Translation of "Bills" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Bills" in a sentence and their turkish translations:

Would you like big bills or small bills?

Büyük faturaları mı yoksa küçük faturaları mı istiyorsun?

I paid my bills.

Ben faturalarımı ödedim.

Who'll pay the bills?

Faturaları kim ödeyecek?

Grocery bills are big.

Bakkal faturaları çok fazladır.

Some bills can wait.

Bazı faturalar bekleyebilir.

Sami paid Layla's bills.

Sami, Leyla'nın faturalarını ödedi.

They paid their bills.

Onlar faturalarını ödediler.

Tom wouldn't pay his bills.

Tom faturalarını ödemezdi.

Tom paid all his bills.

Tom bütün faturalarını ödedi.

I have bills to pay.

Ödeyecek faturalarım var.

Tom couldn't pay his bills.

- Tom onun senetlerini ödeyemedi.
- Tom onun faturalarını ödeyemedi.

I've got bills to pay.

Ödenecek faturalarım var.

Sami can pay the bills.

Sami faturalarını ödeyebilir.

And getting out-of-network bills.

birçok insan var.

Do you have any smaller bills?

Hiç daha küçük banknotların var mı?

Dan struggled to pay his bills.

Dan faturalarını ödemek için mücadele etti.

Tom refused to pay his bills.

Tom faturalarını ödemeyi reddetti.

Our energy bills are extremely high.

Bizim enerji faturaları son derece yüksek.

I need to pay some bills.

Bazı faturaları ödemem gerek.

Have you paid all the bills?

Bütün faturaları ödedin mi?

I pay my bills on time.

Ben faturalarımı zamanında öderim.

Please change these bills into coins.

Lütfen bu banknotları madeni paraya bozun.

I'm paying most of your bills.

Faturalarının çoğunu ben ödüyorum.

I want to pay my bills.

Faturalarımı ödemek istiyorum.

We pay a lot of bills.

Bir sürü fatura ödüyoruz.

Tom struggled to pay his bills.

Tom faturalarını ödemek için çabalıyordu.

Tom struggles to pay his bills.

Tom faturalarını ödemek için çabalıyor.

Which bills are you talking about?

- Hangi faturalar hakkında konuşuyorsun?
- Hangi tasarılar hakkında konuşuyorsun?

I pay my bills every month.

Faturalarımı her ay öderim.

Sami's unpaid bills were piling up.

Sami'nin ödenmemiş faturaları biriktiriyordu.

Sami needs to pay his bills.

Sami'nin, faturalarını ödemesi lazım.

Tom couldn't pay all his bills.

Tom tüm faturalarını ödeyemedi.

- You should've paid your bills on time.
- You should have paid your bills on time.

Faturalarını zamanında ödemeliydin.

And we got three sets of bills.

ve üç grup faturamız oldu.

Credit companies send their customers monthly bills.

Kredi firmaları kendi müşterilerine aylık faturalar gönderir.

Do you want small bills or large?

Bozuk mu istersiniz bütün mü?

The bills are all done by computers.

Tüm faturalar bilgisayarlar tarafından düzenlenir.

Doctors' bills really cut into our savings.

Doktor faturaları birikimlerimizi gerçekten azaltıyor.

Tom is refusing to pay his bills.

Tom faturaları ödemeyi reddediyor.

Do you have any one dollar bills?

Bir dolarlık banknotun var mı hiç?

They keep forgetting to pay the bills.

Onlar faturaları ödemeyi unutmaya devam ediyorlar.

Tom reminded me to pay my bills.

Tom bana faturalarımı ödememi hatırlattı.

Tom pulled some bills from his wallet.

Tom cüzdanından bazı faturalar çıkardı.

They have enough money for their bills.

Hesaplar için yeterli paraya sahipler.

You keep forgetting to pay the bills.

Faturaları ödemeyi unutmaya devam ediyorsun.

I usually pay my bills on time.

Ben genellikle faturalarımı zamanında öderim.

All American bills are similar in color.

Bütün Amerikan faturaları renk olarak benzerdir.

Many people worry about paying their bills.

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.

Tom makes enough to pay his bills.

Tom faturalarını ödemek için yeterince kazanıyor.

Who's the one who pays the bills?

Faturaları ödeyen kim?

You should pay your bills on time.

Faturalarını zamanında ödemelisin.

I gave Tom three one-dollar bills.

- Tom'a üç adet 1 dolarlık banknot verdim.
- Tom'a üç tane kâğıt 1 dolar verdim.

- I thought I had already paid these bills.
- I thought that I had already paid these bills.

Bu faturaları daha önce ödemiş olduğumu düşündüm.

How can I pay my bills without work!

- Nasıl çalışmadan borçlarımı ödeyebilirim ki!
- İşim olmadan nasıl borçlarımı ödeyeyim ki!

I have a lot of bills to pay.

Ödenecek çok faturam var.

I'm the one that pays all the bills.

Bütün faturaları ödeyen kişi benim.

Tom pulled some bills out of his billfold.

Tom cüzdanından bazı faturaları çıkardı.

