Translation of "Weak" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Weak" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's weak.
- Tom is weak.

Tom güçsüz.

- I'm weak.
- I am weak.

Ben güçsüzüm.

- Tom isn't weak.
- Tom's not weak.

Tom güçsüz değil.

- Tom became weak.
- Tom got weak.

Tom zayıfladı.

They're weak.

Onlar güçsüz.

We're weak.

Biz güçsüzüz.

You're weak.

Sen güçsüzsün.

- Tom is very weak.
- Tom's very weak.

Tom çok güçsüz.

- Tom may be weak.
- Tom might be weak.

Tom zayıf olabilir.

Weak people lose.

- Zayıf insanlar kaybederler.
- Güçsüz insanlar kaybederler.

I was weak.

Cılızdım.

You're too weak.

Çok zayıfsın.

We're too weak.

Çok zayıfız.

They were weak.

Onlar zayıftı.

I feel weak.

Cılız hissediyorum.

Tom felt weak.

Tom zayıf hissetti.

I felt weak.

Kendimi güçsüz hissettim.

I'm too weak.

Ben çok zayıfım.

I'm quite weak.

Oldukça güçsüzüm.

I'm very weak.

Çok zayıfım.

- Tom said he's weak.
- Tom said that he's weak.

Tom zayıf olduğunu söyledi.

- I'm feeling a little weak.
- I feel a little weak.

Biraz zayıf hissediyorum.

With a very weak

ve zayıf bir

Tom is rather weak.

Tom oldukça cılız.

The moonlight is weak.

Ay ışığı zayıf.

My legs are weak.

Bacaklarım zayıftır.

She is too weak.

O çok zayıf.

I am getting weak!

Güçsüzleşiyorum!

The enemy is weak.

Düşman zayıf.

Our allies are weak.

Müttefiklerimiz güçsüz.

The wind is weak.

Rüzgar zayıf.

That's his weak spot.

O onun zayıf noktası.

Tom's pulse is weak.

Tom'un nabzı zayıf.

Tom is quite weak.

Tom oldukça cılız.

Tom was too weak.

Tom çok zayıftı.

The signal's very weak.

Sinyal çok zayıf.

I'm still too weak.

Ben hâlâ çok zayıfım.

She protected the weak.

O, zayıfı korudu.

I prefer weak coffee.

Açık kahveyi tercih ederim.

Tom became extremely weak.

Tom son derece cılız oldu.

My arms felt weak.

Kollarım güçsüz hissetti.

Tom is extremely weak.

Tom son derece cılız.

They were all weak.

Onların hepsi zayıftı.

They defended weak people.

Onlar zayıfları korudular.

Tom is too weak.

Tom çok zayıf.

Both legs are weak.

Her iki bacak da güçsüz.

I'm really weak now.

Artık gerçekten zayıfım.

I still feel weak.

Hâlâ zayıf hissediyorum.

Tom got very weak.

- Tom çok zayıfladı.
- Tom çok güçsüzleşti.

My pulse is weak.

Nabzım zayıf.

- I think Tom is weak.
- I think that Tom is weak.

Tom'un zayıf olduğunu düşünüyorum.

- I know that Tom is weak.
- I know Tom is weak.

Tom'un zayıf olduğunu biliyorum.

- Tom said Mary isn't weak.
- Tom said that Mary isn't weak.

Tom Mary'nin zayıf olmadığını söyledi.

- Tom said Mary was weak.
- Tom said that Mary was weak.

Tom Mary'nin zayıf olduğunu söyledi.

- Tom said Mary is weak.
- Tom said that Mary is weak.

Tom Mary'nin zayıf olduğunu söyledi.

I am weak in German.

- Ben Almancada zayıfım.
- Almancam zayıf.

The string is very weak.

Halat çok zayıf.

Mathematics is her weak point.

Matematik onun zayıf noktasıdır.

She is weak by nature.

O yaratılıştan zayıftır.

He's a weak-willed man.

- O zayıf iradeli bir adam.
- O iradesi zayıf bir adamdır.

I am weak in math.

Matematikte zayıfım.

This rope is very weak.

Bu ip çok zayıf.

Tom's pulse is very weak.

Tom'un nabzı çok zayıf.

He is small and weak.

O, küçük ve güçsüz.

Do I appear that weak?

O kadar cılız görünüyor muyum?

I'd like my coffee weak.

Kahvemi hafif istiyorum.

I like my coffee weak.

Kahvemi hafif severim.

Tom has a weak stomach.

Tom'un zayıf bir midesi vardır.

Tom has a weak heart.

Tom'un zayıf bir kalbi var.

Sleeping is for the weak.

Uyumak zayıflar içindir.

I am weak in geography.

Ben coğrafyada zayıfım.

His health has become weak.

Onun sağlığı zayıfladı.

Tom is really weak now.

Tom artık gerçekten zayıf.

This is her weak point.

Bu onun zayıf noktası.

He is weak in English.

- O, İngilizcede zayıftır.
- O, İngilizcede zayıf.

Physics is my weak subject.

Fizik benim zayıf dersim.

He has a weak will.

O zayıf bir iradeye sahiptir.

Tom is small and weak.

Tom küçük ve zayıf.

Tom is a weak person.

Tom zayıf bir insandır.

I have a weak stomach.

Zayıf bir midem var.

I'm too weak to work.

Çalışmak için çok zayıfım.

Tom is still very weak.

Tom hâlâ çok zayıf.

I felt a little weak.

Biraz zayıf hissettim.

Tom is probably still weak.

Tom muhtemelen hala zayıf.

I know Tom's weak points.

Tom'un zayıf noktalarını biliyorum.

Tom is weak, isn't he?

Tom güçsüz, değil mi?

I know his weak points.

Zayıf noktalarını biliyorum.

This coffee is too weak.

- Bu kahve çok hafif.
- Bu kahve çok yumuşak içimli.