Translation of "Appear" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Appear" in a sentence and their turkish translations:

Tom didn't appear.

Tom görünmedi.

They appear dead.

Onlar ölü görünüyorlar.

Why didn't they appear?

Onlar neden gelmedi?

Tom didn't appear concerned.

Tom endişeli görünmedi.

Try to appear happy.

Mutlu görünmeye çalış.

She failed to appear.

Görünen o ki kız başarısız oldu.

Miss Jackson did not appear.

Bayan Jackson ortaya çıkmadı.

Do I appear that weak?

O kadar cılız görünüyor muyum?

Tom tried to appear calm.

Tom sakin görünmeye çalıştı.

He's known to appear sluggish.

Onun halsiz göründüğü bilinmektedir.

Tom and Mary appear surprised.

Tom ve Mary şaşırmış görünüyorlar.

Olivia doesn't appear very much.

Olivia çok fazla görünmüyor.

These two problems appear unrelated.

Bu iki sorun ilgisiz görünüyor.

Tom's injury didn't appear serious.

Tom'un yarası ciddi görünmüyordu.

Dan didn't even appear remorseful.

Dan bile pişman görünmüyordu.

Kelly will appear on TV.

Kelly TV'da çıkacak.

It would appear they're compatible.

Uyumlu oldukları görünüyor.

Tom will appear on TV.

Tom TV'de görünecek.

The stars were beginning to appear.

Yıldızlar görünmeye başlıyordu.

His novels also appear in French.

Romanları Fransızca olarak da yayınlanmaktadır.

They appear to know the fact.

Onlar gerçeği biliyor gibi görünüyorlar.

Sooner or later, she will appear.

O er geç ortaya çıkacak.

You have to appear in person.

Bizzat görünmek zorundasın.

Tom was trying to appear calm.

- Tom sakin görünmeye çalışıyordu.
- Tom sakin gözükmeye çalışıyordu.

I don't want to appear ungrateful.

Ben nankör görünmek istemiyorum.

You appear to have an infection.

Bir enfeksiyonun var gibi görünüyorsun.

The hostages appear to be OK.

Rehineler iyi görünüyor.

Dinosaurs could appear on Earth soon.

Dinozorlar yakında dünya'da görülebilir.

Tom doesn't appear to be nervous.

Tom sinirli gibi görünmüyor.

Tom didn't appear during the meal.

Tom yemek sırasında görünmedi.

Things aren't always as they appear.

İşler her zaman göründüğü gibi değil.

Tom didn't appear to recognize Mary.

Tom Mary'yi tanıyor gibi görünmüyordu.

Tom doesn't want to appear weak.

Tom zayıf görünmek istemez.

Tom didn't appear to be injured.

Tom yaralanmış gibi görünmüyordu.

- He did not appear until late at night.
- He didn't appear until late at night.

Gece geç saatlere kadar görünmedi.

I can make this one appear too,

Bunu da ortaya çıkarabilirim

appear not to be choices at all?

bize seçim olarak görünmüyor?

The immunotherapy drugs appear to be working,

Bağışıklık tedavisi ilaçları işe yarıyor gibi.

Now, these are larger than they appear.

Bunlar göründüğünden daha büyük.

Because in many movies these names appear

çünkü bir çok filminde bu isimler çıkıyor karşımıza

Before long, the moon began to appear.

Çok geçmeden, ay görünmeye başladı.

Tom was asked to appear on television.

Tom'un televizyona çıkması rica edildi.

Their view of life may appear strange.

- Onların hayat görüşü tuhaf görünebilir.
- Hayata bakışları garip görünebilir.

Stars began to appear in the sky.

Yıldız gökyüzünde görünmeye başladı.

He was summoned to appear in court.

Mahkemeye çağrıldı.

His new book will appear next month.

Onun yeni kitabı gelecek ay çıkacak.

He did not appear until about noon.

Yaklaşık öğleye kadar görünmedi.

The "kebab murders" appear to be solved.

"Kebap cinayetleri" çözülmüş görünüyor.

The documents appear to have been changed.

Belgeler değiştirilmiş gibi görünüyor.

Tom doesn't appear to have any injuries.

Tom herhangi bir yarası var gibi görünmüyor.

Tom was summoned to appear in court.

Tom mahkemeye çıkmaya çağrıldı.

My name doesn't appear on the list.

Adım listede görünmüyor.

Tom doesn't appear to be paying attention.

Tom, dikkatini veriyor gibi görünmüyordu.

