Examples of using "Baghdad" in a sentence and their turkish translations:
Bağdat'ta yaşıyorum.
Bağdat'ta yaşıyorlar.
Bağdat'ta üç gün geçirdik.
Bağdat'ta hükümet düşmüştü.
Dan, Bağdat'taki bir patlamada öldü.
Tom Jackson, Bağdat'ta CIA istasyon şefiydi.
1258 de Bağdata 15 tümenle harekete geçtiler.Sayıları 150 bini buluyordu.
İskenderiye, Cidde ve Dubai gibi şehirler suyla yutulacak
Bağdatın düşüşünden bir yıl sonra bile İslam dünyasında bunun şoku hissediliyordu.
Tarih kitapları Moğolların Bağdat'ı işgalinden sonra birçok kitabın Dicle Nehri'ne atıldığını ve bu yüzden nehrin renginin kitapların mürekkebiyle maviye döndüğünü yazıyor.