I wanted to help Tom pay his bills.

Tom'un faturalarını ödemesine yardım ettim.

We have bills that need to be paid.

Bizim ödenmesi gereken faturalarımız var.

I can't pay all my bills this month.

Bu ay tüm faturalarımı ödeyemem.

Tom pulled three bills out of his wallet.

Tom cüzdanından üç fatura çıkardı.

I'm the one who pays all the bills.

Bütün faturaları ödeyen benim.

I don't like having to pay your bills.

Faturalarını ödemek zorunda olmayı sevmiyorum.

Who's the one who pays all the bills?

Bütün faturaları ödeyen adam kim?

- Tom assumed that Mary would pay her bills on time.
- Tom assumed Mary would pay her bills on time.

Tom Mary'nin faturalarını zamanında ödeyeceğini varsaydı.

Isn't worth much if you can't pay your bills.

vizyonun tümü çok kıymetli olmaz.

Would our individual bills go down? Our health premiums?

Bireysel faturalarımız düşer miydi? Sağlık sigorta primlerimiz?

I almost forgot to pay my bills last month.

Geçen ay faturalarımı ödemeyi neredeyse unutuyordum.

I want to thank Tom for paying my bills.

Faturalarımı ödediği için Tom'a teşekkür etmek istiyorum.

Tom burned a big wad of hundred dollar bills.

Tom büyük bir tomar yüz dolarlık banknot yaktı.

Two-dollar bills are rare in the United States.

İki dolarlık banknotlar Amerika'da nadirdir.

Please give me the money in twenty-dollar bills.

Lütfen parayı bana yirmi dolarlık banknotlar halinde verin.

I wish I had paid my bills on time.

Keşke faturalarımı zamanında ödeseydim.

Why is it always my responsibility to pay the bills?

Neden faturaları ödemek her zaman benim sorumluluğum?

I have a lot of bills I have to pay.

Ödemek zorumda olduğum bir sürü faturam var.

Sally exchanged a twenty-dollar bill for five-dollar bills.

Sally, yirmi-dolarlık bir banknotu beş dolarlık banknotlarla değiştirdi.

Tom doesn't have enough money to pay all his bills.

Tom bütün faturalarını ödemek için yeterli paraya sahip değil.

We pay our bills at the end of the month.

Ayın sonunda faturalarımızı ödemeliyiz.

My telephone service was cut off because of unpaid bills.

Ödenmeyen faturalar nedeniyle benim telefon hizmetim kesildi.

I'm the one who has to pay all the bills.

Tüm faturaları ödemek zorunda olan kişi benim.

Mary had to work three shifts to pay her bills.

- Mary faturalarını ödemek için üç vardiya çalışmak zorundaydı.
- Mary faturalarını ödemek için üç vardiya çalışmak zorunda kaldı.

Tom had to work three shifts to pay his bills.

Tom faturalarını ödemek için üç vardiya çalışmak zorunda kaldı.

Of a house I've never seen before and pay the bills.

ve faturalarını ödemek için İstanbul'a geliyorum.

How did you find out that Tom hadn't paid his bills?

Tom'un faturalarını ödemediğini nasıl öğrendin?

Tom frequently waits until the last minute to pay his bills.

Tom faturasını ödemek için sıkı sık son dakikaya kadar bekler.

The problem is that Tom doesn't pay his bills on time.

Sorun Tom'un faturalarını zamanında ödememesi.

Why don't you just go ahead and pay all your bills?

Neden sadece devam etmiyorsun ve tüm faturalarını ödemiyorsun?

Tom had barely enough money to pay his bills last month.

Tom'un geçen ay faturalarını ödemeye parası zar zor yetti.

This isn't a great job, but it helps pay the bills.

Bu harika bir iş değil, faturaları ödemeye yardım ediyor.

I give you enough money every month to pay all your bills.

Sana her ay tüm faturalarını ödemeye yetecek kadar para veriyorum.

I pay most of my bills on the first of each month.

Her ayın birinde faturalarımın çoğunu öderim.

Tom doesn't have enough money to pay all his bills this month.

Bu ay Tom'un tüm faturalarını ödemek için yeterli parası yok.

Tom had to pawn his guitar in order to pay his bills.

Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin bırakmak zorunda kaldı.

Tom had to pawn his guitar so he could pay his bills.

Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin vermek zorundaydı.

The problem is that some of our bills haven't yet been paid.

Sorun bizim faturalardan bazılarının henüz ödenmemiş olmasıdır.

- Tom thinks that Mary won't be able to pay all her bills this month.
- Tom thinks Mary won't be able to pay all her bills this month.

Tom Mary'nin bu ay tüm faturalarını ödeyemeyeceğini söylüyor.

- My problem is other people know you're the one who's paying my bills.
- My problem is other people know that you're the one who's paying my bills.

Benim sorunum diğer insanların benim faturalarımı ödeyen kişinin sen olduğunu bilmesidir.

Up until now, oil has allowed the payment of all kinds of bills.

Şimdiye kadar, petrol bu ülkelerin her türlü borcunu ödemesini sağladı.