Translation of "Bait" in Turkish

He avoided the bait.

O, yemden kaçındı.

Don't take the bait.

Yem alma.

Tom took the bait.

Tom yemi aldı.

Fadil took the bait.

- Fadıl zokayı yuttu.
- Fadıl yemi yuttu.

Sami took the bait.

Sami yemi aldı.

And use those as bait...

onları yemek olarak kullanır

And use those as bait,

onları yem olarak kullanır

Do you have any bait?

Hiç yemin var mı?

She didn't take the bait.

- O zokayı yutmadı.
- O tuzağa düşmedi.

He didn't take the bait.

O oltaya gelmedi.

Tom didn't take the bait.

Tom yemi almadı.

I won't take the bait.

Oltaya gelmeyeceğim.

I use worms as bait.

Olta yemi olarak solucan kullanıyorum.

Tom put bait on the hook.

- Tom oltaya yem taktı.
- Tom olta iğnesine yem koydu.

I put bait on the hook.

Oltaya yem taktım.

What are you using for bait?

Yem için ne kullanıyorsun?

Layla used her body as bait.

Leyla bedenini yem olarak kullandı.

What did you use for bait?

Yem için ne kullandın?

He put live bait on a hook.

O, oltaya canlı yem taktı.

There's a bait shop in my neighborhood.

Semtimde bir balık avı marketi var.

It's hard to catch fish without bait.

Yem olmadan balık yakalamak zor.

Sami threw the bait in the water.

Sami yemi suya attı.

I am not going to take the bait.

Ben tuzağa düşmeyeceğim.

Great bait, mate, I rate eight out of eight.

Büyük yem, dostum, sekizde sekiz veriyorum.

Without bait, it'll be hard to catch any fish.

Yem olmadan, herhangi bir balık yakalamak zor olacaktır.

Maybe Tom didn't use the right kind of bait.

Belki Tom doğru tür yem kullanmadı.

Before he went fishing, he dug up some worms for bait.

O, balık tutmaya gitmeden önce, yem için yeri kazıp birkaç solucan çıkardı.

Or, I can take some of these larvae... and use those as bait

Ya da larvalardan biraz alıp onları yem olarak kullanır

I think it's time for me to put new bait on the hook.

Sanırım oltaya yeni bir yem takmamın zamanıdır.

If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.

Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.