The magician made birds appear and disappear.

Sihirbaz, kuşu görünür ve görünmez yaptı.

I appear to have misplaced my keys.

Anahtarlarımı yanlış yere koymuşum gibi görünüyor.

We appear to be out of danger.

Tehlikeyi atlatmış görünüyoruz.

Jane was billed to appear as Ophelia.

Jane Ophelia olarak tanıtıldı.

You appear to think of other things.

Diğer şeyleri düşünüyor görünüyorsunuz.

Tom doesn't appear to be very religious.

Tom çok dindar gibi gözükmüyor.

Tom doesn't appear to agree with you.

Tom senin düşüncene katılıyor gibi görünmüyor.

Tom doesn't appear to be too happy.

Tom çok da mutlu görünmüyor.

Tom must appear in court on Monday.

Tom pazartesi günü mahkemeye gelmeli.

Tom tried not to appear too enthusiastic.

Tom çok hevesli görünmemeye çalıştı.

He was asked to appear on television.

Ekrana davet edildi.

I didn't appear because I was sick.

Yoktum, çünkü hastaydım.

Raiders appear without warning off England’s east coast.

Baskıncılar, İngiltere'nin doğu kıyısı açıklarında uyarmadan ortaya çıkar.

The king will appear in person tomorrow evening.

Kral yarın akşam şahsen bulunacak.

He doesn't appear to be wise, does he?

O, bilge görünmüyor, değil mi?

His novels also appear in English and French.

Onun romanları İngilizce ve Fransızca olarak da yayınlanır.

Things are not what they appear to be.

İşler göründükleri gibi değil.

My father is to appear on TV tonight.

Babam bu akşam televizyona çıkacak.

Tom doesn't appear to be carrying a weapon.

Tom bir silah taşıyor gibi görünmüyor.

Objects in mirror are closer than they appear.

Cisimler, aynada gerçekte göründüklerinden daha yakındır.

Don't call the devil, because he can appear.

Şeytanı çağırma, çünkü o gelebilir.

Northern lights appear all year round in Greenland.

Kuzey ışıkları, Grönland'ta tüm yıl boyunca görünür.

Under a microscope, some viruses appear quite beautiful.

Mikroskop altında, bazı virüsler oldukça güzel görünür.

The word failure doesn't appear in Layla's dictionary.

Leyla'nın sözlüğünde başarısızlık sözcüğü yoktur.

The boy is sick, though he doesn't appear so.

Öyle görünmüyor olsa da çocuk hasta.

His new book is planned to appear next month.

Onun yeni kitabının önümüzdeki ay piyasaya çıkması planlanıyor.

I waited for an hour, but he didn't appear.

Bir saat bekledim fakat o görünmedi.

The politician didn't appear in public after the incident.

Politikacı olaydan sonra herkesin önünde görünmedi.

Some persons appear to be resistant to HIV infection.

Bazı kişiler, HIV enfeksiyonuna karşı dirençli gibi görünüyorlar.

I lost my only chance to appear on television.

Televizyonda görünmek için tek şansımı kaybettim.

Tom is scheduled to appear in court October 20th.

Tom'un 20 ekimde mahkemede olması planlanmıştı.

Objects in the mirror are closer than they appear.

Aynadaki nesneler göründüklerinden daha yakındır.

We appear to want leaders who are charming and entertaining,

Etkileyici ve eğlenceli liderler istiyor gözüküyoruz

Unlike others, it does not appear to be non-religious

Diğerlerinden farklı olarak din dışı olarak görünmez

Speak of the devil and he is sure to appear.

- İti an, çomağı hazırla.
- İyi (!) insan lafının üstüne gelirmiş!

An oni will appear inevitably to those who fear oni.

Bir oni oniden korkanlara kaçınılmaz şekilde görünecek.

The same words appear with similar frequencies in their surroundings.

aynı kelimeler çok veya az sıklıkta geçiyor

Tom didn't appear to realize what was going to happen.

Tom ne olacağını fark edecek gibi görünmüyordu.

For him to trust you, you have to appear vulnerable.

Onu sana güvenmesi için, savunmasız görünmek zorundasın.

Indeed, that place does appear to be far from here.

Aslında o yer buradan uzakta gibi görünüyor.

- Tom doesn't seem to agree.
- Tom doesn't appear to agree.

Tom kabul ediyor gibi görünmüyor.

Shooting from a low angle makes your legs appear longer.

Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızı daha uzun gösterir.