Examples of using "Begging" in a sentence and their turkish translations:
Size yalvarıyorum.
- Onlar yalvarıyorlardı.
- Onlar dileniyorlardı.
O dilenerek yaşıyor.
- Sana yalvarmıyorum.
- Size yalvarmıyorum.
Leyla, Sami'ye yalvarıyordu.
Dilencilik kanunen yasaktır.
Yalvarıyorum, tekrar düşün.
Bilinmeyen varlıklara yalvarmak akıllıca değil.
Sana yalvarıyorum, kızma.
Sami hayatı için yalvarıyordu.
Çocuk her zaman bir şey istiyor.
Diz çöktün, af için Tanrı'ya yalvarıyordun.
Sana sormuyorum. Sana yalvarıyorum.
Yalvarma hepimizin başa çıktığı bir gerçek.
Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.
Adam kapı kapı dilenmeye gitti.
Ondan yardım istemeye hiç gerek yok.
Sana yalvarıyorum. Ne istersen yapacağım!
Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır.
Not dilenme artık.
Onu yiyecek için yalvarmasını görmek kalbimi kırdı.
Tom hayatı için yalvardı.
Sami dizlerine düştü ve hayatı için yalvarıyordu.
Günlerinin çoğunu cami önlerinde dilenerek geçirdi.
davasının tekrar açılması için yalvararak.
Ben yol kenarı boyunca gıda için dilenen çocuklar gördüm.
"Neden sadaka için yalvarıyorsun, Diogenes?" "Cömertlik öğretmek için."
Tom çoğu günleri turistik yerlerin önünde para istemek için harcadı.
Düşündüğüm gibi, yüklenici bugün daha fazla zaman isteyerek geri döndü.
Sana yalvarıyorum. Beni güldürme. Dün çok fazla mekik çektim ve karın kaslarım ağrıyor.