the passage.

Yan yatan bir araç geçişi engelledi.

The snow that accumulated in the streets blocked traffic.

- Sokaklarda biriken kar, trafiği engelledi.
- Caddelerde biriken kar, trafiği engelledi.

The roads are blocked due to the bad weather.

Yollar kötü havadan dolayı tıkalıydı.

Southern senators blocked anti-lynching legislation through the 1930s.

Güney senatörleri 1930'lu yıllara kadar linç önleme yasasını engelledi.

I blocked him because his behavior was not appropriate.

Onu engelledim çünkü davranışı uygunsuzdu.

The path between the two houses was blocked by snow.

İki ev arasındaki yol kar tarafından bloke edildi.

Main Street was blocked off all morning for the parade.

Ana cadde tören için bütün sabah bloke edildi.

You've blocked me on Facebook, and now you suddenly disappear.

Beni Facebook'ta engelledin ve şimdi aniden kayboluyorsun.

Don't call it a day just because the road's blocked.

Sadece yol tıkalı olduğu için paydos etme.

You blocked me on Facebook, and now you're going to die.

Beni Facebook'ta engelledin, şimdi öleceksin.

Not only is my nose blocked, but my temperature is high.

Sadece burnum tıkanmadı fakat aynı zamanda ateşim yüksek.

Tom blocked Mary's way and wouldn't let her enter the room.

Tom Mary'nin yolunu bloke etti ve onun odasına girmesine izin vermedi.

Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.

Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.

With Surfshark installed, it’s simple to access geo-blocked streaming services such

Surfshark kuruluyken, hangi ülkede olursanız olun, Netflix, BBC iPlayer, Hulu ve daha fazlası

- A fallen tree obstructed the road.
- A fallen tree blocked the road.

Devrilen bir ağaç yoku kapattı.

And then I blocked off the entrance a little bit with the snow.

Girişi de biraz  karla kapattım.